Avrupa standartlarında bir Cezaevi’nin Kuzey Kıbrıs’a kazandırılması hayali ile yazımı kaleme alıyorum.
Merkezi Cezaevi’nin içler acısı durumu kimseyi rahatsız etmiyor olsa gerek. Hükümetin duyarsızlığı geleceğin suçlularını yaratmaya devam ediyor. Ülkemizdeki suç oranı gittikçe artmakta ve büyük sıkıntı yaşanmaktadır. Çocuk yaştaki suçlular, ıslah evi yerine Merkezi Cezaevi’nde uyuşturucu, ırza geçme, hırsızlık, sahtecilik, adam öldürme, müebbet hapis ve ağır suçtan yargılanarak hüküm giymiş kişilerle bir arada ceza çekmektedir. 16 yaşında dünyanın ne olduğunu anlamadan yaşam koşullarının getirdiği ya da arkadaş kurbanı olan birçok genç hak etmediği ortamda suçlarının cezasını çekmektedir. Hiçbir gencin böylesine bir ortamda ıslah olması beklenemez. Ama maalesef ihaleye çıkan ve Kıbrıslı Müteahhitlerin yapmasını ön görmedikleri yeni Cezaevi için ayrılan paranın ortada olmaması çok düşündürücüdür. Böylesine bir fırsatın elimizden kaçması üzücü ve bir o kadar da akıl almazdır.
Tarih 1 Aralık 2012…
Merkezi cezaevi için start verildi haberleri yayınlandı. Herkes bir anda yeni bir cezaevi yapılacak diye hayaller kurdu. Türkiye Adalet Bakanı ile Merkezi Cezaeviyle ilgili görüşmeler yapıldı. Yetersiz olan cezaevinin daha topluma yakışır hale getirilerek, mahkûmların topluma kazandırılması amaçlandı. Ama bugün görüyoruz ki topluma kazandırmayı hedefledikleri mahkûmlar azılı suçlu olarak topluma karışıyor.
Geçmişte yapılması planlanan cezaevi konusunun ihale mevzuatına takıldığını hatırlatmak isterim. Kıbrıslı Müteahhitlerin devre dışı kalmasına neden olan bu mevzuat için hükümet bir adım atmamış, Ankara’nın bütçe ayırmasını bile hiçe sayarak paranın ortadan kaynamasına neden olmuştur. Cezaevi için ayrılan paranın akıbetini soran yokken nasıl bir gelecek hedeflenmektedir merak ediyorum.
Koltuğunda oturmaktan başka işveli olmayan bakanların elinde olan cezaevi konusunda bir adım atılmaması çok üzücü olduğu kadar utanç vericidir de. Türkiye ve KKTC arasında yaşanan mevzuat sıkıntısı halkı ilgilendirmemektedir. Halen bu sorun çözümlenmemiş olup, TC-KKTC arasındaki hukuk yargı engeline takılmış tır. Merkezi Cezaevi Projesi ve Karayolları Master Plan Uygulama Projeleri olmak üzere protokol kapsamı süresince yapılacak yatırım projelerini Ankara’da ihale etmeyi taahhüt ettiği gerekçesiyle protokole imza koyanları ülkenin geleceği ile oynadıkları için kınıyorum. Ülkenin geleceği ile oynayan bu siyasiler suç oranının her gün arttığı ülkemizde suç oranından bir haber koltuk sevdası diye tutturmuştur.
Cezasını çekerken içeride yaşadığı olayların etkisi ile bir takım travmalar yaşayan ve suçuna suç ekleyerek topluma karışan bu gençlerin geleceği siyasilerin iktidarsızlığı yüzünden ortadan yok oluyor. Bu insanların içeride sürdürdükleri yaşam koşullarından herhangi siyasinin haberi var mı bilemem ama üzülerek söylemek isterim ki yıkanacak suyu bile bulamayan bu insanlar, insanlık dışı bir ortamda yaşam mücadelesi vererek cezalarını çekiyor. Bir takım kişilerin suçluları ‘hor görmesi’ hoşnut değildir. Her insan bir suçlu adayı iken yarının neler getireceğini bilmeden davranamayız. Adaletin yetersiz olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Sistem olmayan bu ülkede nelerle karşılaşabileceğimizi bile bilmiyoruz. İçerideki sağlıksız ortamda, suçlarının cezasını eziyet çekerek sürdüren bu insanların insanlık dışı bir cezaevinde yatmalarını şiddetle kınıyorum.