Ülkemizde göz önünde bulunan siyasiler, televizyon sunucuları, belediye başkanları ve gazeteciler kendilerine bakmakla yükümlü hissederler kendilerini. Kadın olsun erkek olsun güzel ve şık görünmek isterler.

İnsanın üzerinde taşıdığı kıyafetten tutun saçına, eline, ayakkabısında hatta makyajına kadar markaja alınır.

Son günlerde Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı İrsen Küçük’ün saçlarını boyaması bayağı tepki yarattı toplumda. Tabi ki İrsen beye yol gösterenlerin fikri olan bu düşünceyi şahsen ben yadırgamadım. İrsen Bey saçını boyatmış olabilir, belki yakıştı belki de yakışmadı. Bu konunun günlerce ele alınıp bu konu üzerinden propaganda yapılmasını da doğru bulmadığımı dile getirmek isterim.

İrsen Küçük’e imaj makeri yanlış yönlendirme yaparak, onu zorda bıraktı. Bu durum ilerici kişilerin tartışıp ele alacağı bir konu değildir. Bu konu 28 Temmuzda erken genel seçime hazırlanırken propaganda konusu yapılacak konu da değildir.

Ben şahsen pek umursamam bu tür değişiklikleri çünkü markaj altında olan birçok insan kendine bakıp, değişiklik yaratmak zorunda hisseder kendini.

İrsen Küçük’ün de saçlarında değişiklik yapmasını gerektiren sebep açıktır aslında.

Sürekli yaşlı olması gündemde.

Yani artık siyasetten çekilmesini ön gören kişiler sanırım İrsen Beyde psikolojik darbe yarattı. Psikolojisi bozulan ya da stres yaşayan insanlar kendi görünüşlerinde birtakım değişiklikler yapma gereği duyarlar. O da kendi saçlarını boyatma kararı almış. Çok da abartılacak bir konu olamayan bu durum günlerdir konuşuluyor.

Bugün baktığımızda gerek siyasetçi gerek gazeteciler gerekse iş adamlarımız saçlarını boyatmaktan çekinmiyorlar. Çekinmemeleri de çok doğaldır çünkü bu bir tarzdır. Eğer siz bir toplum içerisindeyseniz haklın gözünün hergün gördüğü kişiyseniz elbette ki kendinize yaşınız kaç olursa olsun bakacaksınız.

İlerici insanların İrsen Küçük’ün saçı ile uğraşmaları gericiliktir. Bence bugün ülkenin içinde bulunduğu durum konu olmalıdır. 28 Temmuz yaklaşırken siyaset arenasında olan vekil adayları neler yapacak asıl o konu tartışılmalıdır.

Yoksa 28 Temmuz’daki erken genel seçimde sandığın arkasında İrsen Küçük’ün saçının rengi ne olsun diye işaret yapacak değiliz.