Adil Yargının Önemi

Yargının önemi konusunda fazla söz söylemeye gerek yoktur. Çünkü herkes bu konuda az,  çok bilgi sahibidir.   Bir ülkede yargının kusursuz çalışmasının ne kadar önemli olduğu biliniyor.  Toplum  yaşamında halkın yargıya güvenmesi, bir gün bir anlaşmazlığa düşüp  Mahkemelere  başvurduğu  zaman adalet bulacağına inanması son derece önemlidir. Böyle bir inancın  oluşması halka güven verir, halkta çalışma ve yeni girişimlerde bulunma arzusu uyandırır.  Yargının adil olması ve halkın yargının adil olduğuna inanması  toplum içindeki tüm  faaliyetleri etkiler. 21 Aralık 1963 den beri Kıbrıs Türk kesimlerinde ayrı bir hukuk düzeni oluşmaya başlamıştı.  Önce geçici olduğu düşünülen bu hukuk düzeni gittikçe gelişerek bugünlere gelmiştir.  1965 yılında Kıbrıs Türk Mahkemeleri faaliyete geçerek ilk kararlarını vermeye başladı.  Hukukun  her alanında  kararlar vererek,  hukuk bilgisi ve bilinci açısından  en gelişmiş   ülkelerle boy ölçüşecek düzeye geldiler. Bir taraftan yargıdaki  bu gelişmeyi görüp takdir  etmemiz, diğer taraftan bozulmasını önleyip daha da gelişmesi için gayret göstermemiz  gerekmiyor mu?  Daha ilk günden bir grup hukukçu  Kıbrıs Türk Yargısının bozulmasını önlemek ve  gelişmesini sağlamak için gayret göstermeye başlamıştı. Mesleğe atılınca biz de onlara  katıldık. Bu amaçla çalışmaya ve görüşler oluşturmaya başladık. Yargıyı ilgilendiren her  konuda iyi niyetli yapıcı eleştiriler yaptık. Karar verme olanağına sahip olduğumuz zaman da  oyumuzu olumlu yönde kullanmaya çalıştık .  Eleştirilerimizde  o kadar ileri gittik ki sadece ülkemiz yargısını değil, diğer ülkelerin örneğin  Türkiye,  İngiltere, ABD ve diğer Kıta Avrupası ülkelerinin yargılarını da eleştirdik. Böylece  genelde dünya adaletine katkıda bulunabileceğimizi düşündük. Doğru veya yanlış burada  anlatacağım görüşler ciddi ve  samimi çalışmaların ürünüdür.    Yaptığımız çalışmalar  Kıbrıs Türk Yargısının standardının çok yükselebileceğini ve hatalar  yapılmayıp, doğru yollar izlendiği takdirde dünyanın en iyi yargılarından biri haline  gelebileceğini  göstermiştir.  Bugün KKTC de  karşı karşıya olduğumuz sorun genç hukukçuların geçmiş çalışmaları ve  deneyimleri  yeterince bilmemeleridir. Bu yazı dizisini  onlara bu bilgileri aktarmak için  hazırlamış bulunuyorum. Önemli olan geçmişte öne sürülen görüşleri öğrendikten sonra  tartışmaya devam etmeleri ve kendi görüşlerini oluşturup KKTC Yargısına katkıda  bulunmalarıdır.  Kanımca hukuk alanında en büyük eksikliğimiz ülkemiz hukukçularının ülkemizdeki hukuk  sistemini yeterince tanımamaları  ve bu sistemin temel ilkeleri bilmemeleridir. Bu nedenle  basit bir dikkatsizlikle sistemin temel ilkelerine ters değişimler olabilmektedir. Bunun  sonucunda  sistem bozulma eğilimi göstermekte ve şikayetler yükselmektedir.   Yaptığımız araştırmalar ülkemizde uygulanan Anglosakson hukuk sisteminin temel ilkelerine  sadık kalarak yargımızı geliştirebileceğimizi göstermiştir. Anglosakson sistem, uygulandığı   3 her ülkeye, ülke koşullarına uygun içtihatlarla yargıyı daha adil hale getirme olanağı  tanımaktadır.  Buna karşılık sistemin temel ilkeleri bilinmeyerek hatalar yapıldığı takdirde  büyük karmaşa çıkmaktadır. Bu nedenle olumsuz değişimleri önlememiz,  başardığımız üstün  özellikleri korumamız  ve yargımızı dünyanın en adil yargılarından biri haline getirmeye  çalışmamız gerekir. Bu amaca ulaşmak için ilk adımda sistemin temel ilkelerini öğrenmeliyiz. Değişik zamanlarda yazdığım yazıları  toparlayarak ve değişen koşullarda ortaya çıkan yeni  görüşleri de ekleyerek  hazırladığım bu yazı dizisinin KKTC hukukçularına ve hukukla  ilgilenen herkese yararlı olmasını ümit ediyorum. KKTC Yargısının Durumu KKTC Yargısının bozulmasını önlemek, standardını yükseltip gelişmesini sağlamak için neler  yapmalıyız. Yargımızı dünyanın en adil yargılarından bir haline getirme olasılığı varsa ne  yapılmalıdır?  Kanımca ilk yapmamız gereken bu konuda yüksek bir ideal benimsemektir. Diğer bir deyişle   çıtayı yüksek tutmaktır. Bunun için ilk adımda KKTC Yargısını dünyanın en adil  yargılarından biri haline getirme idealini benimsemeliyiz. Gerçi bu ideale ulaşabileceğimiz  şüphelidir. Çünkü aynı amacı benimsemiş ve yüzyıllarca aynı yönde çaba harcamış başka  ülkeler ve bu ülkelerin hukukçuları vardır. Buna rağmen çıtayı yüksek tutmanın bize sayısız  faydası olacaktır. Bu ideal, bir kutup yıldızı gibi doğru yönü bulmamızı sağlayacaktır. Geçmişte bu görüşten hareket edildiği için Yüksek Mahkeme odasına  “Amacımız  KKTC  Mahkemelerini  dünyanın en adil Mahkemelerinden biri haline getirmektir” diye yazılmıştı.  Mahkemede çekilmiş ekteki resimde duvarda yazılı olan sözler bunlardır. Bir an için bu amacı benimsediğimizi ve KKTC Mahkemelerini  dünyanın en adil  Mahkemelerinden  biri  haline getirme ideali ile yola çıktığımızı varsayalım. O zaman  emeğimizi acımadan ciddi bir çalışma yapmayı,  ciddi eleştiriler ve  öneriler yapmayı göze  almalıyız. Dünyada İki Farklı Sistemin Bulunması  Ciddi bir çalışma yapmaya karar verip dünya ülkelerini taradığımız zaman dünyada  iki farklı   hukuk sistemi olduğunu görürüz. Bu iki sistemden biri  Kıbrısta uygulanan İngiliz hukuk  sistemidir. Tüm eski İngiliz kolonilerinde yani dünyanın yarıya yakın bölümünde  uygulanmaktadır. Diğer sisteme ise “Kıta Avrupası”  sistemi veya “Kontinental” sistem  denmektedir. Bu sistem de bazı değişikliklerle  dünyanın diğer yarısında uygulanmaktadır.  Dünyada bu iki sistemin dışında kalan sistemler de bulunmakla birlikte, üzerinde  durulmayacak kadar azdırlar veya etkin değildirler. Dünyamızda hukuk alanında dikkati çeken hususlardan biri bu iki sistemi ve özelliklerini tam  olarak anlatan ve kıyaslayan eserler bulunmamasıdır. Bu sistemleri tam olarak ifade eden isim   bile yoktur. İngiliz hukuk sistemi eski İngiliz yargıçlarının yarattığı bir sistem olup içtihatlarla  günümüze kadar gelmiştir. Bu sistem için  “Anglosakson” sistem,  “İçtihat Hukuk Sistemi”, “  Common Law” veya “Ortak Hukuk” isimleri de kullanılmaktadır. Biz İngiltereye özgü  olmaktan çıktığını ifade etmek için, daha kapsayıcı olan “Anglosakson” ismini kullanmayı  tercih ediyoruz. Dünyanın diğer yarısında  uygulanan sistem ise  kaynağını Roma hukukunda  bulan  ve  1804 Fransız Medeni Kanununda düzenlenmiş olan  sistemdir . Bu sisteme ise  4 “Kıta Avrupası”,  “Kontinental”    veya “Sivil Hukuk” sistemi de denmektedir . Biz bu sistem  için de “ Kontinental Hukuk Sistemi” ismini kullanmayı tercih ediyoruz.  KKTC hukukunu tanımak için her şeyden önce bu iki hukuk sistemini ve temel ilkelerini  öğrenmek  gerekir. Maalesef KKTC hukukçularının en az bilgi sahibi oldukları konu da  budur. Anglosakson hukuk sistemini tanımak için  İngiliz usul hukukunu okutan okullarda  okumak gerekir. Halbuki KKTC hukukçuları genellikle bu hukuk dalını öğreten okullarda  okumuyorlar. İngilterede hukuk tahsili yapanlar dahi genellikle İngiliz usul hukukunu  öğrenmeden mesleğe atılırlar. Bu konuda bilgiyi çalışma hayatına başladıktan sonra  deneyerek ve  el yordamı  ile öğrenmeye çalışırlar. Bilgi eksikliği hatalar  yapılmasına neden  olur. Sistemin bozulma olasılığı ortaya çıkar.  Bir KKTC hukukçusunun okulda öğrenmediği Anglosakson sistemini öğrenmesi kolay  değildir. Bunun için  özel bir çaba göstermesi gerekir. Halbuki mesleğe atıldıktan sonra  genellikle bu çalışmayı yapacak vakitleri yoktur. Bu nedenle genç hukukçulara yardımcı  olmak, bilgi eksikliğinin KKTC hukukunu olumsuz etkilemesini  önlemek için bu çalışmayı  yapmış bulunuyorum. Geçmiş deneyimler ışığında  edindiğim bilgilerin onlara yararlı  olmasını ümit ediyorum.  Dünyada mevcut iki hukuk  sistemini  analiz edip eleştirmek kolay değildir. Bu konuda  yapılan yayınlar son derece azdır. Burada ciddi bir çalışma ve cesaretle yapılmış   değerlendirmeler bulacaksınız. Sadece KKTC ye değil, İngiltere, Türkiye , ABD ve Kıta  Avrupası hukuk sistemlerine yönelik eleştirilerle karşılaşacaksınız. Ancak tekrar edeyim bu  çalışma sona ermiş değildir. Bu alan canlı bir çalışma alanıdır. Arzu ederseniz siz de  çalışmaya  katılabilirsiniz. Çekinmeden yapacağınız iyi niyetli yapıcı eleştirilerle  Mahkemelerimizi dünyanın en adil Mahkemelerinden biri haline getirmeye çalışabileceğiniz  gibi dünyanın diğer ülke yargılarına katkıda bulunacak görüşler de  üretebilirsiniz. Dünya  hukuk sistemleri açısından  baktığımız zaman KKTC nin son derece ilginç bir  konumda olduğunu görürüz. Eski İngiliz kolonisi olarak Anglosakson hukuk sistemini  uygulamaktadır. Diğer taraftan Anavatan Türkiye ile çok yakın temas halinde olduğu için  Kontinental sistemden etkilenmektedir. Bu nedenle KKTC Yargısının dünyanın en şanslı ve/veya en şanssız yargısı olduğunu  söyleyebiliriz. Şanslıdır. Çünkü dünyada uygulanan iki hukuk sisteminden birini uygularken  diğerinden etkilenmiş ve diğerini de yakından öğrenme olanağına sahip olmuştur. Şanssızdır.  Çünkü iki sistemi bilinçsizce bir birine karıştırma, çok kolay  yozlaşmaya neden olabilir. Bu tablo karşısında şunları söyleyebiliriz. KKTC hukukçuları ilk adım olarak dünyada  uygulanan iki sistemle ilgili bilgilerini artırmalıdır. O zaman ülkemizde meydana gelen her  yasal değişikliği daha kolay değerlendirebileceklerdir.  13 bölümlük bu yazı dizisinde  dünyada uygulanan iki sistemi tanıtmaya çalışacağım.   KKTC Yargısında meydana gelen  olumlu veya olumsuz gelişmeler üzerinde duracak ve  kusursuz yargı oluşturmak için yapılan mücadeleleri anlatacağım