Çok iddialı mı geldi başlık?

Ama öyle…

Kazanana göre adaya gerçekten sahip çıkmak isteyenlerin kim oldukları ve Kıbrıslıların buradaki pozisyonları netleşecek!

Süreç sancılı olacağı gibi sancının her halükârda ne kadar büyüyeceğini şimdiden kestirmek çok zor.

***

Sol oylar ilk turda bölünse de ikinci turda birleşmek durumunda kalacak.

Tıpkı sağ oylarda olacağı gibi…

Çok adaylı bir seçim sürecine girilirken adaylar yavaş yavaş saflarını tutmaya başladılar. Partiler arası lobi çalışmaları ikinci turlar için başladı bile.

Hükümet ortakları, parti genel başkanlıkları ayarında seçimlere katılarak Cumhurbaşkanlığına kolları sıvarken Halkın Partisi Genel Başkanlığı’ndan ayrılan Özersay bakan olarak Cumhurbaşkanlığı yarışında yerini alacak.

Ersin Tatar Başbakan, Akıncı da Cumhurbaşkanı olarak…

Bunları CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman izliyor ki parti genel başkanı ve milletvekili olarak yarışta yerini alacak.

Demokrat Parti tabanını serbest bırakarak, oyların ikinci tur öncesinde yönlendirilmeyeceğini açıklayarak tıpkı Annan Planı sürecindeki gibi sosyal demokrat oylarının bir kısmının sola kaymasını teşvik etmiş oluyor.

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı, milletvekili bir cumhur başkan adayı olarak şimdiden 2. turda hangi adayı destekleyeceğini açıklarken gerçekçi olduğunu ifade etmiştir.

***

Akıncı çarşamba akşamı itibarı ile adaylığını resmen açıkladı.

Kendisine pek çok eleştiri yöneltildi görevi süresi içinde. Bunların en başında örtülü ödenek mevzusu vardı. Bunu seçim süreci boyunca canlı tutacakları pek açıktır ki Akıncı bu ödenekle basından bazı kişilere destek verip vermediğini ifade etme gereği de duymuş. Bu meseleye bir Kıbrıslı olarak baktığımda aklıma ne geliyor biliyor musunuz?

Toplumun bunlara karnı tok.

Bunları eleştiri olarak bile kabul etmez Kıbrıslı artık. Çünkü yolsuzluk ve usulsüzlüklerle ilgili hiçbir dedikodusu olmayan Akıncı’ya yöneltilen bu eleştiriler son 5-10 seneden beridir yaşadığımız büyük vurgun olaylarının yanında solda sıfır kalıyor.

Öte yandan Akıncı’ya yöneltilen vatan haini, memleketini ve toplumunu satacak cumhurbaşkanı olduğu yönündeki eleştirilerin de ters teptiği açıktır. Aksi takdirde kamuoyu yoklamalarında halen daha 2. turda görülen sol aday olmazdı…

Galiba özellikle bu eleştiri, eleştirenlerin istediklerinin aksine ters bir etki dahi yaratmış olabilir.

Çünkü “Beni seçenlerin benden ne istediklerin unutmadım!” anlamındaki söyleminin saygın bulunduğu bir dönüm noktası vardı Akıncı’nın.

***

Kıbrıslı Türklerin ihtiyacı onurlu bir yaşamı, sistemli bir devlet yapısı içinde, saygın dünya insanları olarak sürdürmektir. Yavru, yardıma muhtaç, sağa sola el avuç açan, memleketimizi talan edenlere geçit verilen, bölünmüşlüğün olumsuzluklarından zarar gören bir yaşamı ne kendimiz ne de çocuklarımız için istemediğimiz açıktır.

Tüm siyasal partilerin ve seçmenlerin, Kıbrıs’ı, Kıbrıs’taki varlığımızı, bize yakınlaşanların bize nasıl saygı duydukları, bizden ve yurdumuzdan ne beklediklerini dikkatle düşünmeliyiz.

Galeyana gelmeden, Kıbrıs’ın öbür yarısında yaşamını sürdüren Rumların da bu adanın sakinleri olarak bizden farklı bir şey beklemediklerini, onların galeyana getirilen zavallı bir toplum olduğunu unutmamalıyız. Onların da bizim de tek vatanımız/yurdumuz var. Onların da bizim de gidecek başka yerimiz yok. Onların da bizim de köklerimiz kuşaklardır burada.

Demek ki, bu yarış “Ya hak, ya bat!” yarışı olacak.

Kıbrıslı mı kazanmalı, Kıbrıslıyı basamak olarak kullanmayı planlayanlar mı?

Aksi takdirde kendi yurdumuzda misafir edilen yabancılardan olmaya ramak var!

Dr. Çiğdem DÜRÜST