Kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan atamalar zaten yurttaşlar tarafından tepki duyulan bir mesele iken bir de son günlerde Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ)’ne yapılan atamada yaşanan tartışmalar gerçekten infial yaratıyor.

Siyasetin kirli yüzlerinden bir tanesi olan atamalar, donanımı, eğitimi, mesleki tecrübesi ve kamuişleyişi açısından hiçbir yetkinliğe sahip değilken yapılıyor olması yurttaşları öfkeye, güvensizliğe ve devlete olan saygısının azalmasına sürüklüyor.

Meclise bir bakın!

Siyasi kamu görevlisi olarak seçim kazanan, kazandığı seçim sonucunda mecliste yer alan vekillerin önemli bir kısmı üzerlerine aldıkları görevin neden ve nasıl geldiğini unutuyorlar. Bu arkadaşlar adeta bireysel müşteri temsilcisi gibi davranarak sonraki seçimde de oyu garantilemeye çalışan bencil bir mantıkla hareket ederken memlekete verilmesi gereken asıl görevlerinden çok ama çok uzaklaşıyorlar.

Tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan? Bencil seçmen bencil siyasi kamu görevlisini mi seçer yoksa bencil siyasetçi, bencil kamu görevlisini mi avlar?

Daha sonra aynı vekiller, sanki kamu işleyişinden etik değerlere kadar her konuda en yetkin kendileri imişçesine en üst ita amiri olmayı talep eder hale gelirler. Dahası bu talepleri karşılanmazsa, seçildikleri partinin altını üstüne getirirler. Az önce saydığımız bencil seçmenlerden parti üyeleri arasındaki etkinliklerini de kullanarak ortalığı karıştırırlar!

Bu bencillikle veya bu şekilde kendi donanımını gerçek donanım sahipleri ile eş tutan bu arkadaşlar, ardından açıklarını kapatacak, kusurlarını örtecek hatta yalanlarını temizleyecek bürokratlar buluyorlar kendilerine. Buna da iyi çalışabilecekleri takım arkadaşları adını veriyorlar.

Atananlar, seçilenler veya bakan olanların hepsi aynı kefede demiyorum ancak bazı kendini bilmezlerin kendini bilmezlikleri o denli ayyukta ki diğer uygun olan ve çalışacak olanların da aynı kefede izlenmelerine sebep oluyorlar maalesef.

Şu Lefke Avrupa Üniversitesi mütevelli heyetine ataması yapılmış kişiye sabıkalı diyorlar. Atama gerçekleşmiş ise yasal olarak kılıfına zaten uydurulmuştur. O parti bu kişiyi rezil etmeyi de kendisini de rezil etmeyi göze alarak bunu yapıyorsa söylenecek pek bir söz kalmıyor. Mesela Okan Erdemsiz isimli kişinin sabıka kayıtlarının olduğunu geçin adada böyle bir kişi yaşadığını daha bilmezdim. Artık hem kendisini hem de sabıkasını biliyorum. Bunu geçtim, Lefke Avrupa Üniversitesi’nde eğitim gören tüm öğrenciler ile bunların ebeveynleri de bunu biliyorlar. Hatta LAÜ ile işi olan herkes de…

Bunu geçtim. Kamuda müsteşar, müdür mevkilerine atananların, kamu görevlisi olmaları bir dert olmamaları başa dert. LAÜ’yü eleştirmekte olan HP Genel Başkanı Özersay bu konuyla ilgili düzenlemelerin yapılacağı sözünü vererek hükümete gelecek oyu almış meclise girmişti. Kayda değer dişe dokunur bir düzenleme yapmadığı gibi, bu hususta ilk eleştiren de kendisi oluyor şaşırtıcı. Kamu görevlisi olmayan bürokratlar kamu işleyişini bilmediklerinden süreç boyunca iyi maaşlar çekerek sürecin sonunda belki de işsizlik yaşayabiliyorlar. Hele hükümetlerin ömrü bu kadar kısa iken, bu isimlerin atamayı halen daha kabul etmesi, bazen yeterince iyi ve tatmin eden işleri olmadığını gösteriyor.

Öte yandan kamu görevlisi olup ataması yapılan kişilerin de eğitim durumuna, donanımlarına veya diğer bir çok gerekliliklerine bakılmaksızın, görevi başında olacağı süreç içinde kamuda sorumlu bulunduğu alana tek bir arpa boyu yol katettiremeyeceği gibi personel arasında donanımsızlığı sebebiyle dalga geçilen olmayı da göze alarak, emekliliğinde yaşanacak kıyağı düşünerek kendisini rahatlatıyor.

Tüm bunlar KKTC’de oluyor. Biz de neden geri kalmış olduğumuzu sorguluyor, isyan ediyoruz.

İşte arkadaş!

Hendeği atlamaya muktedir olmayan, hatta hendeğin başına gitmeye bile korkan develerle düzülmeye çalışılan kervanlarla anca bu kadar…

Sonra da egemen eşitlik!

Takdirinize…

Dr. Çiğdem DÜRÜST