Temmuz sıcağında yapılmakta olan baskın erken seçimlerin en çok dikkati çeken yönlerinden birisi anketler. Hiçbir parti anket yapmadı, yapamadı veya yaptıysa bile açıklamdı. Önceki seçimleri hatırlarsanız anketler havada uçuşurdu. Bir tek CTP tarafından yaptırıldığı söylenen Red Border isimli şirketin açıkladı yarım yamalak anket var. Red Border ne kadar güvenilir bir anketçi bilemiyorum. Bildiğim her seçimde bir başka partinin kampanyasının içinde olduğudur.

Açıklanan anket için yarım yamalak diyorum, çünkü 1200 örnekleme ile yapıldığı dışında anketle ilgili bir açıklama yok. İlçelerdeki dağılım ve hangi köy ve kasabalardan örnekleme alındığı bilinmiyor. Örneklemenin cinsiyet, meslek, yaş dağılımına dair de bir açıklama yok. Her halde sadece CTP’lilere soruldu ki nerede ise ankete katılanların yarısı CTP dedi. Umarım CTP’liler seçim hesaplarını bu ankete göre yapmazlar.

Lefkoşa Türk Belediyesinde yapılan ara seçimler açıkça gösterdi ki, 2009 milletvekili seçimlerinden beri CTP oylarında bir artış yok. İrsen Küçük Hükümetine ve onun Lefkoşa Belediye Başkanına öfkeli Lefkoşalı seçmenin bir kısmı sandığa gitmedi. CTP seçmeni kimisi ideolojik önyargılarla, kimisi CTP Hükümetleri döneminde kurulan bağlantılarla partilerinin çağrısna uydular. Rakipleri sandığa gitmediği için, CTP’nin oy sayısı artmadığı halde oy oranı artmış gibi göründü.

CTP yönetimi işte bu gerçeği manipüle etmek istiyor. Gerçek şudur; CTP oylarında bir artış yoktur. CTP’nin oy oranının artmış gibi görünmesi için iki şeye ihtiyacı vardır. Birincisi, rakiplerini destekleyecek seçmenin sandığa gitmemesi. İkincisi de, gidenlerden mümkün olduğu kadar çoğunun karma oy kullanması.

Bir yılı aşkın bir süredir, güya tarafsız, dernek, örgüt veya kuruluşların bu konuda kampanya yürütmesinin temel sebebi budur. Buna bir de her konuda uzman medya müdavimi sözde aydınlar korosu da eklenince ekip tamamlanmış oldu. Kullandıkları temel argüman siyasetin çirkinliği ve halkın bugünün siyasetçilerinden bıkmış usanmış olması. Bu gerçekler herkesin bildiği birşey. Dikkatlerden kaçan, halkın bıkıp usandığı siyasetçiler arasında, CTP önde gelenlerinin de olduğu. Herkesin bildiği gerçeklerden yola çıkarak sandığa gitmeycek olanlar veya karma oy kullanacaklar, bilmelidirler ki eski ve yıpranmış bir kadronun yeniden seçim kazanmasını sağlayacaklar.

Sandığa gitmeyin veya karma oy kullanın çağrısı yapan parti veya kuruluşlar da var. Marjinal bir sol parti bu çağrının müdavimlerinden. Bir siyasi parti olduğunu ara sıra hatırlayarak bazı seçimlere katılıyor ama, aldığı oylar cesaretlerini kırıyor olmalı ki, genellikle “seçim boykotu” değişmez çağrıları. Sorarsanız CTP’nin ateşli karşıtları, ama seçim boykotu ona yarıyor.

Bir de suya sabuna dokunmadan siyaset yapanlar var. Bütün siyasi partilere karşılar ve her birinin bir açığını bulup deşifre ediyorlar. Kendileri bunu “halkı aydınlatma ve hatta eğitme” olarak takdim ediyorlar. Herkesi, herşeyi eleştiriyorlar ama, halka istifade edeceği bir seçenek sunamıyorlar. Liderleri diyor ki, “seçim günü denize gidin veya karma oy kullanın”. Tam CTP’nin istediği gibi. Gerçi onlar CTP’ye de karşı olduklarını söylüyorlar ama, çağrıları sadece CTP’ye yarıyor.

CTP ülke genelinde yaptığı manipülasyonları yeterli bulmuyor ve bunu yerel seviyede pekiştirmeye çalışıyor. Köyün CTP’li Ocak Başkanı, köyde İrsen Küçük Hükümetine kızgın, merkez ve merkez sağ partilerin adayları arasında karma oy vermeyi düşünen ve hatta bunun için çalışan bir kanaat önderine bir teklif götürüyor. “Bizde şu ve bu adaylara karma oy verirmisiniz?” diyor. Bizimkisi “peki siz de benim istediğim üç adaya destek verirmisiniz?” diye sorunca aldığı cevap karşısında dona kalıyor. “Biz mühürlerimizi bozmayız.” Bu kanaat önderi arkadaşlarına “hayatımda hiç bu kadar aşağılandığım bir an olmamıştı” diyor. Herkese hatırlatıyor. “Sakın mühürlerinizi bozmayın.”

CTP adaylarının bir başka seçim oyunu yine merkez ve merkez sağ oyları bölüp parçalamak üzerine kurgulanmış. Bunlar çok açıkgöz ya, CTP’nin az oy aldığı köy ve mahallere gidiyor bizim adaylara karma oy için “birlikte çalışalım” teklifinde bulunuyor. CTP’nin güçlü olduğu yerler için yapılan “karma oy için birlikte çalışalım” önerilerine ise kulak tıkıyor. Bunlar “alemin açıkgözü” olarak kendilerini görüyor herhalde.

CTP gücünün sınırlarını biliyor. Bu gücün onu birinci parti yapmayacağının da bilincinde. “Yenemiyorsan böl ve parçala” taktiğini deniyor. Farkında olmadığı bir şey var. Hatırlatalım dedik. Seçmen uyandı. Onun oyununa gelmeyecek.

Boykot ve “bizim çocuk için de karma oy verin” oyunu sadece CTP’ye hak etmediği bir seçim başarısı verir. Bunlar eski siyasetin taktikleri. Siyasi sistemimiz çok partili demokrasiyi esas alır. Cumhuriyet Meclisi “bir kaç iyi adamın” tesadüfen bir araya geleceği bir yer değil. Ülkenin geleceği “bir kaç iyi adama” değil, “güçlü” ve “yol haritası” belirlenmiş bir kadroya emanet edilmeli. Kısaca seçemen bir mazareti yoksa sandığa gitmeli ve kendine en yakın bulduğu siyasi partiye mühür vurmalı.

Siyaset yenilenmeli, bunda hiç kuşku yok. Küserek veya kızarak oy kullanmak veya kullanmamak tek başına bir işe yaramıyor. Seçmen kendine sunulan bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Dört beş yılda bir eline geçirdiği egemenlik hakkını bilinçli kullanmalı. Geçmişin siyasetlerine değil, “Yenilenen ve Yeni Siyasete” destek vermeli.