Bu gün yaşayan ve zihni sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel, tarihsel raflarla dolu, yaşı gereğe çok şeyler görmüş geçirmiş, bir değerli abimizle muhabbet ettik biraz. Hal hatırdır, evladı, torundu derken, günümüz şartlarının gündemi gereği muhabbetimiz devam edep giderken. Muhabbetin bir yerin de, bu ada insanının, yaşamsal deneyimleri ile kendimizi görme imkanı yakaladık.

* * *

Be evlat dedi, evet günümüz imkanları göz önünde tutulduğunda, bir çok şeye sahip görünüyor olabiliriz. Ancak buna nereden baktığın çok önemli, eğer bu bahsettiğimiz yerden bakacak olursak. İşimiz, iyi kötü yaşamsal şartlarımızı veriyor, daha fazla geliri olanlar daha çok imkanlara sahipler tabi. Bana göre en önemlisi, bedensel olarak ulaşamadığımız her yer şimdi artık elinizde ki o küçük ekrana sığıyor.

* * *

Yada uzun zamandır gurbette varsa bir yakının, karşılıklı bir birini görüp, hatta karşılıklı kahve içim muhabbet edilebiliyor. Ve daha bir sürü şey yapılıyor o küçük ekrandan, şimdi sormak gerekir bu muhteşem denilecek icat, siz ne derdiniz o dünyaya internet mi? ‘’Ben düzeltiyorum sanal dünya’’ ha işte orası tamamen olmayanın dünyasıdır.

* * *

Ve devam etti, işte bunca imkan olarak adlandırılan ancak benim buna zamanın hastalığı dediğim şeyler. İmkandan çok bir hastalığa dönüşmüş, para eskiden araçtı mesela amaç değil, yada bir araba ve eşek arasında ki fark gideceğin yere daha hızlı gitmesi idi. Eskiden olmayan ne varsa artık var diyebiliriz. Yani çağı gereği her şeyiniz var be evlat dedi.

* * *

Ama dedi; size bizlerden yani atalarınızdan kalan, öyle karanlık bir gölge gibi gezinip durur aranızda, bize de atalarımızdan onlara da atalarından kalan. İnsanın kibri bu geçmişin karanlığını, bu güne taşıyan şey, atadan miras gibi gelen kibir. Bak evlat; dünyanın neresi varsa insanlık dışı hayatların yaşandığı. İşte sebebi bu kibirdir insan bu kibri atmadıkça, geride bırakmadıkça olmuyor.

* * *

Şimdi bak günümüzün şartlarına, bu şartları yaratan şeyin kibir olduğunu bir anda görürsün, kim kendini diğer herkesten ayrı düşünürse, o bir şekilde etkiliyor hayatları, gölge gibi bir kötülük geziniyor etrafta, bu kibre kim sahipse gidip ona musallat oluyor, işte o zaman ne sanat kalıyor, ne kültür, ne barış, ne özgürlük ne de adil bir yaşam çünkü kibir her yerdedir artık…..

Behiç Anibal…