Son zamanlarda herkesin bildiği fakat kimsenin müdahale etmediği sebze, meyve kaçakçılığı aldı başını gidiyor. Ülkemizde üretimi yapılan birçok sebze Güney’den korkusuzca kara sınırlarımızın içerisine izinsiz getirilerek, hiçbir teste tabii tutulmadan halka satılıyor. İnsan hayatının bu denli hiçe sayıldığı ülkemizde, kendini bilmez bazı kişilerin ceplerini düşünerek kaçakçılıkla rant sağlamasına seyirci kalan yetkili merciler, bu duruma engel olmadıkları sürece birçok sorun yaşanması da kaçınılmaz olacaktır.
Tahlil yapılmadan piyasaya sürülen sebzelerin üzerinde ne gibi kalıntılar olduğu bilinmezken, bu ürünleri çocuklarımıza yediriyoruz. Hiçbir önlem almayan yetkili merciler halkın can güvenliğini hiçe sayarak birkaç kişinin bu yolla ülkeye yasal olmayan yollardan ürün geçirerek satışına da seyirci kalıyor. Luricina’dan yani Akıncılar köyünden elini kolunu sallaya sallaya ürün geçiren bu kişilerin isimleri deşifre edilmelidir. Bu konunun daha derin araştırılarak yapılması elbette bizlerden önce yetkililerin görevidir.
Yapılan ihbarları kim değerlendiriyor merak ediyorum. Özellikle bu ülkede Kıbrıs Türk Sebze ve Meyve Toptancıları Birliği varken, kimler neden veya ne maksatla bilmedikleri kişilerden bu ürünleri alarak satışını yapabiliyor. Yediğimiz hiçbir sebzenin ya da meyvenin kimler tarafından getirilerek, piyasaya sürüldüğü belli değilken niye bu konunun üzerine gidilmiyor. Hükümetin, bakanların ve de vekillerin umursamamasından veya önemsememesinden dolayı önlemlerin alınmadığı ortadadır. Halen daha meclisten geçmeyen ve yıllardır sürüncemede olan Hal Yasası, bir sistemin ve bir düzenin öncüsü olacaktır. Kimin ne ürettiği belli olmayan ülkemizde, Hal Yasasının geçmesi ile bu sorunların hiçbiri yaşanmayacaktır. Böylelikle çıkarları uğruna cebini dolduran birçok rantçının önüne de takoz koyulacaktır.

Evet, kaçakçılığın önüne geçecek ve sağlıklı üretimin de öncüsü olacak olan Hal Yasası sayesinde rahat bir nefes alacağız.

Ülkemizdeki ikinci ve büyük bir sorun da Türkiye’den izinle getirilen diğer ürünlerdir. Yani elma, armut gibi meyvelerin getirilmesi için izin alan bazı kişiler, bu ürünleri getirirken paletlerin üzerinde elma, altında domates getirebiliyorlar. Kimsenin denetlemediği bu ithal ürünler, yine tahlili yapılmadan ülkemize yasal olmayan yollarla getirilerek satışı gerçekleşmektedir.

Ne kadar tehlikeli bir süreçten geçtiğimizin farkında bile değiliz. Çocuklarımızın yediği meyveler, sebzeler ne kadar güvenle yenilebilinir ki? Yani kendini bilmez birkaç kişi yüzünden halkın sağlığı hiçe sayılmakta ve yaratılan ortam da birçok üreticinin şevkini kırmaktadır.

Üreticilerimiz emek vererek, ürünlerini en sağlıklı şekilde piyasaya sunarken diğer taraftan insan sağlığından önce kendi cebini düşünen kişilerin çıkarları öne geçiyor. Tüm bu çıkarlar doğrultusunda rekabet edebilmek adına serbest piyasa ekonomisi adı altında çifte standart uygulanıyor. Yani piyasaya sürülen ürünlerle yerli üretim rekabet edemez hale geliyor. Bu adaletsizliktir. Yetkili mercilerin bir an önce Akıncılar bölgesindeki kaçakçılığı önlemesi elzemdir.