Mesaryanın başarılı ses sanatçılarından İbrahim Özduran ile sanat hayatını konuştuk.
Müziğe olan tutkusu onu bugün sahnelerde en çok aranan isim haline getirdi. Küçük yaşlarda ovalarda söylediği şarkıları şimdi ülkenin en seçkin mekânlarında sahne alarak söylüyor…
İbrahim Özduran’la yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Çiftçi bir ailenin çocuğuyum
Savaş zamanı ailem Paramali kampındayken Limasol İngiliz üslerideki Ağrotur Hastanesi’nde dünyaya geldim. Babam Aytumalı (Ayos Thomas), annem ise Limasol kazasına bağlı Evdimli yani yeni adı ile Düzkayalıydı.
Güneyden kuzeye geçtikten sonra kısa bir süre Çatalköy’de sonra orada yerleşme imkanı olmadığından dolayı Evdimlilere yeni açılan Mesaryanın bir köyü olan yeni adı İncirli eski adı Makrasika’ya yerleştik.
Ben çok küçük olduğum için savaşı hatırlamıyorum ama hala bugün ailem ve şahsım savaşın zorluklarını yaşıyoruz. Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm. Mesarya ovalarını çok iyi tanıyorum. Çocukluğum küçük ve büyük baş hayvan besiciliği yanında patates üreticiliği yapan aileme destek olarak geçti.
Ovalarda söylediğim şarkıları mikrofon tutarak söylemeye başladım
1992 yılında okul bitimiyle yapılan veda balosunda ilk kez Mağusa Boğaz’da halen adı değişmeyen Long Beach Restoran’ta şarkı söyledim. Çocukluğumda hep ovalara haykırarak okuduğum şarkılarımı ilk kez klavye ve mikrofonla okumuştum. O anı unutmak mümkün değil. Daha sonra yer sahibinin hanımının sesimi beğenmesiyle yaz tatilinde ailemden izin alıp, çalışma teklifi aldım. Ailemin bu işe çok sıcak bakmamasına rağmen yine de restoran’ta hafta sonları programlara katılmaya başlamıştım.
Memur olduğum için sahne yasağı vardı
Daha sonra askere gittim ve askerden çıktıktan sonra özel bir bankada çalışmaya başladım. O dönem memur olduğum için sahne yasağı gelmişti. Eskiden kurallar çok katıydı. Bir süre sonra bankadan ayrılıp, Londra’ya çalışmaya gittim. İlk önce mutfaklarda şef olarak çalışmaya başladım daha sonra ise dekor işlerine giriştim.
Polislik sınavında 14. geldim
Zamanla yurtdışında çalışmanın bana göre olmadığını çünkü memleket hasreti çektiğimi fark ettim ve evimde olma arzusu içimde büyüdü. Çok sürmedi, memleketime geri döndüm. İşsizlik vardı. Ailem meslek sahibi olmam için bana polislik sınavlarına girmem için baskı yaptı. Sınavda 970 kişi içerisinde 14. gelmiştim. Bu kendimi sınamaktı. Ailemin istediğini yapmıştım ve onları mutlu etmiştim. Ama nedense sınavda 14. gelmeme rağmen polisliğe alınmamıştım. Çok şerefli ama benim beceri ve sanat hayatımı öldürecek bir iş olduğundan polis olmayı hiç istememiştim. Dualarım böylelikle kabul olmuştu.
Market ve benzin istasyonu açtım
Evimizin alt katı müsait olduğundan dolayı elimdeki birikimi oraya market açarak değerlendirdim. Daha sonra köyün ihtiyacını karşılamak için küçük bir mazot istasyonu ve gençlik Lokali açtım. Herkes üzülürken ben ayaklarımın ucunda yürüyordum. Daha sonra özellikle Mağusa bölgesinde sahneye çıkmaya başladım.
Palm Beach Otel, Cennet Taverna, Eyva Restorant, Akdeniz Taverna, Minta Boğaz ve Marinero Restorant gibi popüler mekanlarda tam 7 yıl boyunca kesintisiz programlarım oldu. Daha sonra bir dönem Gönyeli Eğlence Taverna, Huzurağaç, Gönyeli Baraj Restorat gibi yerlerde de sahne aldım.
Uzun bir aradan sonra İncir’lide Köşk Restoran’tı açtım
Bu arada kendime ait Köşk Restorant isimli yerimi de yapmıştım. Oralarda programlarım olurken, önemli günlerde de kendi yerimde programa çıkıyordum. Bu iki işi bir aradqa götürmek çok zordu. Bütün gün restoran’a meze hazırlayıp, müşterilerin 4/4’lük hizmet alması için tüm hazırlıkları takip eder bir saatlik program için İncirli’den çıkıp, Gönyeli’ye gider, 20:45-21:45 arası sahne alıp, kendi yerime 45 dakikada geri dönerdim. 22:30’ dan sonra da müşteriler gidinceye kadar kendi mekanımda programa çıkardım. Bu isme çok zor sahip oldum ve bir daha dünyaya gelsem yine ben olarak gelirdim.
Yeni çıkan parçaları yazıp, ezberlerdim
Çıkan yeni şarkıları özellikle Türk Sanat Müziği parçalarını yazıp, ezberlerdim. Daha sonra kısa bir süre ülkemizin önemli müzik hocası ve bestecilerinden olan Türkay Altay’dan piyano ve şan dersleri aldım. Kısa bir süre tam tarihi tam hatırlayamıyorum ama Mağusa Belediyesi Türk Müziği Korosu’na girdim. 1999 yılında ikinci kez 2002 yılına kadar şef Ulus Yeşilada önderliğinde koroda solist ve korist olarak görev aldım. Yılların birikimi ve çalışmamın verdiği enerji ile bu günlere geldim. Halen müzik hayatım faal olarak devam ediyor. 21 yıl boyunca müzikle iç içe bir hayat sürdürdüm.
Yerli Besteciler Beste Yarışmasında 2. oldum
1999 yılında Ulus Yeşilada’nın önderliğinde KKTC’de ilk kez yapılan yerli besteciler beste yarışmasında kısa bir süre önce kaybettiğimiz söz yazarı Baysal Gülboya ait ‘Söyle söyle bana’ isimli şarkısını okumuş ve 2.’lik almıştım. Daha sonra 2001 yılında Genç Tv Fırst Fm’in yine şef Ulus Yeşilada’nın hazırladığı ve Kıbrıs’ta ilk kez gerçekleşen Türk Sanat Müziği Ses Yarışması’nda 21 müzik adamını önünde Avni Anıl’ın şarkısı ‘Ah bu şarkıların gözü kör olsun’’la 1.’liği almıştım. 2011 yılında Ada tv tarafından ‘Yılın en iyi sanatçısı’ ödülüne layık görüldüm. Öümüzdeki günlerde İstanbul’da Türk müzik tarihinde önemli isimlerin yer aldığı besteci, söz yazarları ve aranjörlerle stüdyolarla çalışarak, kendi adıma ülkeme çok önemli şarkılar armağan etmeye çalışacağım.
Piyano, keman ve kanun’a ilgim yoğundu
Okul yıllarımda piyano, keman ve kanun çalmayı çok istemiştim. Köyde kaldığımız için imkânlar kısıtlıydı. Ailemin müziği geçinmek için bir meslek olarak seçmemem için baskısı vardı. Bu isteğimi yerine getirememiştim. Halen içimde bu müzik aletlerini öğrenmek niyeti taşıyorum.
Hiçbir şey yapmadan bir yere gelemezsiniz
Hayata pozitif bakan birsiyim. Çok zorluklarla karşılaştım fakat yılmadan yoluma devam ettim. Eğer değerli işler yaparsanız destek alır ve takdir toplarsınız. Hiçbir şey yapmadan kimse bir yere gelemez. Kıbrıs Türk halkı kaliteden iyi anlayan bir toplumdur. Şahsım adına gördüğüm irtiba ve ilgiden çok memnunum..
Mesarya halkına gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ediyorum
Mesarya halkına bana gösterdikleri ilgiden ve sevgiden dolayı binlerce teşekkürler ediyorum. Çok yakında İbrahim Özduran’la daha çok gurur duyacaklar. Bir Mesarya belediyesi olan Beyarmudu Belediyesi’nin düzenlediği ‘Patates Festivali’’nde kendi saz heyetimle verdiğim konser büyük ilgi gördü. Beyarmudu Belediyesi’ne ve başkanı Sn İlker Edip’e sanata ve yerli sanatçıya gösterdiği ilgi ve destekten dolayı çok teşekkürler ederim.