Bazı ölümler acımasız olduğu kadar zamansızdır. ‘Ölüm Allah’ın emri’ deriz ancak Tahsin Mertekçi’nin ölümü öylesine ani oldu ki; onu yakından tanıyan biri olarak hala bu gerçeği kabul etmekte zorlanıyorum.

3 yıl kadar önce 9 günde Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a 200 kilometre yürüyerek trafik kazalarına dikkat çekmiş ve ölümlü kazaların kader olmadığını vurgulamak istemişti. Bu anlamlı etkinliğinin duyurusunu yapmak için Kanal T stüdyolarına davet etmiştim. Gözleri parlıyordu güzel bir iş çıkaracağını biliyordu çünkü. Heyecan ve motivasyonu bulaşıcıydı. Onun tanıyıp da sevmeyen bir insan evladı var mıdır bilmiyorum ama özü sözü bir; eğriye eğri, doğruya doğru diyen bir insandı

Tahsin Mertekçi. Bizim onunla dostluğumuz stüdyo dışında da sürerdi. Pek çok kez bir araya geldiğimizde ülke siyasetindeki eksikliklere dikkat çeker; toplumsal ve sosyal konulara eğilmenin gerekliliğini anlatırdı. Sağlam projeleri vardı. Her şeyden önce ülkesine sevdalı, vatandaşın içinde bulunduğu sorunları kendine dert edinirdi. Lafını esirgemezdi. Mert ve delikanlı bir adamdı.

15 Nisan doğumlu tipik bir Koç burcu’ydu. O nedenle aceleci, yerinde duramayan kıpır kıpır biriydi. Başarıya odaklıydı. Mıymıntılarla işi olmazdı. İnce esprileriyle gülümsetirdi. Zarif, nazik ve sevecendi. Adam gibi adamdı. Eğlenmeyi de severdi, yemeyi içmeyi de. Ne bileyim hayat dolu biriydi. Araştırmacı ve entelektüel konularda tartışmaktan hoşlanırdı. Bıraksanız saatlerce konuşurdu. Ama hiçbir zaman boş konuştuğunu görmedim. Bildiğini paylaşmayı ve yönlendirmeyi severdi. Kadim dostluklara büyük önem verirdi. Hayatın güzel anlarını kaçırmazdı.. Enerjik ve hızlıydı. Özellikle aracını kullanırken hızlı ama dikkatli bir sürücüydü.

O gece nereden geliyordu bilmiyorum ama belli ki hız limitini aşmıştı yine. Ölümü konusunda bazı iddialar var. Kimileri yolda uyuduğu için o elim kazayı yaptı diyor; kimileri aşırı hızlı sürdüğünden dolayı.. Herkes bir şeyler konuşuyor fakat onu geri getirebiliyor muyuz?

21 Ekim’de face hesabından Ölümle Burun Buruna başlıklı şu paylaşımı yapmıştı: “Akşam Güzelyurt – Lefkoşa istikametinde bayrakların olduğu büyük virajda trafik canavarı, ölümle burun buruna karşılaşmamı sağladı ve hiç yavaşlamadan, son sürat ters şeritten sürdü gitti. Ayrımlı çift şerit yola ters yönden girip, bunun farkında olmayan sürücülerin de yollarımızı kullandığını bilmenizi istedim.” Bu nasıl bir tesadüf ki; bu paylaşımdan bir kaç gün sonra yine aynı güzergahta bu kez ölümün soğuk nefesi gecenin 03:00’ünde yüzünde gezinecekti.

Düşündükçe kahroluyorum. Kızını çok seviyordu ve ona düşkünlüğü herkes tarafından biliniyordu. Meclis bahçesinde yapılan töreni defalarca gözlerim dolarak izledim. Sevdiğiniz birinin ölüm haberini yapmak kadar berbat bir duygu yoktur. Tahsin’in aile üyeleri hazır bekliyordu. Kızı Meliz acılar içinde babasının tabutuna bakarak hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bir kız çocuğunun babasına olan düşkünlüğünü iyi bilenlerdenim. Uzunca bir süre o travmayı yaşayacak genç Meliz belki de ama babasının genlerinden gelen sağlam ve güçlü karakteri sayesinde yeniden hayata tutunacak buna eminim..

Onu son yolculuğunda tanıyan tanımayan yalnız bırakmadı. Yuvacık Mezarlığı’na götürülürken oldukça kalabalık bir halk tarafından uğurlandı. Sevgili Tahsin Mertekçi, senin gibi özel bir dostumu kaybettiğim için tarifsiz kederler içindeyim. Seni daima güzel düşüncelerle anacağım. Rahat uyu..