Geçen hafta Kıbrıs’ın Ekonomi sayfasında ‘Naylon Poşetler Parayla Satılacak.’ başlığını görünce, aklıma semt pazarından yaptığımız alışverişler geldi. Ben çocukken annemle semt pazarına çıktığımızda, annem yanında file ya da bez torba getirirdi. Aldıklarımızı içine yerleştirirdik. İnsanlarımızda alışverişte file kullanma bilinci vardı  o yılarda. Bu da iyi bir şeydi. Tabii 90’lı yıllarda sosyalleşmek adına gidilen o devasa AVM kültürü topluma yerleşince fileyi, bez torbayı küçümser olduk. Yeni trendimiz gıcır gıcır baskılı, albenili, rengarenk naylon poşetler oldu.

Artık onların da dönemi bitiyor. Çevre dostu olmayan naylon poşetlerin ekonomik anlamda ciddi kayıpları oluyor. Araştırma yapmışlar KKTC’de sadece 4 Milyon TL. para ödüyormuşuz. Baskısız olup sebze, meyve diğer reyonlarda poşetlere giden para ise bu rakamın dışında.  Çevre Dairesi Müdürü Abdullah Aktolgalı, toplumda naylon poşet uygulamasının kaldırılması için 2018’de ciddi çalışmalar yaptıklarını belirtiyor. Market sahipleri de naylon poşetin kaldırılmasından yana imişler. Yapılacak tek şey şu çevre düşmanı olan naylon poşet uygulamasının kaldırılması. Bir yıl geçiş sürecinin ardından poşetler, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ücretlendirilecek.

Aslında bedava sandığımız naylon poşetlerin ücreti biz bilmeden çoktan ürünlere yansıtılmış olmalı ki; o araştırma yazısında sektör için girdi maliyeti olan naylon poşetler için harcanan para, fiyatına yansıtıldığı için, bu miktar yine halkın cebinden çıkıyor. Şeklinde bir ifade var. Demek oluyor ki; poşetlerin parasını yine halk ödüyor.

Peki ne yapmak gerekiyor? Biz bu poşetlerin parasını ödemeye mecbur muyuz? Düşünün ki: alışverişe gittiğiniz market size diyor ki: “Her poşete 10 kuruş vereceksiniz.”

Her naylon poşete 10 kuruş vergi alındığında, vatandaşta da bir caydırıcılık görüleceğini düşünmekteyim. Neden alt tarafı bir poşete ücret ödesinler ki? O zaman ne yapılacak? Aklın yolu birdir. Elbette daha çevre dostu ve sağlıklı file ve bez torbaya yönelim artacaktır. Böylece hem çevremiz temiz kalacak hem de naylon poşetlerin çirkinliğinden kurtulmuş olacağız. Nasıl? İyi fikir değil mi?

VATANDAŞIN LOGAR ÇİLESİ

Başkent Lefkoşa’nın ana sorunlarından başında alt yapı sorunları gelmekte. Önümüz kış.. Yakında yağmur ve sel baskınları yaşanacak her sene olduğu gibi. Yine kanalizasyonların logar kapaklarından yağmur suları taşacak. Burada  fotoğrafını gördüğünüz şey ise üzerinde TELEFON yazan bir logar kapağı. Deyim yerindeyse yolun kenarına ‘kondurulmuş.) Aylardır dikkat ediyorum; oracığa iliştirilmiş  ve etrafı kum ve çakılla örtülmüş  logar kapağını kimse umursamıyor bile.

 Her akşam yürüyüş yaptığım Hamitköy’de bulunan insan ve araçların üzerinden geçemediği (!) Şehit Galip Bozalp Sokak’ta yol kenarında duran bu logar kapağını Telefon Dairesi yetklilerinin görmesi için paylaşıyorum. Amacım birilerini üzmek değil. Gelin şu logar kapağını yerine oturtun. Kazara vatandaş oralarda yürürken ayağı takılıp düşşe ağzı burnu kırılsa bunun hesabını kim verecek?