Geçtiğimiz haftanın sonunda Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu Yunanistan’ın başkenti Atina’ya önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Yunanistan Başbakanı Andonis Samaras ile gerçekleştirdiği toplantılarda, Başbakan Davutoğlu iki ülke ilişkilerini yakından ilgilendiren konuları masaya yatırdı. Bu konuların başında Kıbrıs Meselesi geliyordu.
Kıbrıs Müzakerelerinin kesildiği, adanın karasularında gerginliğin hakim olduğu bir süreçte, iki ülke başbakanı krizden çıkış için bir formül arayışı içerisine girdi. Bize ulaşan son bilgilere göre, bu formül babında önemli bir mesafe kat edildi. Son bilgilere göre, Türkiye’nin ilan ettiği NAVTEX’in son bulmasından sonra, Barbaros Hayrettin Paşa Türkiye’e geri dönerken, Atina ve Lefkoşa (güney) Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs doğalgazındaki hisselerinin garanti altına alınması için kolları sıvayacaklar. Aynı dönemde (2015’in ilk haftalarında) müzakerelerin yeniden başlaması için düğmeye basılacak.
Yukarıda dikkatinize sunduğumuz formülün çıkış noktasını Türkiye ve Yunanistan'ın Kıbrıs Meselesindeki krizin bir an önce aşılması noktasındaki sergilediği kararlı tavır teşkil ediyor. Ancak ne var ki, Başbakan Davutoğlu'nun Atina'dan ayrılmasından sonra Yunanistan gündemini teşkil eden gelişmeler bu kararlılığın önümüzdeki süreçte sekteye uğrayabileceğini gösteriyor. Bunun en büyük nedeni Yunanistan'ın hızla içine sürüklendiği siyasi kriz teşkil ediyor.
Başbakan Davutoğlu'nun uçağının Atina semalarından uzaklaştığı saatlerde Yunanistan'ın büyük kentlerinin sokakları hareketlendi. 2008 yılında bir polis kurşunu ile (Berkin'e benzer bir şekilde) katledilen Aleksis'in anma etkinliklerinin hemen ardından Atina'da, Patra'da, Selanik'te ve Ağrinio'da sokak çatışmaları patladı. Anarşist ve sol gruplar saatlerce Yunan Polisi ile çatıştı. Yunanistan Hükümeti ilk defa yoğun şekilde TOMA'larını kullanmak durumunda kaldı. Göstericiler TOMA'lara ve gaz bombalarına molotof bombaları, taşlar ve ellerine geçirdikleri her türlü cisimle karşılık verdi. Çatışmalar Pazar sabahına dek sürdü.
Pazar akşamı, çatışmaların dinmesinden birkaç saat sonra, hükümet çok küçük bir oy farkı ile bütçesini meclisten geçirdi. Pazartesi akşamüstüyse, Troyka'dan gelen 'yeni borç alma sürecini iki ay uzatıyoruz' mesajının ardından, hükümet cumhurbaşkanlığı seçimlerini öne çekti. Aralık ayının son haftalarında Yunanistan parlamentosu yeni cumhurbaşkanını seçmek için toplanacak. Yeni cumhurbaşkanı için 180 oy gerekli. Şu an Yeni Demokrasi-PASOK koalisyon hükümetinin 155 sandalyesi mevcut. Bağımsızlardan ve küçük partilerden 25 sandalye bulunmazsa, önümüzdeki günlerde parlamento yeni cumhurbaşkanını seçemeden dağılmak zorunda kalacak. Böylece Yunanistan yeni yıla seçim hükumeti ile ve erken seçimle girmiş olacak.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Yunanistan ölüm orucunda tutan 21 yaşındaki anarşist Nikos Romanos'un kaderini tartışıyor. Önceki yıllarda silahlı soygun eylemine katılan ve terör suçlamasıyla alıkonulan Romanos üniversite eğitim hakkı için Kasım ayından beri ölüm orucu başlatmış durumda. Son günlerde durumu kritik bir safhaya girmiş durumda. Olası bir ölüm durumunda, hali hazırda sallantıda olan Yunanistan Hükümeti binlerce ve belki de milyonlarca vatandaşın ve göstericinin sokaktaki hışmı ile karşı karşıya kalacak.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız gelişmeler Yunanistan'ın modern tarihinin çok kritik bir dönemeci ile karşı karşıya olduğuna işaret ediyor. Böylesi bir dönemde, Davutoğlu'nin Atina ziyaretinden büyük mucizeler beklenilmemeli. Yeni Demokrasi-PASOK koalisyon hükumetinin olası dağılışından sonra bu ziyaret tarihe Batı karşısında ve Uluslar arası kamuoyu nezdinde bir göz boyama ve sempatik görünme politikasının ötesine geçmeyebilir. Kıbrıs özelinde, böylesi bir durumda, adanın tüm hakları derinleşmiş ve sürekli bir kriz haliyle karşı karşıya kalabilir. Bu seçenek Derviş Eroğlu'nun seçim hesaplarına yeni bir dinamik katarken, Nikos Anastasiadis'in yalpalamalarına ve popülist çıkışlarına nefes aldırtabilir.
Tabii ki bir ihtimal daha var... Yunanistan'da vuku bulacak hızlı bir seçim sürecinden sonra iktidara gelecek olan eski tüfek komünistlerin büyük sürprizleri bizleri bekliyor. Bu konuya önümüzdeki dönemde odaklanacağız.