Ziyarette konuşan Yurtdışı Kıbrıslı Türkler Birliği Platformu İstanbul Temsilcisi Serdar Ufuk, yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türkler olarak vatanlarıyla bağlarını koparmak istemediklerini, temsiliyet hakkı talep ettiklerini ve bu haykırışlarını en iyi duyabilecek kişinin Dışişleri Bakanı olduğunu düşündüklerini söyledi.<br /> <br /> Yurtdışındaki Kıbrıslı Türkler’in kurdukları derneklerin yavaş yavaş yok olmaya başladığını ve yurtdışında yaşayan farklı görüşlerdeki insanların bir araya gelerek bir birlik kurabileceğini söyleyen Ufuk, Londra, Avustralya gibi ülkelerde yaşayan bazı Kıbrıslı Türkler arasında 15-20 yıl önceki kavgaların devam ettiğini de belirtti. Ufuk Kıbrıslı Türkler’in adaya daha az geldiğini de kaydetti ve buraya yatırım yapmak istediklerini söyledi.<br /> <br /> ERTUĞRULOĞLU<br /> <br /> Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da ziyarette yıllardır gündemde olan ve bilgilerinde olan konuların bir kez daha bilgilerine getirildiğini söyledi. 5 yıl Londra’da temsilcilik görevi yaptığını, Kıbrıslı Türkler’in haklı davasıyla ilgili yararlar sağlayabilecekleri hayaliyle oraya gittiğini ancak 5 yıl sonra büyük bir hayal kırıklılığıyla ülkeye döndüğünü anlattı.<br /> <br /> Londra’da Kıbrıslı Türkler tarafından kurulmuş çok dernek olduğunu ama bunların Kıbrıslı Türkler’i temsil etmediğini dile getiren Ertuğruloğlu, diasporanın ise ülkeye güç katan bir yapı olması gerektiğini; Yahudi, Rum, Ermeni diasporalarının böyle olduğunu, ancak Kıbrıslı Türkler’in diasporasının KKTC’den güç bekleyen bir şekilde çalışmaya gayret ettiğini, burada bir terslik olduğunu kaydetti.<br /> <br /> Ertuğruloğlu, temsiliyet hakkının başka bir şey olduğunu ancak bir diaspora ülkeye katkı sağlayacaksa bunun bulundukları ülkede bir güç olmalarından geçtiğini de ifade etti. Yurtdışındaki Kıbrıslı Türkler’in KKTC’deki siyasi çekişmenin ve siyasetin bir devamı olarak rekabete girmesi halinde Kıbrıs sorununa ve ülkeye bir yarar sağlayamayacağını da kaydeden Ertuğruloğlu, diasporanın tek misyonu ve hareket noktası olması gerektiğini, bunun da “Kıbrıslı Türkler’in adanın eşit sahibi olarak yaşamasına katkı sağlamak” olduğunu kaydetti.