Başbakan Tatar, Güzelyurt’taki Bakanlar Kurulu öncesinde basına açıklama yaptı, soruları yanıtladı. Tatar “Çeşitli yorumlar olacak. ‘Yangın kontrol edilemedi’ denilecek… Olabilir ama ben dün orada bine yakın insanın çabasını gördüm. Herkes elinden geleni yaptı. Yerden yere vurmaya, yapılan işleri küçümsemeye kimsenin hakkı yok. Doğru neyse onu yapmaya çalışacağız. İmkanlarımız ölçüsünde gerek helikopter, gerek araç gereç, ne gerekirse onları da düzenlemeye çalışacağız” dedi. Başbakan Tatar, olası bir yangının yayılmasında ve söndürülmesinde etkili olacak imkanların nasıl seferber edileceği konusunda gerekirse yasal bir düzenleme yapılabileceğini açıklayarak, kapasitenin bilinmesinin koordinasyon ve yol haritası için önemli olduğunu vurguladı. Çevre konusunda daha caydırıcı yasalar olması gerektiğini belirten Başbakan, “Eğer bir vatandaş sigara izmaritini sorumsuz şekilde otların içine atıyorsa, artık bunun cezası daha ağır olmalı. Yasal düzenleme var ama daha caydırıcı olması için bunlara yeniden bakmak lazım. Vatandaşların da duyarlılığının artırılması gerek” şeklinde konuştu. Tatar, tanıklık da ettiği dünkü yangını, “Hayatımda ilk kez bu kadar büyük bir yangına yakın oldum. Bambaşka bir şeydi. Alevler süratle, hiçbir gücün durduramayacağı şekilde geliyordu” ifadeleriyle anlattı. TATAR’DAN ELEŞTİRİDE BULUNANLARA SİTEM Yangınla ilgili yapılan eleştirilere atıfta bulunan Başbakan Tatar, “Eleştirmek, eksikleri söylemek kolaydır” dedi ve şunları kaydetti: “Koronavirüsle mücadeledeki başarımızı dünya izliyor ve takdir ediyor. Böyle yoğun ve stresli bir süreçten sonra bu yangın bizi çok üzmüştür. Ancak olan oldu… Polis ve diğer yetkililer araştırma yapıyor. Bu yangınlar nasıl oldu, nasıl başladı? Birkaç gün önce Mesarya’da 6 farklı noktada bin dönüme yakın arazi yandı. Dün, iki yangın vardı. Biri Tepebaş-Çamlıbel bölgesinden Kalkanlı’ya kadar, diğeri de Kormacit -Akdeniz bölgesinde. Aynı günün benzer saatlerinde iki yangının nasıl başladığı, geliştiği sorgulanmalı. Sorgulanacaktır.” “HERKES ELİNDEN GELENİ YAPTI” Dünyanın her yerinde böyle yangınlar meydana geldiğini, daha fazla imkanlara rağmen ülkelerin bu yangınları kontrol altına alamadığını söyleyen Tatar, şöyle devam etti: “Çeşitli yorumlar olacak. ‘Yangın kontrol edilemedi’ denilecek… Olabilir. Ama ben dün orada bine yakın insanın çabasını gördüm. Devletin zirvesi de oradaydı. Herkes elinden geleni yaptı. Birbirimizi yerden yere vurmaya, yapılan işleri küçümsemeye kimsenin hakkı yok. Doğru neyse onu yapmaya çalışacağız. İmkanlarımız ölçüsünde gerek helikopter, gerek araç gereç, ne gerekirse onları da düzenlemeye çalışacağız.” Başbakan Tatar, olası bir yangının yayılmasında ve söndürülmesinde etkili olacak imkanların nasıl seferber edileceği konusunda gerekirse yasal bir düzenleme yapılabileceğini açıklayarak, kapasitenin bilinmesinin koordinasyon ve yol haritası için önemli olduğunu vurguladı. Başbakan, “Önemli olan kapasitemizin, kurum ve kuruluşlarımızın iş birliği içinde yönetilebilmesi. Böyle felaketlerin yaşanmaması için ne gibi düzenlemeler yapılabileceği, ne gibi tedbirler alınabileceğinin çalışması içindeyiz” dedi. “HELİKOPTERLERİN İKİSİ DÖNDÜ…” Girişimlerle Türkiye’den ve Güney Kıbrıs’tan gelen helikopterlerin çalışması hakkında da bilgi veren ve bir soru üzerine, Türkiye’den gelen helikopterlerden ikisinin döndüğünü belirten Tatar, sabah saatlerinde de soğutma çalışmasının yapıldığını kaydetti. Başbakan Ersin Tatar, “Yangın söndürüldü. Orada büyük bir ısı var. Önümüzdeki günlerde sıcaklık yeniden artabilir. Tekrar bir alevlenme olabilir. Bizim talimatımız, soğutma çalışmalarının titizlikle ve aralıksız sürdürülmesidir” şeklinde konuştu. “BENZER BİR DURUM KARPAZ’DA OLURSA… KİM NE YAPACAK? BUNUN DÜZENİ OLMALI” Ülkede ormanların çok olduğunu dile getiren Tatar, her noktada hazır olunması gerektiğini vurgulayarak, “Takip önemli… Bunların kurumsal yapı içinde değerlendirilmesi önemli. Benzer bir durum Karpaz’da olursa kim ne yapacak? Bunun bir düzeni olmalı” ifadelerine yer verdi. BAŞBAKAN’DAN VATANDAŞLARA ÇAĞRI: ÇEVREYİ KORUMAK HER YURTTAŞIN GÖREVİ Konuşmasında vatandaşlara da çağrı yapan Tatar, çevreyi korumanın her yurttaşın görevi olduğunu vurguladı. Tatar, yaz aylarında cam atıkların, sigara izmaritlerinin yangına neden olabileceğini anımsattı. Çevre konusundaki yasaların daha caydırıcı olması gerektiğini belirten Tatar, “Eğer bir vatandaş sigara izmaritini sorumsuz şekilde otların içine atıyorsa, bunun artık ağır cezası olmalı. Yasal düzenleme var ama daha caydırıcı olması için bunlara yeniden bakmak lazım. Vatandaşın da duyarlılığının artırılması gerek” şeklinde konuştu. “BU KADAR YERİN YANMASI BİR ŞEYLERİN TAMAM OLMADIĞINI GÖSTERİYOR” “Yangının söndürülmesinde bir koordinasyonsuzluk olduğunu mu düşünüyorsunuz ?” sorusu üzerine Tatar, “Şimdi bu yaşananlar birtakım dersler veriyor. Bu işlerin daha iyi koordine edilmesi için ne yapmak gerekiyor, ona bakmalıyız. Mükemmel diye bir şey yok. Mükemmelin de mükemmeli var. Dün bu kadar yerin yanması, bir şeylerin tamam olmadığını gösteriyor. Nasıl çıktı, çöp mü vardı, şişe mi, izmarit mi vardı? Ne oldu?” dedi. Elektrik direklerinin ve gerilim hatlarının da yangına neden olabileceğini ifade eden Tatar, Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı’ndan bu konuda rapor isteyeceklerini, gerilim hatlarının ve elektrik direklerinin konumu hakkında bilgi talep edeceklerini dile getirdi. Tatar, dünkü yangının yayılmasını engelleyen, söndürülmesine destek veren ekiplere ve halka teşekkür ederek, “Kimse küçümsemesin. Bir kapasitemiz var. Kurum ve kuruluşlarımız iş başındaydı. Aralarında koordinasyon da vardı. Çok iyi ekiplerimiz var. Çok iyi uzmanlarımız vardır, çalışkan, cesur, cesaretli, yetenekli, işini bilen insanlarımız vardır. Bunların daha iyi bir noktaya gelmesi, kapasitemizin bilinmesi, koordinasyon ve yol haritası için yasal düzenleme dahil ne gerekirse yapılacak” dedi. “HAYATIMDA İLK KEZ…” Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın ve kendisinin dün yangın yerinde olduğunu da anımsatan Tatar, “Hayatımda ilk kez bu kadar büyük bir yangına yakın oldum. Bambaşka bir şeydi. Alevler süratle, hiçbir gücün durduramadığı şekilde geliyordu” dedi. Haber: Rahme Çiftçioğlu - Fotoğraf: Erol Uysal