Bes başkanı Bozat’ın samimiyetten uzak birisi olduğunu sürekli yazdım durdum. Dün aklıma geldi bu adam bu yola yalnız başına mı çıkmıştı?
Tabii ki hayır.

Bozat, yanına aldığı provokatörlerle hareket etmeyi tercih etti. Başkandan çok basını meşgul eden isim Mustafa Yalınkaya oldu hep. Ben adaletsizliği sevmem. En nefret ettiğim şey de ‘hak’ ararken ‘haksızlık’ yapılmasıdır.

Peki kimdi bu Mustafa Yalınkaya?

Sürekli birilerine baş kaldırıp, uslubünü aşan konuşmalarlıya, hodri meydan çekip, birilerini hedef alarak sert dille eleştirmekten korkmayan kişi olarak hafızamda yer etti.

Herkesin beyninde oluşan sinirli kişiliği ile dikkat çekmeyi başardı kısacası.

Onu hiç ‘sakin’ izlemedim.

İşte bu kişi ve Sayın Bozat, aylarca ‘çalışanın hakkı’ , ‘sosyal güvence’ diye bağırıp durdu. Kendileri ve önlerine kattıkları LTB çalışanları ile ‘hak aradılar’, ‘sosyal güvence’ dediler. Bekledikleri her ne kadar gerçekleşmese de sonunda başbakanla konuşup anlaştılar ve bir protokole imza attılar.

Aylarda direnen hatta sokaklara dökülen çalışanın ‘hakkını’ aradıklarını öne sürerek hareket eden Bozat ve Yalınkaya sonunda ne oldu ise Başbakana boyun eğdiler. Bugün baktığımızda Şubat ayının ilk günü. Ne sosyal yatırımlar ne de maaşlar henüz ödenmedi.

İki aylık geriye dönük maaş ödeyerek çalışanların gözünü boyayanlar bugün nasıl olur da ‘hak’ aradıklarını savunabilirler. ‘hak’ aranırken ‘haksızlık’ yapılmaz. Siz imzaladığınız protokolle zaten ‘haksızlığı’ başta yapmışsınız Sayın Bozat.

Bugün düştüğünüz bu durum ve imzaladığınız bu anlaşmanın akıbeti beni ve benim gibi düşünenleri haklı çıkardı.

Çalışanlar aylarca aç kaldı, maaş almadı, sahip olduklarını kaybetmeyi göze alarak hükümete direttiler. Yüzlerce insan gece gündüz sokaklarda ateş yakıp haklarını aradı. Havanın soğuk olmasına aldırış etmeden gecenin bir yarılarına kadar evleri yerine LTB’nin önünde oturdular.
Çalışanın ‘hakkını’ arayacak diye BES’e destek verdi tüm halk.

Ne oldu peki? Bugün gelinen nokta nedir? Maaşlar ödendi mi? Sosyal yatırımları yatırıldı mı?

Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları’nın istifası ile bu sorunun çözümleneceğini düşünenler bugün ne düşünüyor peki?

Neyse ana konumuza gelelim. Yakinen tanımadığım fakat hakkında detaylı bilgi edindiğim, Bozat’ın akıl hocası Mustafa Yalınkaya.

Evet bu isim Sayın Bozat’ın bugün hata yapmasına sebep ‘tek kişidir’.

Yalınkaya kimdir diye kısacık bir araştırma yaptığımız da ise ne gördük. Meğer ülkenin en büyük çiftçisi ve hayvancısıymış hem de ‘belediyede çalışarak’ bunların sahibi olmuş.

Kendi başı ağrımasın diye her şeyi kardeşinin adına yaparak bu işi meslek edinen bu kişiye kimse bugüne kadar bu soruyu neden sormadı bende anlamadım. Özellikle hayvancılık alanında da faaliyette olan bu kişi KKTC’nin hatta Göçeri’nin ne kadar küçük yer olduğunu unuttu herhalde.

Hade bunları zevk için yapar diyelim. Peki, kamyon ve kepçesi ile ekstra işler yapan bu adam ‘haktan’ ve ‘hukuktan’ nasıl bahseder?

Belediyede ‘Şube Amiri’ olan birisi kaç iş yapabilir? Memur olan kişilerin ikinci iş hatta üçüncü iş yapması yasal mıdır?

Bunun ispatı olmasın diye her şeyi kardeşinin adına yaptığını da bilmeyen yok bölgede. Zaten ekim ve hasat zamanı kendisini Göçeri ve İkidere'deki tarlalarında çalışırken görüntülemeniz de mümkün. Yok eğer ‘ben kardeşine yardım ediyorum ve tek kuruş almıyorum’ diyorsa şimdiden söyleyeyim ki ‘çok çırpınmasın dibe batar’.

Ülkede hayvancılıkla ve çiftçilikle uğraşan üretici sayısını eminim ki benden iyi biliyordur. Kendisini bu camialarda tanımayan kalmadığından kime isterseniz sorun cevabı ayni olacaktır.

Yalınkaya’nın kardeşi ile birlikte yıllardır bu işi yaparak ekstra kazanç elde etmesi bizi bağlamaz ama eğer çıkıp televizyonlarda ‘hak’ ‘hukuk’ ‘yasa’ diye diretirse işte adama o zaman sorarlar sen ‘yasalara ne kadar uyuyorsun?’ diye…