KKTC’de ziyaretlerde bulunan TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ne dedi:

Türkiye’ye geldiği zaman biz de size aşıyı göndereceğiz…”

Ondan şüphemiz yok zaten!

Bu arada Başbakan Saner de artık tek kurtuluş çaresinin aşıda olduğunu sürekli söylemeye başladı…

Madem ki bunun da bilincine varıldı, bu da iyiye işarettir!

Saner, ayrıca ekonomik örgütlerle uzun toplantılar yapıp onların da görüşünü alıyor…

Onlarda önerilerini 3 maddede topladılar;

Öncelik aşılama dediler…

Hatta aşının getirilmesi konusunda da bir takım önerilerde bulundular!

Bunlar elbette önemliydi ama sanırız pek ciddiye alınmadı…

Yine Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner yaptığı açıklamada ne dedi;

Kapanma değil, aşılama istiyoruz…

Çünkü onlar özel sektör temsilcileri ve çalışanlarıyla birlikte ellerini taşın altına en fazla koyanlardan kesim…

Demek ki ortak paydamız, aşılanmak!

Başlangıç olarak bunun herkes tarafından kabul germesi olumlu bir gelişmedir…

Türkiye’ye gelecek bize gönderecek…

AB, keyfi istediği zaman lütuf edip gönderecek, ki bunu asla küçümsemiyoruz!

Ama ülkede de ciddi bir aşılama görüşü ağırlık kazanacak…

Peki Kıbrıs Türkü için bu konuda ne gibi sorumluluğu var?

Eğer imkan varsa aşıları başka kanallardan ülkeye hızlı bir şekilde getirmek…

Çünkü bizim için aşı sadece sağlık için değil üniversiteler ve turizm için de hayati değer taşıyor!

Dün zengin iş adamlarımıza çağrıda bulunup birleşip bu konuda gönüllü olarak aşı getirmeleri için birlik olmalarını istemiştik…

İşte dünkü yazıyı okuyan bir hekim arkadaş aradı ülkeye çok sayıda aşı getirmenin mümkün olduğunu söyledi!

İyi de etti çünkü doğru söylemiş…

Bunu duyunca biz de hayli umutlandık çünkü tek kurtuluş yolu aşı olunca ve bu imkan da elimizde bulununca sevinmemek elde değil ki!

Sonra küçük bir araştırma ile bir işletmenin ülkeye Çin’den Sinovac aşısı getirmek için Sağlık Bakanlığı’nda ithalat izni istediğini öğrendik…

İlgili şirket bağlantıyı kurmuş hem de ilk etapta 200 bin aşıyı gönderme taahhüdünde bulunmuş!

Ardından da devamı gelecek…

Biz beklerdik ki Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu teklifi duyunca hemen üzerine atlasın ve ardından da siparişler verilsin!

Bundan sonrası tam bir hayal kırıklığı;

İthal izni verilmemiş ve aynen şöyle denmiş;

“Türkiye nasıl olsa aşıyı beleş gönderiyor…”

Bunu duyunca dudaklarımızdan şu üç kelime döküldü sadece;

“Yuh olsun artık!”

Öncelikle Sağlık Bakanlığı yetkililerini bu konuda açıklama yapmaya davet ediyoruz…

Önümüze sunulan fırsatı biz kendi ellerimizle teptik mi?

Bunun mutlaka bir mantıklı açıklaması olmalıdır…

Ne demekmiş, nasıl olsa Türkiye aşıları beleş gönderiyor demek!

Buna inanmak çok zor ama bu konuda teyit alınca da sadece kahroluyoruz…

Zihniyete bakar mısınız lütfen;

Türkiye’den beleş geliyor onları bekleyelim, cebimizden para çıkmasın…

Siz aklınızı mı kaçırdınız yoksa!

Kısmi kapanma belli ki bir işe yaramadı, vakalarda rekorlar kırılıyor…

Beleş gelmeyecek diye böyle bir teklifi hiç araştırmadan, soruşturmadan geri çeviriyorsunuz?

Hangi akıl ve mantıkla!

Böyle bir zihniyetteki devletle artık bizim işimiz gücümüz olamaz…

Bundan böyle gözlerimiz sadece özel sektör temsilcilerinde olacaktır!

Bu devlet artık ülke insanının kaderini başkalarının eline bırakmıştır, bundan böyle de onlardan yeni bir adım beklemek saflıktan öte bir şey değildir…

Bu işten şimdilik canı yanan sadece özel sektör olduğu için onlar da kendi başlarının çaresine bakmak zorundadırlar!

Hatta bu aşıların hızlı bir şekilde ülkeye getirilmesi için devlete baskı unsuru oluştursunlar…

Zira devlet yetkilileri ile yapılan toplantılardan olumlu bir sonuç çıkmayacağı da artık kesinleşmiştir!

Kendi deyimleriyle aşılara beleşçi zihniyetle bakan bir devlet zihniyetinden bu ülkeye ne köy olur ne de kasaba…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ali PİLLİ, bu halk artık her üst kararları açıklanırken sizi Başbakanın yanında ezik büzük görmekten hem içi parçalanıyor hem de bıktı usandı. Bu ülkeye ilk etapta getirilme teklifi yapılan 200 bin doz aşıyı kim neden kabul etmedi bunun da bir açıklamasını yapın lütfen!

Sayın Naciye NAMİ, ülke genelinde sağlık ocaklarında grevli 112 Acil personelinden bölgeleri yerinde inceleyerek onların sorunlarınızı bizzat dinlemeniz konusunda yoğun mesajlar gelmeye başladı. En kısa zamanda bu ziyaretleri gerçekleştirirseniz doğru bir karar almış olacaksınız…

Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, son yılların yıldızı parlayan ender bürokratlarından birisi olarak adınız artık UBP Lefkoşa Belediye Başkan adayları arasında da anılmaya başladı. Partide bir kesim bu konuda bir girişim başlattı yakında kapınız çalacak desenize…

Sayın Erhan ARIKLI, zenginden alıp fakire verme görüşünüz bir kesim tarafından kabul görürken çoğunluktan ise yoğun tepki mesajlarınız geliyor. Bu arada açıklamalarınız böyle hassas bir dönemde ayrıştırıcı değil de birleştirici olsun diyenler de bir hayli fazla…

Sayın Ersan SANER, partinizin Lefkoşa örgütleri ilgisizlikten şikayet etmeye başladı bir de buna Mağusa’dan birinin Lefkoşa’ya Kaymakam olarak atanması eklenince tepkiler daha da yoğun gelmeye başladı. Başkent’e biraz eğilmekte gecikmeyin deriz!

Sayın Ünal ÜSTEL, yapılan ilk test sonucu negatif çıkınca bir hayli rahat nefes aldığınız ancak dört duvar arasında kalmaktan da hayli sıkıldığınızı duyduk. Önce sağlık olduğu için biraz daha sabredersiniz hafta sonu özgürlüğe kavuşacaksınız inşallah.

Sayın Salih CANSEÇ, sosyal medyada sitem dolu ince mesajlarınız dikkatlerden kaçmıyoruz. Dostlar soruyor hayırdır iyi gitmeyen bir şeyler mi var diye? Uzun boylu arkadaş ise nedendir bilinmez fazlasıyla umursuz!

Sayın Metin ATAN, 112 Acil serviste yaşanan bir takım gelişmeler nedeniyle özellikle yurt genelinde hemşirelerden yoğun telefonlar aldığınız konuşuluyor. Siz en iyisi aracı olun bu konuda bir an önce çözülsün zira çok kritik bir dönemden geçiyoruz…

Sayın Mustafa NAİMOĞLULARI, devletin kuruluşu olan Binboğa yem fabrikasından alım yapmama çağrınıza kimse anlam verememiş ki bu konuda bir takım sorular gelmeye başladı. Yani siz şimdi devlete savaş mı başlattınız? Hadi bakalım hayırlısı!

Sayın Ali ÇAYGÜR, hem PCR testi hem de aşı merkezlerinden yoğun şikayetler geliyor. Burada çok acil olarak bir düzenlemeye gidilmezse vakaların daha da artacağından korkuluyor, bir an önce el atın deriz…