Türkiye tarihine Taksim Gezi Parkı Direnişi olarak geçen hareket sosyalistleri ve Kemalistleri, Kürtleri ve Türkleri, Alevilerle Sünnileri, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlarını yan yana getiriyorsa, yıllardır depolitik bir görüntü sergileyen pop müzikçiler ve dizi oyuncuları direnişe destek veriyorsa Türkiye kurulduğu günden bu yana ilk kez totalitarizme, muhafazakarlaştırmaya, otoriterizme karşı birleşik mücadele vermeye hazırlanıyor demektir.

Önümüzdeki aylarda Türkiye’nin, AK Partili olanlar ve AK Partili olmayanlar olarak tamamen ikiye bölündüğüne; öncelikle 2014’teki yerel seçimlere, öne alınmazsa 2015’te yapılacak genel seçimlere dek safların sıklaştırılacağına tanık olacağız. AK Parti’nin muhafazakarlaştırma politikalarına karşı birleşenlerin güçlü birlikteliği nedeniyle, partinin oyları dünden itibaren zaten düşme eğilimine girmiştir.

Gezi Parkı Direnişi bir milattır. Gidişat Amerikan ve İngiliz basınının ileri sürdüğü gibi bir “Türk baharı”na dönüşecek midir? İstanbul Taksim Meydanı’nda kendiliğinden başlayan hareket, Türkiye’nin geneline, Avrupa’ya ve ABD’ye yayıldığına göre bu direniş sadece bir başlangıçtır. Çünkü direnişin altında Türkiye’de yaşanan ve baskıyla dikte ettirilen muhafazakarlaştırma politikasına tepki yatmaktadır. Görünen, kendiliğinden oluşan bu tepkinin örgütleneceği ve ileriye taşınacağıdır. Sorun da bence burada başlayacaktır. Taksim’den Tahrir çıkar mı çıkmaz mı tartışmasında Taksim’den Tahrir öyle bir çıkar ki Ahmet Hakan şaşırır derim! Türkiye Cumhuriyeti olağanüstü başarılara imza atmış olsa da bir asker tarafından kurulmuştur ve darbe heveslilerinin yıldığını sananlar büyük bir yanılgı içindedir.

Oluşan yeni kenetlenme militarizmin gölgesi altına girecek olursa Türkiye maalesef bir iç savaşa doğru yol alacaktır ki, bu Türkiye’nin başına gelebilecek en büyük felaket olur!

İnsan haklarını ve başkalarının özgürlüklerini kısıtlayan politikalara karşı tepkiler antimilitarist ve barışcıl bir temelde örgütlenebilirse Türkiye’deki dengeler sağlıklı bir biçimde değişecek ve belki de AK Parti’nin bu yöndeki politikaları parti içinde de sorgulanmaya başlanacaktır.

Türkiye böylesi bir devinimin içine girmişken Kıbrıs’ın da bundan payını alacağı ve Kıbrıs’taki muhaliflerin de muhafazakarlaştırmaya karşı artık daha sert tepkiler ortaya koyacağı aşikar. Gerisini seçim sonrası iktidar koltuğunda oturacak olanlar düşünsün...