Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr.Kenan Arifoğlu’nu tebrik ederim…

Ülke gerçeklerini bir kere daha yüzümüze vurduğu için!

Devletin bir ayıbını daha ortaya serdiği için…

Ne dedi Arifoğlu;

“Ne yediğimizi ne içtiğimizi bile bilmiyoruz…”

Bir hekim söylüyor bunu!

Hem de hekimlerin başı…

Yıllardır bu ülkede insanlara sağlık hizmeti veren bir kişi!

Hepimiz bir tencerenin içindeyiz, yediğimiz bir, içtiğimiz bir ama…

Ne olduğunu ilmiyoruz işte!

Bedava yaşıyoruz yani…

Sonumuzun ne olacağını bilmeden!

Kimin hangi hastalığın piyango gibi vuracağını kestiremeden…

Ta ki istenen kan tahlillerinden sonra ortaya çıkan acı gerçekle yüzleşene kadar!

Şunu belirtmeyi unutmayalım;

Sağlıkta yönetime gelen kim olursa olsun…

Hiç birinin de iyi niyetinden kuşkumuz yoktur!

Zaten kim bu işin patronu olunda sağlık gibi hayati bir konuda kötü niyet gösterir ki…

Ama olmuyor işte!

Beceremiyoruz…

Ya da yeteri kadar üzerine gitmiyoruz bu işin!

Ama bildiğimiz tek kesin şey var;

Sağlık konusu ciddi bir devlet politikası haline getirilmezse dün de ağladık, bugün de ağlıyoruz, yarın da ağlamaya devam edeceğiz!

Sağlık kurumsallaşamazsa, her gelen bir diğerininkini bozup kendi sistemini yaratmaya çalışırsa buna bir de kaynak yetersizlikleri eklenirse sağlıkta başarı nasıl yakalanır ki?

Sağlıktaki kötü gidişat ne yazık ki vatandaşın kötü kaderi olarak benimsenmeye başlamıştır…

Giden sistem yok diyor, gelen de sistemsizlikten yakınıyor!

Sistem nedir ki Allah aşkına?

Uzaydan insanlar mı gelecek sağlıkta bize yeni bir sistem kuracak!

Arifoğlu’nun da dediği gibi bizde eksik olan eylem planı…

Plan yoksa zaten sistem de yok!

Sistem yoksa yıkılmaya yüz tutmuş hastane binaları, araç gereç eksiklikleri ve çalışan sorunları var…

Ülke dışına hasta göndermek özel hastaneleri ödemeyi biliyoruz ama!

Kendi sağlık sistemini yeniden kurup başkasına minnet etmemeyi daha öğrenemedik…

Kim bilir belki de bu konularda kafa patlatmak mı acaba işimize gelmiyor!

Sevgili okurlar…

Eğer büyük hassasiyeti olan sağlık gibi bir konuda devlet politikası belirlenmemişse ve hele de kanser gibi hastalıklarda bile önlem almayı beceremiyorsak bundan sonra yapacak tek bir şey kalmaktadır…

O da sağlığı tamamen özelleştirmek!

İşi bilenlere vermek…

Bunun adına ister özelleştirme isterseniz özerkleştirme deyin bu kararın alınması artık elzemdir!

Bu ülkede hastaların hakları vardır!

Yasası bile daha geçirilmemiştir…

Hekim ve hemşirelerin tüm sağlık çalışanların da hakları vardır!

Biz yıllardır bunları tartışıyoruz ama bir türlü çözül üretemiyoruz…

Yurt dışında 5 yıldızlı gibi özel hastanelere gidince de oralara imreniyor, kendimiz için de hayıflanıyoruz!

İyi de nereye kadar bu işkence?

Sağlık çocuk oyuncağı değil ki boş ver deyip geçelim!

Sözün özü;

Hala sistemsizlikten bahsedip eylem planları değil de diz dövmeye devam edeceğimize…

Bu işi bilenlere bırakalım!

Dünya Tıp Haftası kutlu ve mutlu olsun…

Sadece birbirlerini suçluyorlar!

Televizyonda canlı yayında bütçe görüşmelerini izliyorsunuzdur muhakkak…

Onları seçtik ve o koltuklara oturttuk!

Vekilimiz oldular…

Sesimiz soluğumuz olsunlar diye!

Belli ki bir kısmı hala bunun farkında bile değiller…

Laf dalaşından başka bir şey yok!

Yaptıkları tek şey birbirlerini kötülemek…

Canlı yayın ya, bundan bile siyasi prim elde etmeye çalışıyorlar!

Ülkede sağlık çökmüş, ekonomi yerlerde sürünüyor, tüm kesimler kan ağlıyor kimsenin umuru bile değil…

Kalite ve hizmet bu mu olmalıydı?

Sadece Merak İşte?

Hekimler uyumamalı?

Ülke hekimlerinin başı bile ‘ne içtiğimizi ne yediğimizi bilmiyoruz’ derse belli ki sıkıntı göründüğünden de çok büyüktür…

Ama bunları bilip de söyleyip yetmez!

Bu ülkenin görevi şifa dağıtmak olan hekimleri artık ülkenin kanayan yarası haline gelen sağlıkta mutlaka şimdikinden çok daha şeyler yapıp bir türlü kurulamayan lanet olası sistemi kurmalıdır…

Ülke sevdası da bunu gerektirir!

Gerçek mi dedikodu mu?

Başbakan Tufan Erhürman’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 45 dakikalık görüşmesi…

Tufan hoca bu görüşme konusunda çok şey söylemedi ama!

Yazılanlara ve yorumlara bakılırsa sanki de Erdoğan’ın karşısında iki büklüm durdu, talimat üstüne talimat aldı…

Hele de vatandaşlıklar konusunda TC basınında çıkanlar ve buraya yansımaları!

Onun içindir, bu söylentilere bir dur demek için Başbakan ortaya çıkıp neler görüşüldüğünü kamuoyuyla paylaşmazsa işi çok zordur…

Ödenmezseler çözülecek mi?

Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Yeni Erenköy Belediyesi’nde yaşanan gerçekleri açıkladı da hepimizin haberi oldu…

3 milyon vergi alacakları var ama ortada para yok!

Çalışanların ödenmemesi de başka bir dram haline dönüştü…

Denktaş elbette kendince haklıdır, kaynaklar bakımından da!

Hadi şimdi ödesen bir daha ki aya sorun çözülecek mi diye soruyor…

İyi de çalışanın alacağını ödememekle sorun çözülecek mi?

Empati yapın lütfen biraz…

İç tüzük niye değişecek?

Memlekette sorunlar artık değil diz boyu boğazımıza dayanmışken bizim konuştuğumuza bakın…

İç tüzük değişip Angolemli Meclis Başkanı olsunmuş!

Çünkü kendine söz verilmiş…

Vaz geçin artık Allah için makamlar için tüzük değişikliklerini filan!

Bu halkın sizden tek isteği var elle tutulur icraat yapmak…

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, kimseye haber vermeden  ayrı bet ofisini ziyaret edip denetleme yaptığınızı memnuniyetle öğrendik. Yine de deriz ki bu işler için sağlam bir ekip kurun ve siz enerjinizi daha hayati konulara saklayın. Zira iyi ekiple birlikte başarır da beraberinde gelecektir…

Sayın Gencay EROĞLU, Gençlik Dairesi Müdürlüğü görevinden alındıktan hemen sonra Maliye Bakanlığı’nda odanızın hazırlandığını hatta duvarların bile yıkıldığını ve yeni bir kapı açıldığını öğrendik. Sekreteriniz ile birlikte orada müşavirlik görevi yapacakmışsınız değil mi? Hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Dr. Kenan ARİFOĞLU, ülkenin hekimleri olarak artık lütfen şikayet etmekten daha ziyade kronikleşmiş sağlık sorunlarına çözüm üretmek için bir şeyler yapmaya çalışın. Sağlıkta sistemi biz kendimiz kurmazsak hiçbir zaman sonucun başarılı olma şansı yoktur!

Sayın Teberrüken ULUÇAY, bazı Meclis çalışanlarının uzun süredir işe gitmeden maaş çektikleri yönünde ciddi şikayetler gelmeye başladı! Bu konuya çomak sokmayı unutmazsınız değil mi? Biraz hareket bekliyoruz zira vatandaşın sinirleri allak bullak olmuş durumda!

Sayın İbrahim BENTER, Vakıflar İdaresi hakkında yapılan suçlamalar artık iyice ağırlaşmaya başladı. Böyle önemli bir konuda daha fazla susmayacaksınız değil mi? Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla detaylı bir açıklama şart oldu artık!

Sayın Umure ÖRS, Gençlik Dairesi Müdürlüğü göreviniz için atama yazınız yazılmış ve artık onaya kalmış diyorlar! Umarız yükselen çıtayı daha da yukarılara çekmek için tüm gayretlerinizi esirgemezsiniz. Hayırlı ve uğurlu olsun!

Sayın Reşat KANSOY, Güzelyurt Bağımsız Belediye başkan adaylığınızı açıklamanız epey ses getirdi ama sanki de bu bölgede ittifak olmayacak gibi geliyor bize! Onun için deriz ki bırakın siyasi partileri ve şansınızı deneyin ne dersiniz?

Sayın Serdar DENKTAŞ, siyasette artık en olgun ve ustalık döneminizi yaşıyorsunuz. Onun için deriz ki Yeni Erenköy Belediyesi çalışanlarının 5 aylık maaşlarını ödeyin ki insanlar yine evlerine ekmek götürmeye başlasınlar! Çoğunun durumu gerçekten de içler acısı!

Sayın Tolga ATAKAN, Lefkoşa-Girne yolunda özellikle bazı saatler durum çok da iç açıcı değil ama artık vatandaş da kaliteli hizmetin bir bedelinin olduğunu öğrenmek zorunda! Bu sıralar eleştirilere kulak tıkamaktan başka yapacağınız çok fazla bir şey yok!

Sayın Kutlu EVREN, sanırız sizi birileri yerel seçimlere bulaştırarak ortalığı karıştırmak istiyor gibi geldi bize! Bu oyuna gelmezsiniz ama yine de deriz ki bir açıklama ile meraklılarını sevindirebilirsiniz!

Sayın Özdemir BEROVA, muhalefetteyken maşallah sesiniz soluğunuz daha fazla gelmeye başladı. Bakanlık döneminin intikamını alıyorsunuz değil mi? Biraz da siz keyiflenin bakalım bu işler parayla değil sırayla…

Sayın Erhan ARIKLI, dün mecliste kürsü konuşması yaparken canlı yayının ansızın kesilmesi nedeniyle belki de haklı olarak ateş püskürdünüz ama konu tamamen teknik nedenlerden kaynaklanmış diye duyduk. Telaş etmeye gerek yani!

Sayın Kemal DÜRÜST, genel seçimlerden sonra ortalıktan bir kayboldunuz pir kayboldunuz. Sevenleriniz sizi merak etmeye başladı artık ortaya çıkmaya ne dersiniz? Seçim kaybetmek dünyanın son değil ya, hayata dönün deriz!

Sayın Aktaç ATAİ, MDP Genel sekreterliği göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Partinin uzun yaşayabilmesi ve ses getirmesi için artık çok daha fazla ses getirecek projelere imza atmak sorumluluğu da sizin sırtınızda. Allah utandırmasın artık!

Sayın Fırat ATASER, belediye çalışanlarınızdan birinin hunharca cinayete kurban gitmesi belediye çalışanları arasında infialle karşılandı, başınız sağ olsun. Bu arada bölgede ileriki günlerde daha vahim olaylar yaşanabileceği iddia ediliyor aman önleminizi gecikmeden alın olur mu?