Üst düzey bir polis komutanıyla sohbetteyiz…

Polisin eksikliklerinden ama özverili çalışmalarından bahsediyor!

Ama daha büyük sıkıntısı var…

Nijerya’dan buraya gelenler!

Öğrenci olarak geliyorlar ama çoğu okula gitmiyor…

Kimi çalışıyor kimi de karanlık işlere giriyor!

Uyuşturucu birinci sırada…

Bu da bir market sahibi;

Marketin her koridorunu kameralardan izliyorlarmış…

Günde en 5-6 Nijeryalı öğrenci raflardaki ürünleri gizli ceplerine indiriyorlarmış!

Kapıda uyarınca da verdikleri cevap şu;

“Açız ölelim mi yani!”

Peki bu iki örneği niye verdik?

Bir kere daha hatırlatalım:

“Nijerya’nın Ankara Büyükelçisi…

Adam buradaki kendi insanını kötüledi bize!

İpleri sıkı tutmazsanız tepenize çıkar dedi…

Dediği de çıkıyor artık!

Başta uyuşturucu konusu, lüks kara araçlarda geziyorlar…

Mafyavari tavırları dikkat çekiyor!

Ve neredeyse uyuşturucu piyasası tamamen onların eline geçti…

Her zaman olduğu gibi dürüst çalışan ve öğrenci olanları bir yana koyuyoruz ama diğerleri kontrol altına alınmazsa bu ülkede daha vahim olaylar yaşanacaktır!”

Nijeryalı Büyükelçi bu uyarıyı KKTC’ye yaptığı bir ziyarette yapmıştı…

Görüştüğü okulların tüm rektörlerini altını çize çize anlatmıştı!

Biz de zaten rektör arkadaşlardan duyup yazmıştık…

Konu büyük ihtimalle o zaman polisin de bilgisine getirmiştir elbet!

Ama belli ki yapılan uyarılar çok da etkili olmamış…

G.Mağusa’da yaşanan son cinayet olayı da bunu zaten ortaya koyuyor!

Şimdi dizimizi dövüyoruz…

Aslında bu diz dövmeler de göstermelik eylemler!

Herkes sorumluluğu sırtından atmaya çalışıyor, hepsi o…

Bu ilk cinayet değildir!

Son da olmayacaktır…

Bir kez daha vurgulayalım;

Aralarında mükemmel insanlar, geleceğin bilim adamları bile var ama…

Önemli bir kısmı artık burada çeteler kurarak her türlü karanlık işin içine girmiş durumdalar!

İşin daha da kötüsü var;

Bazı Nijeryalı öğrenciler karanlık işlerine bizim gençlerimizi de çekmeye başladılar!

16 yaşında bir kız nasıl olur da böyle işlerin içine girer diye hayret ediyoruz ya…

Hayret edeceğimize bunu önce kabul etmemiş gerekiyor!

Nüfusunun üçte birinin öğrenci olduğu bir ülkede elbette karanlık insanların hedef kitlesi de öğrenci kesimi olacaktır…

Onun için olaya iki pencereden akmak gerek!

Çeteleşen Nijeryalı öğrencileri bu ülkeden nasıl def edeceğiz…

İkincisi de diğer öğrenci ya da öğrenci olmayan gençleri bu illetten nasıl koruyacağız!

Adamların gözü dönmüş bir kere…

Önlerine kim çıksa içlerine çekmeye çalışıyorlar!

Önce uyuşturucu ile tanıştırma, sonra ufaktan satışlar ve elbette ki en sonunda da kararan hayatlar…

Burada tüm topluma ve en fazla da üniversitelere büyük sorumluluklar düşmektedir…

Elbette üniversitelerimiz eğitim yuvalarıdır ama bunu yapanların asıl amaçları ticarettir, bu işten para kazanmaktır…

Okullarına kayıt edecek öğrencileri iyi denetlemeden, kontrol etmeden, sadece para gelsin diye okula dahil ederlerse böyle olayların yaşanması zaten kaçınılmaz olacaktır!

Tabi ki devleti yönetenler…

Asıl kontrol devlette olmalıdır!

Gelip okula kayıt yaptıran ama okula bundan sonra uğramayan bir öğrenci burada tatil yapmaya gelmemiştir…

Bunlar sıklıkla denetlenmeli, okula devam etmeyenler ise hiç tereddüt etmeden ihraç edilmelidir!

Birileri para kazanacak diye, ülke gençliğinin geleceğini görmemezlikten gelmek bu topluma yapılan en büyük kötülüktür…

MERAKLI KÖŞE?

1.6 tonluk et meselesi!

1 seneyi devirdi artık…

Hollanda’dan kaçak yollardan gelen 1.6 tonluk etin akıbeti bir türlü çözülemedi!

Bundan sonra da çözüleceğini zaten beklemiyoruz…

Oysa bu eti kaçak yollardan adaya kimin getirdiğini herkes biliyor, polis bile!

Ama işte kalın enseli birisi olunca anında noktayı koyuveriyorlar…

Bizde adalet böyle bir şey işte!

Okullar güvensiz çünkü?

12 yaşındaki ortaokul öğrencisi alkollü meyve suyu içer ve bayılır…

Bu basına düşen!

Düşmeyen o kadar çok şey var ki…

Çünkü bizim devlet okullarımız elini kolunu sallayarak girilen yerler!

Güvenlik yok…

Güvenlik kamerası hiç yok!

Böyle olunca da kim giriyor, kim çıkıyor, kim bahçe köşesinde ya da okul arkasında ne halt yiyor, tabu ki bilinmez…

Gece kulübü çalıştayı ne oldu?

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars Kadri ülkede bir ilki gerçekleştirdi…

Geçen yıl gece kulüplerini topladı ve bir çalıştay düzenlendi!

Maksat bu gibi yerlerin çalışma şartları ve tabi ki çalışan kadınların durumlarıydı…

Epeyce de zaman geçti!

Yani sonuç ve değerlendirmeye bir türlü gelinemedi…

Hatırlatalım istedik!

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan TOPAL, bu hafta içinde özel bir makamdan gelen istek üzerine Ankara’ya yapacağınız çok önemli bir toplantı merak konusu olmuş herkes bize soruyor! Hayırdır yoksa sonunda kararınızı verdiniz mi?

Sayın Zeki ÇELER, şu anda Lefkoşa’da kadın sığınma evinde kalan bir genç kadının kendisine abisi tarafından tecavüz ettiği ve hamile kaldığı yönünde şikayetçi olduğunu ama kimsenin umursamadığını biliyor muydunuz?

Sayın Sunat ATUN, şu anda üyesi olduğunuz komitede yeni ihale yasa tasarısı görüşülürken çok fazla sessiz kaldığınız dikkatlerden kaçmıyormuş. Bu tasarı eğer yasa olarak geçerse nelerin olabileceğini tahmin edersiniz değil mi?

Sayın Ersin TATAR, yoğun bir çalışma içinde olduğunuz ve partinizin üye sayısını 15 bine çıkarmak için uğraş verdiğiniz iddia ediliyor. İpleri elinize almak için bir yöntem olabilir mi yoksa başka hesaplarınız mı var acaba?

Sayın Kamil KAYRAL, tam da dünya turuna hazırlanırken yeniden aynı göreve atanmanız biraz fazlasıyla sürpriz oldu değil mi? Ne mutlu size ki bu güveni sadece bazı makamlara karşı değil vatanda karşı da kazanmışsınız tebrik ederiz…

Sayın Resmiye CANALTAY, ortaya çıkıp da olası bir yeni hükümette bakanlık istemeyeceğinizi söylemediğiniz taktirde sizi de aileye de rahat bırakmayacaklar gibi görülüyor. Gönlünüzden böyle bir şey geçiyor mu?

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, son zamanlarda gazla sessiz kaldınız ama yakın dostlara da Cumhurbaşkanlığı adaylığı için hazır olduğunuzu fısıldıyorsunuz diye duyduk. O zaman bir atak yapmakta yarar var çünkü bu makama gayet de uygun bir vizyon sahibisiniz…

Sayın Özer KANLI, bazı partililer size karşı sanki de ağız birliği yapmış gibi ciddi bir muhalefete başladığına göre artık bir önlem alma vakti gelmedi mi? Tamam parti içinde epey etkili bir isimsiniz ama parti içi dengeleri de korumak şart gibi geliyor bize…

Sayın Hasan TAÇOY, memleket yangın yerine dönmüşken parti başkanı ile birlikte Trabzon gezisi de nereden çıktı şimdi! Partinin ikinci adamı olarak bu konularda daha fazla hassas olmanız bekleniyor, bizden uyarması!

Sayın Mustafa AKTUĞ, hafta sonu Kozanköy’deki festivale katılanlar en fazla oto park sorunundan şikayet eden mesajlar gönderiyor. Bir daha ki etkinliklerde bu konuyu da dikkate almanız öneriliyor…