Aslında akıllara durgunluk veren bir olay…
Arkadaş atama yazısı Resmi Gazete’de yayınlanınca gazeteyi alıp heyecanla Merkez Bankası’na gidiyor ve anında görev başlamak istiyor!
Kendisine sıfır kilometre makam aracı da aldırıyor…
Önce heyecanlıdır, belli ki görev aşkı ile yanıp tutuşuyor diyorsunuz ama bir de bakıyorsunuz ki Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevinin daha ikinci ayında istifasını basıyor!
Bu istifa herkese göre normal bir istifa olabilir ama bana göre değil…
Çünkü Merkez Bankası’ndan istifa eder etmez KKTC’de yeni kurulacak olan İmam Altınbaş’ın sahibi olduğu ALBANK’ın genel müdürü oluyor…
Epey de yüksek bir maaşla!
Ahmet Melih Karavelioğlu’ndan bahsediyoruz…
Biraz geçmişe dönersek;
Bir Banka’nın Genel Müdür’lüğünü yapan bir kişi aniden Genel Müdür’lüğü bırakacağını, yine aynı bankanın Yönetim Kurulu Üyeliği’ne terfi edeceğini söylüyor, bu herkese böyle anlatılıyor.
Daha bu olmadan bu kişi Yönetim Kurulu’ndan da ayrılıyor, Girne Amerikan Üniversite’sinde ders vereceğini söylüyor, burada ders vermeye başlıyor. Aradan haftalar geçmeden buradan istifa ediyor.
KKTC Merkez Bankası’nda Başkan Yardımcısı pozisyonuna atanarak düne kadar yönettiği bankayı ve tüm bankaları denetleyen şapkasını başına geçiriveriyor.
Düne kadar rakibi olan bütün bankalar himayesi altına giriyor, düne kadar rakibi olduğu bütün bankaların her türlü bilgilerine hakim pozisyona geliyor.
Tüm bankalardaki her türlü müşteri bilgisi, en karlı müşteri, en zararlı müşteri bilgileri, tüm bankalarda çalışan personelin maaşları dahil olmak üzere sektör ve şahıslarla ilgili her türlü bilgiye hakim ve sahip konuma geliyor.
Bu arada bu şahsın daha önceden görüşmekte olduğu bir iş adamı olan İmam Altınbaş  bir banka iznini satın almak üzere KKTC Merkez Bankası’na müracaat ediyor.
Büyük bir titizlikle bu bankanın müracaatı ile ilgili işlemler yapılıyor, izin onaylanıyor. Hemen arkasından bu kişi KKTC Merkez Bankası Genel Müdür Yardımcılığı makamından istifa ediyor ve görevdeyken izin verdirdiği, o güne kadar denetleyicisi konumunda olduğu bankaya sektöre ait tüm özel bilgilerle beraber Genel Müdür olarak gidiyor.
Bütün bunlar 8 ay içerisinde olup bitiveriyor. Bu operasyona KKTC Merkez Bankası en üst düzeyde güven ve ciddiyet ile adı anılan bir kurum alet ediliyor.
Ahmet Melih Karavelioğlu ilk çalıştığı bankadaki  Genel Müdürlük görevinden neden ayrıldı?
Ayrıldıktan sonra çalıştığı bankada suistimali var idiyse Merkez Bankası’nda Genel Müdür Yardımcısı pozisyonuna geldikten sonra bunun ortaya çıkması mümkün müydü?
Yoksa oraya bir şeyleri örtbas etmek için mi gitti?
Neden Merkez Bankası’ndan istifa etti ve tekrar başka bir özel bankaya geçti?
Ya da acaba yakında yine Merkez Bankası’na oradan da başka bir bankaya tekrar geçer mi? Olmaz diyeceksiniz ama bugüne kadar olanlar da olmamalıydı.
Merkez Bankası bu kişiyi göreve alırken bir hata yapmışsa bile, en azından tekrar Merkez Bankası’ndan başka özel bir bankaya geçmesine izin vermemeliydi.
Sözleşmesine kısıtlayıcı bir madde koymamış olsa bile, en azından tekrar gidip bir bankada Genel Müdür olmasına, sahip olduğu bilgiler ve Merkez Bankası çalışanları ile oluşan samimiyetinin doğuracağı sorunlar nedeniyle Merkez Bankası buna müsaade etmemeliydi!
Türkiye Merkez Bankası’nda bile eğer üst düzey bir kişi istifa ederse tam üç yıl herhangi bir bankada çalışamaz!
Bizim Merkez Bankamız bakıl dükkanı mıdır ki böyle hayati bir hataya imza attı!
 
 
 
 
 
Fatma hemşirenin suçu ne!
 
Lefkoşa Devlet Hastanesi’ndeki bazı kamp cerrahı hekimler iş yavaşlatmaya gitmişler…
Gerekçe olarak aynı serviste çalışan Fatma Dilek adlı hemşirenin orada halen görev yapmalarını gösteriyorlarmış!
“Fatma hemşire ya gidecek ya da ameliyat yapmayacağız” diye tutturmuşlar…
Geçenlerde aralarında sözlü tartışmalar geçmiş ki biraz küfürlü kelimeler de konuşulmuş bu yüzden iki doktor işleri yavaşlatma kararı almışlar!
Sanki de babalarının çiftliği burası…
Dün hastaneden arkadaşlar arayıp da durumu bildirince benim bile kan beynime sıçradı!
Varsa hemşirenin bir suçu, kusuru o başka…
Bildirirsin hastane yönetimine gereği neyse yapılır!
Bu naz niyaz niye…
Hadi bakalım bu şekilde devam etsinler!
Bu kez isimleriyle buradan deşifre edeceğim…
 
 
CTP sertleşiyor!
 
CTP önce logosunu sonra rengini değiştirdi ve muhalefete alışmaya başladı…
Sert açıklamalar ardı ardına geliyor!
Daha da önemlisi iktidardayken ılımlı olarak görünen eski bakanlar o günleri çabuk unutmuşa benziyor ve hükümetin icraatlarını en ağır sözlerle eleştirmeye başladılar…
Daha önce elektrikte özelleştirmeye ılımlı bakanlar şimdi ‘asla’ demeye başladılar!
Ekonomik protokolün bir çok maddesine onay verenler şimdi sert sözlerle kabul edilmeyeceğini söylüyorlar!
Demek ki bundan sonraki hedef daha sert bir muhalefet ve iktidarı bu şekilde sallamak…
Bakalım başarabilecekler mi!
 
 
Kardeş cinayetindeki detay!
 
Geçtiğimiz aylarda herkesin kanını donduran Göçmenköy’deki kardeş cinayeti…
Bana göre burada gizli kapaklı kalan şeyler var!
Özellikle mahkeme kararını açıklarken bir kadının ortaya çıkıp hiçbir şeyin söylendiği gibi olmadığı…
Bir gazete dışında kimse bu detayı vermedi ama o gazetede bunun peşine düşmedi!
Tek bildiğimiz bu kadının o gün mahkeme salonundan atıldığı…
Bu kadının ne dedikleri acaba niçin dikkate alınmadı da salondan atılarak susturuldu!
Bir de acılı ana ile babanın ifadeleri dikkatimi çekmişti…
Kardeşi tarafından öldürülen oğulları için yaptıkları suçlamalar!
Sanki de cinayeti işleyen oğullarını sahiplenmek gibi bir ruh hali içindeydiler…
Bu davada bazı şeyler tam olarak ortaya çıkmadı, çıkarılmadı!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Bilal SAN, Merkez Bankası’nda iki ay üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra yüksek maaşla yeni kurulacak bir bankaya genel müdür olan Karavelioğlu’nun kıvraklığı diğer bankaların da büyük tepkisine neden oldu. Bu arkadaşın yasala göre en az üç yıl bankacılık sektöründe çalışmaması gerekmiyor mu! Buna niçin göz yumuyorsunuz!
Sayın İmam ALTINBAŞ, KKTC’de yepyeni bir banka ile kamuoyunun karşısına çıkıyorsunuz ama genel müdür olarak atadığınız isim ilk adım için sizin için çok da iyi referans olmayacak gibi gözüküyor! Uyarması bizden gerisi size kalmış artık!
Sayın Faiz SUCUOĞLU, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde bazı cerrah arkadaşlar bir hemşire arkadaşa öyle taktılar ki ameliyatları yavaşlatmaya kadar gittiler. Olayı mercek altına almanız ve tarafları dinlemeniz isteniyor!
Sayın Ahmet LATİF, söz verdiniz ama üç gün geçmesine rağmen açtığınız kuyuların tahlil sonuçlarını bize göndermediniz! Birkaç gün daha bekleyelim mi! Bu arada bölge halkı suyun kalitesinden hiç de memnun değil bilesiniz!
Sayın Mustafa AKINCI, atanması beklenen bazı isimleri beklemeye almanız bazı bakanlıkları ciddi sıkıntıya soktu diyorlar! Biraz elinizi çabuk tutmanız bekleniyor. Yasal bir engel varsa da açıklayın lütfen!
Sayın Ayşe AKKAN, Koop-Bank İskele şube müdürü olarak bazı müşterilerinize ‘borcu yoktur’ belgesi vermemekte direttiğiniz yönünde şikayetler alıyoruz. Bu işler sizin keyfinize göre mi oluyor yoksa perde gerisinde başka şeyler mi var!
Sayın Mehmet HARMANCI, işe gelmediği halde her hangi bir soruşturmam açılmayan Z.Ş adlı çalışan için bir açıklama yapmayı düşünmez miydiniz! Umarız bazı kararlarda çifte standart uygulamıyorsunuzdur!
Sayın Hasan Nihat ERDURAN, yeni dönemde sıra dışı bir müşavirlik göreve üstleneceğiniz ve mesai yapar gibi daireye her gün gideceğiniz söyleniyor. Karayolcu ruhu bu olsa gerek değil mi!
Sayın Salih CANSEÇ, görevden alınmanıza kısa bir süre kala sırf evraklara imza koymamak için izne çıktığınız yönünde şikayet mesajları geliyor. İyi de bu arada karne ve diplomaları uzaydan birileri mi imzalayacak acaba!
Sayın Tamay SOYSAN, Telefon Dairesi’ne ihtiyaç dışı araç alınmadığını memnuniyetle öğrendik. Sizin de izlediğiniz gibi bazı çalışanlar bu konularda epey duyarlı ve yanlış icraat yapılmasına gönülleri razı olmuyor!
Sayın Osman IŞISAL, önce makam odanızı sonra da makam aracınıza zara veren vatandaşın yaptıkları elbette kabul edilebilir şeyler değildir! Öncelikle büyük geçmiş olsun ki arkadaş iyi ki sizi de darp etme girişiminde bulunmamış!
Sayın Ali BATURAY, Kıbrıs Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü hayırlı ve uğurlu olsun. Bu görevi aslında yıllar öncesinden hak ediyordunuz ama demek ki patronlar böyle uygun görmüşler. Tebrik ederiz…
Sayın Hasan BARBAROS, çöp kamyonu ile belediyenizin çöplerini boşaltmak size kaldıysa demek ki orada büyük bir sorun var demektir. Yine de gayret ve özverinizden dolayı tebrik ederiz. Her babayiğit yapmazdı bunu!
Sayın Birikim ÖZGÜR, daha bayrama epey var ama anlaşılan siz bayramlık ağzınızı erken açmak zorunda kaldınız. Bu arada kablo ile elektrik getirilmesi konusunda hala eski düşüncenizi koruyor musunuz!
Sayın Zekai ALTAN, kızınız Tuğçe’yi dünya evine gönderdiğinizi memnuniyetle öğrendik. Genç çifte bir ömür boyu sağlık ve mutluluklar dileriz. Şimdi sıra artık torunları kucağa almaya geldi değil mi!