Bakan Özersay geçenlerde açıklamış tepki de almıştı…

Oysa yerinde bir açıklama yapmıştı!

Çözüm olmadan da işbirliği…

Çözüm şimdilik ufukta görülmese de niçin işbirliği yapılması için taraflar adım atmıyor ki!

Birkaç gün önce Girne limanında yarım kilo eroin ele geçirildi…

Konu uyuşturucu olunca aslında işbirliği yapılabiliyor…

Dün de Güney’de 15 kilo kokain ele geçirildi!

Bu kadar uyuşturucu herhalde sadece güneyde kullanılmayacak…

Çünkü normal şartlarda insani konularda işbirliği yapamayan Kuzey ve Güney pek ala ki uyuşturucu konusunda ballı kaymak olabiliyor!

Karanlık işlerde işbirliği oluyorsa ve menfaatler aynıysa insani ve güvenlik gibi konularda niçin olmasın ki…

Adamlar burada cinayet işleyip Güney’e kaçıyor…

Sanki suçu çok önemsiz gibi orada sadece sınır ihlalinden yargılanıyor ve salıveriliyor!

Karar ihraç!

Adadan gitsin de ne hali varsa görsün…

Aynı şey bizim için de geçerli!

Güney’de cinayet işleyen buraya kaçıyor, hatta lüks bir eve yerleşip hayatını sürdürüyor…

Biz de onarın hatasını tekrarlayarak suçluyu iade etmiyoruz!

Bunu da resmi olarak açıklıyorlar…

Misilleme mantığı var çünkü her iki tarafta da!

Adı üstünde cinayet bu…

Nerde cinayet işlendiyse orada yargılansın, bundan daha doğal ne olabilir ki!

Geçmişte bunun çok örneklerini yaşadık…

Hem adli suçlarda hem de orman yangınlarında şimdiye dek hiçbir işbirliği yapılmadı, yapılamadı!

Altı üstü bir avuç toprak parçası burası…

Konu da insani olunca niye iş birliği yapılmasın ki!

Ya da birileri bunu için niçin adım atmıyor, konunun ne kadar hassas olduğunu gündeme getirmiyor…

Gönlümüz elbette bir çözümden yanadır ama!

Olmuyorsa da olmuyor işte…

İnsanlar sınırı geçip karşı tarafa geçiyor, para harcıyor ama o insanların yöneticileri bunu başaramıyor!

Ne garip ve çelişkili bir durumdur bu…

Dikleşme, inatlaşma ya da kendini üst görme her iki topluma da bir fayda sağlamaz…

Geçmişte bunun tecrübesini yaşadık!

Onun içindir;

En azından bizim kesim bu konuda bir adım atabilir…

Atarsa da bir yeri eksilmeyecektir!

Örneğin Cumhurbaşkanı Akıncı…

Hiç mi kafasından geçmez böyle bir ilişki başlatmayı!

Bizce düşünmelidir artık…

Görüşmeler ve müzakereler bir yana!

Asıl görevi bu olabilir ama…

Nasıl ki bu görevleri dışında Saray’a bolca ziyaretçi kabul ediyor, festivallere, sanat etkinliklerine katılıp kendini gösteriyorsa, insani ilişkiler konusunda da Güney’deki refikleriyle pek ala ki bir takım ilişkiler içine girebilir ve bunun da iki topluma hizmeti büyük olur!

Gölet gibi…

Lefkoşa’da Osman Vehbi Sokak burası…

Yağışlardan olumsuz etkilenen bir bölge!

Yol dere yatağını andırırken bir de şimdi kanalizasyon sorunu yaşanmaya başladı…

Bölge sakinleri kokudan geçilmediğinden şikayet ediyorlar!

Burada araçlar bozuluyor, öğrenciler yollarını değiştirmek sorunda kalıyor…

Buna bir de pis kokular eklenince LTB’ye önemli görevler düşüyor!

Sadece Merak İşte?

8 Ay neyi beklediler?

Dome Hotel krizi sanırız çözülüyor…

Maliye Bakanı Serdar Denktaş da bu konuda Başbakan Erhürman gibi düşündüğü için bu yönde bir açıklama yaptı ve oteli kimseye vermeyeceklerini ifade etti!

O zaman sormak gerek…

8 ay bu konu niye tartıştırıp durdular!

Ya da başa bir soru;

Özersay da Denktaş ve Erhürman gibi mi düşünüyor?

Geliri ne kadar?

Muhalifler Dome Hotel konusunda Bayram Karaman’ın üzerine oynuyorlar…

Maaşı ve geliri gündeme gelmeye başladı!

Karın yüzde 30’luk bölümünün Karaman ve ortakların aldığı iddiaları yapılıyor…

Bu nedenle artık Bayram Karaman sessizliğini bozmalı ve gelirler konusunda açıklama yapmak durumundadır.

Zan altında kalmasın diye!

Olabilir mi?

Ortada protokol yok ama kaynak akışı konuşulmaya başlandı…

Başbakan Mart ayında kaynak akışı başlayabilir diyor!

Ama kesin konuşmuyor…

Başlayabilir ne demek?

Aynı zamanda başlamayabilir de demek…

Devletin tepesinde bu kadar esnek bir açıklama olur mu?

Siz ne yaptınız?

Bakan Çeler şikayet ediyor…

Son iki ayda aynı inşaatta iki çalışan iş kazasında öldü diye!

Hükümet şikayet etme müessesesi değildir…

Demek ki yeteri kadar güvenlik önlemi alınmıyor!

Alınmayınca da olan ekmek parası peşine düşen gariban işçiye oluyor…

Şikayeti bir yana bırakıp gereğini yapın!

MESAJ KUTUSU

Sayın Filiz BESİM, bugünlerde Maraş Sağlık Ocağı’na giden hastalar genelde elleri boş dönmeye başladılar çünkü kan tahlili yapacak bile ilaç olmadığından şikayetçi oluyorlar. Hastanelerdeki yığılmaları önlemek içen önemli bir merkez olan burası için talimat vermeniz isteniyor…

Sayın Emine DİZDARLI, 2020 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığınız yine konuşulmaya başlandı. Bir siyasi partinin teklifte bulunacağı ve bağımsız olarak aday olmanızın isteneceğini söylentileri var, şimdiden hazır olun deriz…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Türkiye televizyonları konusundaki şikayetlerinizde yerden göğe kadar hakkınız var ama casinoların sanatçı çıkardıkları gecelerde de konukların başında yine bizim siyasiler geliyor ve ne yazık ki ön sıralar hep onlara ayrılıyor. Ne büyük çelişki değil mi?

Sayın Barış SEL, uyuşturucu tacirleri konusunda artık baronlara çok yakın olduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Bir kaçını ortaya çıkarırsanız gerisi de çorap söküğü gibi gelecektir, başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Zorlu TÖRE, partinizin Dome Hotel eylemine makam aracı ile katılmanız çok da etik olmadı aynı zamanda görenler tarafından tepki ile karşılandı. Parti etkinliklerinde özel aracınızı kullanmanız çok daha doğru olacak gibi sanki değil mi?

Sayın Bertan ZAROĞLU, ezeli rakibiniz Ali Kişmir resmen meydan okudu ve askerlik konusunda bir teklifte bulundu. Bu tartışmalar artık bir son bulsun diye kabul etmeye var mısınız? Bizce düşünün deriz zira bu tartışma hiçbir zaman bitmeyecek, bitirilmeyecek…

Sayın Cafer GÜRCAFER, iş kazaları konusunda artık bakanlık da bazı imkansızlıklardan ötürü fazla bir şey yapamıyor. Bu konuda birlik olarak sorumluluk üstlenmeniz ve özel denetim ekipleri kurmanız isteniyor…Çok da iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız!

Sayın Ersin TATAR, hükümeti istifaya çağırmak için biraz erken sayılır onun için sabretmekte yarar görüyoruz. Zira aynı zamanda şu anda hükümet olmak ateşten gömlek gibi protokol imzalanıncaya kadar muhalefete devam etmeniz öneriliyor…

Sayın Mehmet KÜÇÜK, Dr. Küçük’ün bir ölüm yıldönümünde daha onu rahmet ve minnetle andık ama bir de o tarihi yıllarda onun yanından ayrılmayan matbaa çalışanlarını anmak ve gerekirse bir etkinlik düzenlemeyi düşünür müydünüz?

Sayın Ali DEMİRAĞ, büyük bir enerji ve heyecanla giriştiğiniz üniversite konusunda hala bir gelişme yok mu? Oysa ülkede bir teknik üniversite devreye girse işsizlik konusunda da büyük adımlar atılacaktır…

Sayın Zekai ALTAN, Türkiye’de permakültür derneğinin kurucu üyesi olarak önemli bir görev almışsınız. Doğa için çok önemli olan bu tür kurumları KKTC’ye de taşımayı düşünüyor musunuz? Bir düşünün deriz…

Sayın Fezile GÜR, İskan Dairesi müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun, bu makamı zaten çoktan hak ediyordunuz. Bakalım bu atama sonrasın eşinizden ayaklarınızı yerden kesecek hediyeyi alacak mısınız? Bastırın deriz, cimriliğin alemi yok…

Sayın Gürkan KARA, yine karalara bürünüp ortalıktan kaybolduğunuz yönünde şikayetler gelmeye başladı. Hayırdır Karadeniz’de gemileriniz mi  battı yoksa eşinizi de alıp uzun bir dünya turuna mı çıktınız?

Sayın Kudret ÖZERSAY, Dome Hotel konusunda tüm ortaklar rengini belli ederken bir tek siz kaldınız ve şimdi bütün gözler sizin üzerinizde olacak. Bir an önce yapın açıklamayı kurtulun deriz, telefonlar işlemeden filan…

Sayın Dilek Yavuz YANIK, bazı kadınlar vicdani retçileri protesto etmek için Asal Şube’ye müracaatta bulundular.  Bakalım bu furyaya siz de dahil olacak mısınız, sabah sporları fazla kiloları atmada bir hayli etkili olacaktır…