Dünyanın hemen her yerine yayıldı.

Farklı coğrafyalarda yıkıcılığı da farklı oldu.

İngiltere, İran, İtalya, İspanya, Amerika Birleşik Devletleri, belki de beklemedikleri yıkımı yaşamaktalar.

Bunun birçok nedeni olabilir.

Nüfusun yaşlı olması, toplumların genetik özellikleri ilk akla gelenler.

Virüsün aynı anda dört farklı formunun dünyadaki varlığı, virüsün durmadan mutasyona uğraması, virüsün yıkıcı seyrettiği ülkelerin iletişimlerinde 5G teknolojisini kullanıyor olmaları gibi spekülasyonlar elbette netlik kazanmadı.

Bu yaşadıklarımızı ilk dalga olarak yorumlayanlar da var.

Bill Gates bile, geçtiğimiz gün The Washington Post Gazetesi’nde verdiği mülakatta, bu süreci Pandemi 1 olarak tanımladı.

Bazı şeyleri yaşayarak öğreneceğiz.

Bizler de KKTC halkı olarak, Koronavirüs ile ilgili, dünya ile eş zamanlı sorunları yaşıyoruz. Bir farkla. Nüfusa göre daha az vaka, daha az ölüm. Beklenilen bir durum değil.

Varılan bu neticenin sebepleri konusunda birçok yorum yapmak mümkün.

Ancak, kontrollü açılımın, yavaşlatılmış yaşamın gündem olduğu şu günlerde, ipin ucunu bırakmadan, önlemleri gevşetmeden, rehavete kapılmadan yol almak önem kazanıyor.

Açılımla birlikte, yeni vakalarla ve dahi bazı kayıplarla karşılaşma riskimiz elbette var.

Üstelik her ülkenin olduğu gibi bizim de yolumuz uzun.

  1. uzun yolda, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, devletin diğer kurumlarının gözlerinden kaçırmaması gereken bir unsur da Koronavirüs Arşivi’dir.

Ne olursa olsun, elimizdeki en iyi veri ve en somut bilgi, kayıtlara geçirebildiğimiz bilgidir.

COVID-19 tanısı ile tedavi edilen bireylerimizin aldıkları tedaviler, tetkikleri, akciğer tomografileri, takipleri en önemli verilerimizden birisidir.

Onların birinci derece yakınlarının sağlık kayıtları da önem kazanıyor.

Hastalık belirtileri bulunan ve bulunmayan COVID-19 pozitif vakalarımız da aynı şekilde değerlidir.

Bu takiplerde gelişen antikor düzeylerinin belki belirli aralıklarla yapılması, olası bir plazma donörü (vericisi) olması açısından önemli olabilecektir.

Sonuçları ister pozitif isterse negatif olsun, PCR ve hızlı test sonuçlarının da bu Koronavirüs Arşivi’nde kategorilendirilmiş bir şekilde bulundurulması gerekiyor.

Gayri tabi ölüm olarak nitelendirilen ve otopsi gerektiren tüm ölümlerde, Koronavirüs araştırılmasının da yapılarak kayıtlara geçirilmesi gerekiyor.

Bunları neden yazma ihtiyacı hissettim?

Çünkü, Koronavirüs ile mücadelemizin nereye evrileceği konusunda net bir öngörümüz yok ne yazık ki.

Gelecek bir zamanda beklemediğimiz gelişmelerin yaşanması olasılığını da hesaba katarak, geriye dönüp baktığımızda, ‘’Keşke şu verileri de kayıt altına alsaydık’’, ‘’Keşke şunları da yapmış olsaydık.’’ deme lüksümüz yok.

Dolayısıyla, sağlıkla ilgili Koronavirüs Arşivi’ni, henüz işin başındayken sıkı tutmakta fayda var.

Virüs geldi ama gitmiyor.

Onunla yaşamaya alışmak hepimizin sorumluluğunda iken, Koronavirüs Arşivi’ni oluşturma konusunda sağlam adımları atmak da, devletin önemli sorumluluklarından birisi haline geliyor.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899