Kamuda çalışan arkadaşlar sakın alınmasın…
Devlet memuru olup ta ikinci bir iş yapan çok sayıda insanımız var!
Başta öğretmenler olmak üzere hemen tüm sektörlerde devlet çalışanlığı sadece bir gelecek güvencesi olarak görülürken gelirini yeterli görmeyen ya da daha çok para kazanmak isteyen memurlar ya kurdukları, daha doğrusu aile bireylerinin üzerine kurdukları şirketlerde ya da başkalarının yanında çalışarak hem haksız rekabete neden olurken hem de istihdam krizinin tetikçisi oluyorlar…
Hatta öyle isimler var ki devlet memuru olmalarının avantajını kendilerine çevirmek için bu görevlerini bile suistimal ediyorlar…
Yıllardan beridir zaman zaman gündeme gelen, çeşitli iddialar orta atılan dairelerin başında Gümrük ve Rusumet Dairesi geliyor…
Bu dairenin bazı çalışanlarının hem görevlerini sustimal ettiği, haksız kazanç elde ettiği hem de gümrük memuru oldukları halde gümrük komisyonculuğu yaptıkları yönündeki iddialarına şimdi bir yenisi daha eklendi.
Onun için bu yazı aslında hem Gümrük ve Rusumet Dairesi Müdürlüğü ile bağlı bulunduğu Maliye Bakanlığı’na ihbardır, böyle değerlendirilmesini isteriz.
İşte mesleği gümrük komisyonculuğu olan bir vatandaşımızın bize göndermiş olduğu şikayet mektubu:
“Sayın Levent Özadam,
Size yazma sebebim, Lefkoşa Gümrüğünde olan yolsuzluklardan bir tanesi hakkındadır.
Benim kayıtlı olan bir komisyonculuk şirketim var. Yanımda çalışan 5-6 kişilik bir ekiple bu zor piyasa şartlarında ayakta durma savaşı vermekteyiz.
Fakat Lefkoşa Gümrük Dairesi’nde üst düzey bir gümrük memuru bir komisyonculuk şirketi kurup kız kardeşini de bu şirketin başına getirip komisyonculuk yapmaktadır.
Bu bizim gibi komisyonculuk işi ile iştigal eden kişilerle bir gümrük memurunun şirket kurup komisyonculuk işi yapması hem haksız rekabet hem suç hem de suistimallere yol açmaktadır.
Bu memur mal getiren tüccar ve vatandaşlara giderek ‘dairede vergileri ben hesaplarım, benimle çalışırsanız az vergi ödersiniz” vaadinde bulunmaktadır.
Bazı kişiler bu tehditlerden korkup onunla çalışmaya başladılar.
Bu şahsın yaptıkları Gümrük Müdürü’nün bilgisinde olup ne hikmetse o da buna göz yummaktadır!
Bu durumdan dolayı gümrük komisyoncuları ve gümrük memurları büyük rahatsızlık duymaktadır.
Çünkü bu durum büyük suistimallere yol açabilmektedir.
Bu yazılara siz de küçük bir araştırma ile ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla…”
Şikayet mektubunda da görüldüğü gibi en dikkat çekici olan bu bilgilerin daire müdürünün de bilgisinde olduğu iddiasıdır.
Bu iddiaya inanmak çok zor olsa da araştırmaya değer bir konu olduğunu düşünüyoruz.
Biz olayı takip etmeye devam edeceğiz, umarız doğru ve dürüstlüğünden hiç kuşku duymadığımız Maliye Bakanı Zeren Mungan da yukarıda yazılanları ihbar kabul edip çok gecikmeden bu dairede bir soruşturma başlatır.
 
 
Özgürgün’den iki ayıp daha!
 
Biz yaptığı hatalardan dolayı UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ü eleştirmekten bıktık usandık, o hala hatalarından geri durmuyor.
Öncelikle Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber’in 15 Kasım kutlamaları için Cemil Çiçek onuruna verdiği resepsiyon konusu;
UBP’li vekil arkadaşlarına ricada bulunan Özgürgün, sırf Siber Cumhurbaşkanı adayı olduğu için bu resepsiyona katılmamalarını rica etti.
Kutlamalara siyaset bulaştırdı ve konuk heyetlerin de tepkisini çekti.
Bir çoğu bu isteğe uydu ve resepsiyona katılmadı ama arkadan da eleştirilerini eksik etmedi…
Bir diğer ayıp da dün sabah Kurucu Cumhurbaşkanımız merhum Rauf R. Denktaş’ın Ercan kavşağındaki heykelinin açılış töreninde yaşandı.
Özgürgün bu etkinliğe katılmadı ve kendi vekillerinin, örgüt başkanlarının bile tepkisine neden oldu.
Çok sayıda partili UBP’nin kurucusu olan merhum Denktaş için düzenlenen törene katılmadığı için kendisini ağır bir şekilde eleştirdi.
Bu arada UBP Genel Sekreteri Sunat Atun’un da etkinliğe katılmaması gözlerden kaçmadı!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Zeren MUNGAN, Mağusa Hastanesi’nde yaşanan fatura yolsuzluğunu konusundaki yazımızı ihbar kabul edip soruşturma başlattığınız ve suçluların deşifre olmasını sağladınız şimdi sıra bakanlığınıza bağlı olan Gümrük ve Rusumet Dairesi’nde. Ama burası çok büyük ve ciddi bir araştırma isteyen daire. Gereğini yapınız lütfen…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, UBP’nin kurucusu merhum Rauf R.Denktaş’ın heykelinin açılış törenine katılmadınız ve bunun yerine Gönyeli’de top oynamayı tercih ettiniz. Bazı partililer sizi şikayet etmek için Saray’a gittiler haberiniz olsun. Yatın kalkın yakında Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ona dua edin.
Sayın Serdar DENKTAŞ, UBP’ye geçen Zorlu Töre için mahkeme sürecini başlattığınızı bu hafta da ayrılmaya hazırlanan 4 vekil için parti avukatına dava dosyalaması için talimat verdiğinizi öğrendik. Senetleri de evinizdeki özel kasada saklıyormuşsunuz. İlginç bir süreç olacak değil mi?
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, Alman turistlerin yoğunluğu karşısında müze ve ören yerlerine yazdığınız yazıda rehber eksikliğinin göz ardı edilmesini istemişsiniz. İlk bakışta doğru bir davranış gibi görülse de madem yok niçin bu boşluğu doldurma yoluna gitmiyorsunuz ki? İşsiz olan çok sayıda rehber olduğunu biliyorsunuz değil mi?
Sayın Teberrüken ULUÇAY, bakanlığın pasaport bölümünde vatandaşın resmini çeken makinelerin alınmasına civardaki fotoğraf stüdyoları tepki gösterdi. Ekmekleri ile oynandığını iddia ediyorlar. Tartışılır bur durum ama vatandaştan para talep edilmemesi de memnuniyet verici bir durum. Bilginiz olsun istedik.
Sayın Sibel SİBER, dün Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın heykelinin açılış töreninde size konuşma hakkı verilmemesi katılımcıların da tepkisini çekti. Bu gibi durumlara artık alışmanız lazım çünkü seçimlere kadar daha çok şey görüp yaşayacaksınız. Hiç kafaya takmaya değmez!
Sayın Menteş GÜNDÜZ, her etek giyme konusu hatırlatıldığında bunalıma girdiğiniz söyleniyor. Demek ki bundan sonra ne yapacaksınız, büyük lokma yiyip büyük konuşmayacaksınız. Allah sabırlar versin artık ne diyelim!
Sayın Cemil KARZAOĞLU, 40 günlük izne çıktığınız ve 3 Ocak 2015 tarihinden sonra karşınıza karşınıza çıkacak bir delikanlı beklediğiniz yönünde duyuru yapmışsınız. Bakalım o delikanlı karşınıza çıkacak mı bilemeyiz ama bu tarihi ajandamıza not ettik bilesiniz.
Sayın Hüseyin Avkıran ALANLI, bugünden itibaren partinizin İskele’deki tek patronu artık siz olacaksınız gibi görülüyor. Ancak birkaç hafta içinde size öyle teklifler yapılacak ki kabul edip etmemeniz siyasetin gidişatını değiştirecek türden olacak. Bu arada artık telefonları açsanız diyoruz.
Sayın Yudum MİŞON, bir bet işletmesi sahibinin bu hafta borçlarından dolayı pılını pırtısını toplayıp adayı terk edeceği iddiaları artık ayyuka çıktı. Eğer bu gerçekleşirse çok sayıda mağdur yaratılacağını biliyor muydunuz? Sizin için çok zoru bir sınav olacak iyi çalışmakta yarar görüyoruz.
Sayın Mehmet ADAHAN, sizin de ifade buyurduğunuz gibi devlet siyasetçilerin çiftliğine dönüştü ama belediyelerin de siz başkanlarının çiftliğine dönüştüğünü gözden kaçırmamak gerek değil mi? Ama artık cevizcinin çuvalında da kalmadı ve hep birlikte ellerimizi havaya açıp yukarıdan bir şeyler bekleyeceğiz…Artık kısmetimize ne düşerse!
Sayın Cenk DİLER, Erdal Süreç’in geçmişte yaşanan yolsuzlukları kaleme aldığı kitabındaki bazı hususları köşenize taşımanız biz balık hafızalı Kıbrıs Türk toplumu için bulunmaz bir fırsat doğrusu. Tebrik ederiz, bakalım kıssadan hisse çıkaracak birileri olacak mı?
Sayın Özdemir TOKEL, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu daha adaylığını açıklamadı ama siz kampanyaya başlamışsınız bile. Umarız bir son dakika golü yemezsiniz.
Sayın Kemal DEVECİ, yönetici olduğunuz şirketin yatı evlerinin yanıp kül olmasını üzüntü ile duyduk. Verilmiş sadakanız varmış ki cana bir şey olmadı. Çalışanları tütsületmekte yarar var değil mi?
 
 
 GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 

Günün Fıkrası
 
Yaşasaydın…

Adamın biri sabah uyanınca, o gün 90 yaşında olduğunu hatırlamış...
Yavaş yavaş yataktan kalkarken, gözü ayaklarına ilişmiş, "Sevgili ayaklarım" demiş..
"Bugün 90 yaşına girdik... Bu kadar sene beni istediğim yere götürdünüz... Bu yaşıma sizinle girdiğim için bahtiyarım... Sizlere çok teşekkür ederim... Nice seneler dilerim...''
Sonra dizleri dikkatini çekmiş...
"Sevgili dizlerim, bugün 90 yaşıma girdik... Bu kadar sene beni taşıdınız... Bükül dedi büküldünüz.... Çömel dedim, çömeldiniz... Sizlere çok teşekkür ederim, nice seneler dilerim..."
Sonra gözü biraz yukarı kaymış..
"Eee, emektar" demiş,
"Eğer sen de yaşasaydın, bugünümüzü birlikte kutlayacaktık..."