KKTC’de 11 binden fazla kanser hastası varmış…

Bu rakam kesin değil sadece tahmini!

Zaten kesin olamaz çünkü bu hastalık konusunda resmi devlet politikası yok…

Şimdi yeni yeni bir takım çalışmalar başlatıldı umarız devamı gelir!

Gelmeli de zaten…

Özellikle erken tanı konusunda!

Tama bu hastalığın bir diğer adı da kötü hastalık ama…

Kötüye karşı iyi ile mücadele olursa başedilir ancak!

İyi ekip, iyi sistemler ve olanaklar…

Ve tabi ki en önemlisi de moral ve motivasyon!

Kanser hastalarını anlamak en önemlisi…

Bu illeti ancak kendiniz ve çok yakınlarınız anlar!

Çünkü süreci ailenizle birlikte yaşarsınız…

Ve çok sevdiklenizle!

Ardında da beklentiler gelir…

Çünkü eğer kanser tedavisi gören bir tanıdığınız varsa ona kolay kolay yaklaşamazsınız!

Aramaktan, sormaktan bile çekinirsiniz…

Kötü bir haber, olumsuz bir gelişme öğrenmeyesiniz diye!

Duyarsınız ama eliniz telefona gitmez…

Çünkü kötü hastalıktın adı!

Zannedersiniz ki sonuç hep kötü olacak…

Çünkü toplumun algısı bu yöndedir hep!

Çoğuna göre kaçınılmaz sondur tek seçenek…

Ama öyle değildir işte hep…

Bu süreç büyük bir mücadele sürecidir aslında!

Ta ki teşhisi koyan hekimin ağzından çıkan ilk kelemelerle başlar…

Dünyalar başınıza yıkıldı sanırsınız!

İnanmak istemezsiniz…

Kolay değildir çünkü bazen bunu kabul etmek!

O kararı duyuncaya kadar olan hayatınız gelip geçer bir film şeridi gibi gözünüzün önünden…

Karmakarışık duygular içinde olursunuz!

Bunu yakınlarınıza nasıl söyleyeceğinizi düşünmeye başlarsınız…

Hatta söylememeyi bile düşünürsünüz!

Ama artık büyük bir mücadele başlamıştır o dakikadan itibaren…

Ve bu mücadele tek başınıza değil aile ile çok yakınlarla olmalıdır!

Ve her kanser hastası için geçerli olan kemoterapi günleri başlar…

Belli zaman aralıklarında alınan ilaçlar!

İlaç aldığınız zamanlarda odaya giren diğer hastaların neden kanser olduklarını merak eder ve derin sohbetler başlar, damarınızdan ilaç geçip giderken…

Hatta dostluklar ahbaplıklar kurulur…

Hekim ve hemşirelerlede öyle!

Çünkü onlar da artık sizin hastalığınızır birer parçasıdır ve bu mücadelenizde ortağınızdırlar…

Tecrübeleriyle size nasihatlarda bulunurlar!

Hele de diğer hastalar var ya…

İlaç seanslarında kurulan dostluklar!

Ama gün gelir gazete gördüğünüz ‘ölüm’ ilanları ile yıkılırsınız…

İnnamak istemezsiniz!

Daha birkaç gün önce aynı odada, yan yana ilaç aldığıınız insanların hayata vedasını öğrenince kahrolursunuz…

İsyan edersiniz!

Karamsar düşüncelere dalarsınız birden…

Ardından ‘acaba’ soruları!

İlaç aldığınızın günden sonra birkaç gün etkilerini yaşarsınız…

Eski enerjiniz yoktur!

Gücünüz kuvvetiniz de…

Birkaç gün hep bir ağıırlık vardır üzerinizde!

En çok da ayaklarınızda…

Uyuşma, karıncalaşma ve ağrılar hissedersiniz!

Ta ki bunlar geçsin yeni bir ilaç alma günü gelir çatar…

Yine çok değişik duygular içinde oturursunuz ilaç alınan koltuğa!

O gazetede kötü ilanı gördüğünüz kişi yoktur ama bir başkası muhakka vardır…

Yeni sohbetler, dostluklar ve yeni acabalar!

Sizin yanınızda aileniz ve yakınlarınız varsa şanslısınızdır…

İşte o zamanlar insanın hayatında en önemli şeylerin aile ve sağlık olduğuna karar verirsiniz!

Çünkü insanlar size korktıklarından, kötü haber alacaklarından endişelendiklerinden telefon bile açamazken aile fertleri ve çok yakınlarınız sizinle birlikte yaşarlar aynı süreci ve endişeleri…

Onlara sahip olduğunuz için mutlu hissedersiniz kendinizi!

Hem de şükredersiniz…

İyi ki yanınızda var oldukları için!

Bu mücadele ne kadar çok seveniz ve sevdiğiniz varsa o kadar daha çok başarı ile sonuçlanır…

Çünkü artık sizin için önemli olan sevgidir, ilgidir!

Ama asla ‘merhamet’ değildir…

Bir kanser hastasının en son beklediği şeydir merhamet!

Gelin görün ki bu mücadelede herkes sizin gibi şanslı olmayabilir…

En yakınınız bu mücadelede sizi yalnız bırakır hiç beklemediğiniz bir anda!

Yıllarca aynı yastığa baş koyduğunuz, kader ortaklığı yaptığınız, iyi kötü günü paylaştığınız insanlar…

‘Ben bu mücadelede yokum, ne halin varsa gör’ deyip kaçarlar!

Dünyanın başınıza yıkıldığı andır işte o an…

Önce inanmak istemezsiniz ama gerçeğin ta kendisidir o yalnızlık!

Hem de en çok sevgiyi hissetmek gerektiği bir anda…

Sadece dünyalar başınıza yıkılmaz, yapayalnız hissedersiniz kendinizi bu amansız savaşır ortasında…

Ve karışık duygular!

Karanlık bir yolda gözleriniz kapalı yürür gibi…

Sevgili okurlar…

Son paragrafı özellikle yazdım!

Hastalık sürecini yaşayan ama bu süreçte yalnız bırakılan birisi için…

Tabi ki isim cisim vermek haddimize değil ama!

Bu süreçte yalnız bırakılan birinin duygularına tercüman olabilmek için…

Tam da savaşın ortasındayken, yıllarca aynı yastığa baş koyduğu tarafından büyük bir vefasızlık örneği gösterilerek mücadelede yalnız kalan ve tüm kalanlar için!

Duyduğumuzda ailecek kahrolduğumuz için…

Ortada elle tutulur bir sebep yokken sırf kanser hastası olduğu için terk edilen ve terk edilenler için!

Ateş elbette düştüğü yeri yakar da…

Bu dünyada bu toplumda böyle insanların olduğunu bile bilmek kahrediyor insanı!

Ve elimizden gelen ise sadece o ve onlar gibi olanlar için utanmak…

Ama o ya da onlar utanmamış ne fayda!