Şimdi diyeceksiniz enerjiye taktı kafayı diye ama, yakındır elektriksiz günler.
Ödenemeyen akaryakıt fiyatlarından sonra elektriksiz kaldığımızda sizler de benimle birlikte takacaksınız.
Takacaksınız ama nafile..
Mum ışığında bakarız artık bir birimizin yüzüne ..
Bir iddia var ki, akaryakıt borcumuz var ve eğer ödeyemezsek fuel oil gelmeyecek.
Gelmezse doğal olarak enerji verilemeyecek.
Neden 100 yıl geriden gelmek zorunda kalıyoruz anlamış değilim.
Neden enerji üretemiyoruz mesela?
Birilerinin çıkarlarına ters düşüyor olmalı.
Bu hep böyle değimliydi zaten.
Bol sıfırlı faturalar gelecek, halk ödeyecek.
Halk, Aydınlanmayan sokaklarda gezecek, ama yine de aydınlatma ücreti ödeyecek.
Yolları pislik götürecek, ama temizlik faturası ödeyecek.
Tankerle su çağıracak ama su faturasını kesinlikle ödeyecek.
192’yi arayacak, “bekleyenler arasında 4, sıradasınız” anonsunu duyacak halkım, 10 dk sonra ulaşabilecek memur kişiye, yani iletişim hizmeti alamayacak, ama bu hizmeti ödeyecek.
Hastaneye gidip yer bulamayacak,
Sıra numarası bitmiş olacak,
Ama devlet kavramını hiçbir zaman aklından da çıkarmayacak.
Lokomotif sektörlerin nasıl işlediğinden bahsedemiyorum bile.
Bu saydığım başlıkları düzeltmeye çalışın isterseniz.
Mesela deyin ki elektrikte, suda, iletişimde, sağlıkta hizmet alamıyoruz.
Eğitim yerler altında diye de ekleyin.
Ve biz bunların düzelmesini istiyoruz, ya devlet reform yapsın, kimin canı yanarsa yansın, ya da açın özelin yolunu halk hizmet alsın dediğiniz an,
KAPINIZDA SİYAH ÇELENK.
Ve tabi ki eylemler..
Suya, çevreye, sağlığa sesimizi çıkartamadık,
Elektrikler kesildiğinde yeşil dipli mumla hep birlikte eylem yaparız…