Ülkemiz siyasetinde alışkın olmadığımız bir durum yaşandı.

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Hakan Oran, müsteşarlık görevini 1 Nisan’da iade ettiğini açıkladı. Bunun sebebini de bakanla olan görüş ayrılığından kaynaklandığını belirtti.

Bu ülkenin neden ‘hayır’ etmediği bir kez daha gözler önüne serildi.

Her gelen bakanın kendi doğruları ve siyasi görüşü uğruna kendi altında görev üstlenerek bir şeyler yapmaya çalışan müsteşarını, müdürünü ve memurunu dikkate almadığını çok gördük.

Tüm bunlara boyun eğen ve sırf koltuk uğruna görevini yürüten bürokratlar, Hakan Oran’ın sergilediği duruşla bir nebze de olsa ders alırlar diye düşünüyorum.

Kendi duruşundan ödün vermeyen Oran, sürekli basına ziyaretleri ile gündeme gelen Bakırcı’ya kafa tuttu.

“Kamu makamları halka hizmet makamlarıdır. Halka hizmet etmekle ilgili şartlar ve/veya olanaklar ortadan kalktığında ve halkın beklentilerine uygun hizmetin yerine getirilemeyeceği durumlarda artık bulunduğunuz makamı işgal etmemek ve bu hizmeti yerine getirebilecek olanlara devretmekle mükellefsiniz.’’ İşte bu cümle bazı gerçekleri ortay koydu. Oran, maaş alarak gün geçirmeyi tercih etmedi. Çünkü olay sadece maaş alıp da o koltukta oturmak değildi. Halka hiçbir hizmet veremeyecek olması ve üzerindeki baskı onu istifaya zorladı.

Tabi bir bürokratın bu istifayı vermesi çok da alışık olduğumuz bir durum değildi. Bu yüzden hemen bu işin altındaki gerçeği araştırmak istedim. Yani Oran’ın asıl istifa nedenini…

Sayın Bakırcı makamının verdiği bir rahatlıktan mıdır nedir yaşanan istifa olayı ile ilgili açıklama yapmak yerine sadece ‘müsteşarının istifa ettiğini’ yazılı olarak beyan etti. Zahmet etmiş doğrusu.

Bakırcı müsteşarlık görevine çok yakın bir dostunu layık görmüş. Zaten bir süre sonra Oran’dan boşalan mevkie atanacak isim de kimseyi şaşırtmayacak. Hal böyle iken Sayın Bakırcı bu makama layık gördüğü dostunu Oran’ı koltuğundan ederek başarı sağladı.

Bakırcı, Cumhurbaşkanı’nın desteklediği Oran’a dokunamayacağını biliyordu. Oran’ın UBP’li olmasından dolayı duyduğu rahatsızlıkla hareket eden Bakırcı, Oran’ı koltuğundan kendi isteği ile istifaya zorlayıp, hedefine ulaşmış oldu.

Bu zaten yakın çevreleri tarafından bilinen bir gerçektir. Biz beklerdik ki Sayın Bakırcı kendisi ile ayni yolda yürüyen ve görüş ayrılığı yaşadığı Oran’la neden yollarını ayırdıklarını kamuoyuna açıklasın. Ama yapmadı. Bakırcı her ne kadar kendini koltuğun verdiği rahatlıkla bakanlık yapıyor olsa da kamuoyuna bir açıklama yapmak zorundadır.

Çok zaman yok; belediye başkanlığı için yapılan çalışmalarda Hüseyin Avkıran Alanlı’ya Bakrıcı’nın koltuğu önerilmişti. Yani yeni kurulacak UBP-DP hükümetinde Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Avkıran Alanlı’nın olma ihtimali yüksektir. DP içerisinde de Serdar Denktaş ile sorun yaşadığı dillendirilen Bakırcı, kapalı kapılar ardında konuşulanlardan her ne kadar habersiz olsa da artık az çok bu konuda bilgi sahibi olmuştur diye düşünüyorum.
Hakan Oran’a sırf müsteşarlık koltuğundan ayrılması için DP Lefke Belediye Başkanlığı önerildi. Tabi belediye başkanlığı hayali olmayan Oran, bu teklifi reddetmiş ve bürokrat olarak görevine devam etmeyi düşündüğünü belirtmişti.

İşte her şey makamını bırakıp, belediye başkan adaylığını kabul etmediği o anda başladı. Sayın Bakırcı diş bilediği müsteşarını bugün koltuğundan etmiştir.

Bu bir bakanın değil bir bürokratın zaferidir.