Dün tam bir kepazelik yaşandı…

Turizm ülkesi KKTC’de yolcular hatta pilotlar bile ellerinde valizlerle yollara döküldüler!

Çünkü hayvancıların eylemi vardı bölgede…

Ama bunun nedeni de hayvancılar değildi!

Adamlar günler öncesinden açıkladılar Lefkoşa’da araçlı eylem yapacaklarını…

Bu tür eylemler her halde kimsenin kafasına göre yapılmaz bu ülkede!

Gerekli izinleri alır eylemini yaparsın…

Sesini bir şekilde duyurmaya çalışırsın!

Peki eylem yapman engellenirse ne yaparsın…

Kimse olsa çileden çıkar!

Sonucunda da dünkü kepazelikler yaşanır…

Ne yazıktır ki dünkü kepazeliğin sebebi de hak aramak için yollara dökülen hayvancılar değil eylemi engellemeye çalışan hükümettir!

Hele de hükümetin başında ‘emek en yüce değerdir’ diyen CTP gibi bir parti varsa durum daha da vahim bir hale gelmiş demektir…

Aslında bunun böyle olacağını Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali bir gün önce yaptığı açıklamayla mesajı vermişti…

“Geçen seferki gibi müsamaha göstermeyeceğiz” dedi Bakan Şahali!

Peki geçende ne olmuştu?

Eylemciler bakanlık binasına girerek zarar vermişti…

Elbette mala ve cana zarar veren eylemlere karşıyız ama!

Hayvancıyı böyle tahrik etmeye ne gerek vardı?

Sonra;

Geçen eylemle bakanlık binasına zara veren eylemcilere bunu hesabı soruldu mu?

Devlet malına verdikleri zarar nedeniyle kendilerine dava okundu mu?

Zarar ziyan kendilerine ödetildi mi?

Hiçbiri yapılmadı bunların…

Şimdi de devlet malına zarar verecekler iddiasıyla yolda onları polisle kesmek, onları tahrik etmek, teşvik etmekten başka bir şey değildir!

CTP dünkü hayvancı eyleminde yanlış yapmıştır…

Biz CTP’yi özgürlüklere ve demokrasiye en fazla önem veren bir parti olarak tanıdık!

CTP muhalefet döneminde nasıl tüm eylem ve grevlere destek beyan edip eylemcinin yanında yer aldıysa iktidarda olduğu dönemde de bu tavrından vazgeçmemeli, engel yerine aksine eylemcilerin sağ salim eylem yapması için onlara olanak sağlamalıydı…

Hadi bunlar bir yana!

Yollara dökülen eylemcilerin araçlarına polis kontrolü de neyin nesiydi böyle?

Eyle giden hayvancıya evrak eksikliği nedeniyle para cezası kesersen, ona da yapacak çok fazla bir şey bırakmazsın…

Haliyle dün de bu oldu!

Lefkoşa’ya giremeyen eylemci eylem hakkını bu kez Ercan yolunda kullandı ve sonra da olanlar oldu…

Sonuçta da bunların tümü CTP’nin karnesine düşük not olarak geçti!

DAÜ’de rektöre tepki!

Geçmişte bütün kurumsal ve etik kuralları çiğneyerek atama usülü ile rektörlüğe getirilen, sonra da şartlar olgunlaşınca seçimle rektör olan DAÜ Rektörü Prof.Dr. Necdet Osam şimdi de dekan seçimlerinde eşinin karşısına aday olarak çıkan Prof.Dr. Ahmet Pehlivan’ın dekan seçilememesi için tarafsızlık ilkesini çiğneyerek baskı yapmaya başladı.

Osam’ın telefon ve özel görüşmelerle eşinin seçilmesi için kulis yapması DAÜ çalışanları arasında da tepki ile karşılandı.

Derinlik 50 santim…

LTB’yi bu konuda birkaç kez uyardık ama belli ki pek sallamadılar…

Göçmenköy’de Osman Vehbi sokakta hem araçların hem de insanların geçmesine engel olmaya devam ediyor!

Dünkü yoğun yağışlar sonrası ise biriken suyun derinliği 50 santimetreyi bulmuştu…

Bölge halkı LTB yetkililerinden hizmet bekliyor…

Sadece Merak İşte?

Plaka ücretlerini kim ödeyecek?

Motosiklet sahipleri bu sıralar öfkeli…

Önce motosikletlere ön plaka şart dediler onlar da plaka taktırdı!

Şimdi de plaka zorunluluğu yok deniliyor…

Ama paralar uçtu bir şekilde!

Mağdur olduklarını söyleyen bazı motosiklet sahipleri paralarını geri istiyor…

HP’nin kafası mı karışık?

HP Genel Başkanı Kudret Özersay hükümet değişiklikleri konusunda tek kelime etmiyor…

Belli ki ‘ya mahalleye ya mahkemeye’ sloganının hala arkasında!

Ama bazı partilileri sanırız kendi gibi düşünmüyor…

Hükümetin bozulması halinde UBP ile görüşebileceklerini söyleyenler var artık!

Parti içinde bu konuda görüş birliği yok mu?

Her kafadan bir ses çıkınca parti bütünlüğü de zarar görüyor…

Ortası yok mu bunun?

Akıncı-Anastasiadis görüşmesinden sonra yorumlara bakıyoruz da…

Kimi eleştiriyor kimi de tam tersini yapıyor!

Beyaz var siyah var…

Ama gri yok!

Her iki taraf da artık ülke ve dünya gerçeklerine göre bir paydada buluşsa aslında bizim taraf için hiçbir sorun kalmayacak…

Senin oğlun bulunmaz Hint kumaşı mı?

Bir belediye başkanı anlatıyor…

Bölgeli gelmiş oğluna iş istiyor ve ekliyor;

Zibilcilik dahil her şeyi yapar!

Başkan dayanamıyor oğlunu işe alıyor…

3 ay sonra baba yine geliyor!

Yeter artık bizim oğlana zibilcilikten başka iş yok mu diye sitem ediyor…

Pardon yani!

Sen oğlunu bulunmaz Hint kumaşı mı sanıyorsun yoksa?

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, emeğin ve emekçinin partisi olarak bilinen CTP’nin hükümet olduğu dönemde hayvancı eylemini polis yoluyla engellemek çok da ilkelere bağlı bir davranış biçimi olmadı. Partide köklü bir değişiklik yok değil mi?

Sayın Mehmet HARMANCI, kadına şiddetten yargılanan ama şikayet geri çekilince kurtulan bir çalışanınıza eski görevini vermeyerek bir şekilde cezalandırma yoluna gitmeniz çalışanlar arasında memnuniyetle karşılandı. Umarız son dakika cesaretinizi kıran olmaz!

Sayın Necdet OSAM, eşinizin dekan seçilmesi için bizzat taraf olup oy toplamaya çalışmak hele de DAÜ gibi çok saygın bir üniversitenin rektörüne hiç yakışmıyor. Eğer bunda ısrar ederseniz alacağınız tüm kararlar da tartışılır hale gelecektir, bizden uyarması!

Sayın Tolga ATAKAN, bakanlığınıza bağlı Karayolları Dairesi’nden şikayetçi olmanız muhalefeti bile çatlatan bir tavır oldu. Artık şikayet etmek yerine icraat yapmayı yeğlerseniz çok daha iyi olacak. Hem et de bıçak da sizin elinizde değil mi?

Sayın Ersan SANER, iş kazalarında ölenlerden siyasi rant elde etmeye çalışmak sizin gibi en ağır başlı bir vekile hiç yakışmadı! Hükümet zaten zor günler yaşıyor siz de muhalefetin keyfini biraz daha çıkarsanız olmaz mı?

Sayın Derya KANBAY, Afrika davasında tanıklık etmeye ikinci kez katılmayışınız kafalarda epey soru işaretleri yaratmış şeklinde yorumlar yapılıyor. Emeklilik günlerine biraz olsun ara verip tanıklık etmeye gelseniz ve hem de eski dostları ziyaret etseniz fena mı olurdu yani!

Sayın Umure ÖRS, bazı vatandaşlar soruyor, Türkiye’de SSK’lı olanlar burada devlet hastanelerinden yararlanırken bizim sigortalılar da Türkiye’de aynı hakka sahip olacaklar mı diye! Bu konuda pek ala bir girişim başlatabilirsiniz değil mi?

Sayın Mustafa AKINCI, bu akşam sizin yan komşuda şöminede pastırma partisi olacak ya bir uğrayın siz de sebeplenin ya da biraz eve geç gidin ki pastırma kokuları sizi fazla rahatsız etmesin komşular da rahat bir keyif yapsın…

Sayın Selda İÇER, 25 yıllık BRT’li olarak terfi konularında ne deseniz haklısınız da artık emekliliğe az kalmışken daha relaks olup stres yapmasanız daha iyi olmaz mı? Orası artık devletin ayıbı haline geldi ve gelen de aynı giden de…

Sayın Bulut AKACAN, yeni gazeteniz için bazı diğer gazetelerdeki çalışanlara giz dikmenizle karınızda yine muhal bir grup yaratmaya başladınız. Bir gazete çıkaracaksınız diye onlarca gazete ile papaz olmak ne kadar doğru acaba?

Sayın Özdemir BEROVA, UBP belki sizin de söylediğiniz gibi TMT’nin bir devamı olabilir ama bir zamanlar bütün Kıbrıs Türkünün de TMT’ci olduğunu akıllardan hiç çıkarmamak gerek değil mi? Kaş yapayım derken göz çıkarmayın deriz!

Sayın Fırat ATASER, genelde belediye başkanları devletten para dilenciği yaparken sizin para değil de proje istemeniz belki de bu ülkede ilk kez oluyor. Tebrik eder fark yaratan ve başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Kamil KAYRAL, emeklilik günlerin artık sayılı günler kalmış ve siz de ağır ağır toparlanmaya başlamışsınız. Bakalım dairede sizin çizdiğiniz yola devam mı edilecek yoksa yine geçmişte olduğu gibi siyasiler bir kez daha kendilerini hissettirecekler mi?

Sayın Boysan BOYRA, DAÜ’deki dekanlık seçimlerinde tepeden baskı yapılıp çalışanların etkilenmeye çalışıldığı yönündeki iddialar artık gerçeğe dönüştü. VYK Başkanı olarak bu seçimlere bir el atmayı düşünür müydünüz?

Sayın Ersin TATAR, Anamuhalefet Partisi genel başkanı olarak kamu reformu diye adlandırılan yeni yasa tasarısı konusundaki parti görüşünüz merak edilmiş olsa gerek ki bu konuda çeşitli sorular gelmeye başladı.