İyi saatte olsun eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer bu durumlarda ne derdi hatırlayınız…

Enseyi hiçbir zaman karartmayalım!

Hep hoşuma gitmiştir bu söz…

Yaşanan sıkıntılar ne olursa olsun!

Moral bozmamak…

Pes etmemek ve mücadeleye devam etmek!

Belki de yine yaşanan böyle dar bir dönemde bizim toplum olarak en fazla ihtiyacımız olan şey budur…

Hele de bu ülkeyi yönetmek için çok iddialı olanlardan gelirse bir nebze olsun insanların yüreğine su serper!

Gelecek için umut olur…

Ha keşke buna benzer bir tohum atsalardı toprağa!

Fena mı olurdu yani…

Şu anda insanımızın yüzü gülmüyor…

Bu sadece vatandaşla sınırlı değil!

Ülke yönetiminde bulunanların da artık yüzü gülmüyor…

Tamam yaşanan kriz döneminde vatandaşın karşısına çıkıp da sırıtacak ve göbek atacak halleri yok da…

Bitmiş, tükenmiş, yorgun ve pejmürde görüntüler de insanın canını sıkar cinsten oluyor!

Başbakan da Ercan’da yaptığı toplantı sırasında bu görüntüyü verdi halkına…

En azından biz kendi adımıza söyleyecek olursak bu görüntüden ürktük!

Sanki Ankara’dan kara haberlerle geldi de bunu söylemekte sıkıntı çeker gibi bir hali vardı…

Belki işler iyi gitmemişti belki de yorgundu ama!

Bir ülke yöneticisinin halkına önce umut ve güven vermesi gerek…

Umutsuzluk değil!

Ne yaşandıysa yaşandı orada…

“Çalışır yaparız” demeliydi en azından!

Tünelin ucunda ışık yok da ne demek…

Madem ki böyle karamsar bir tablo çizildi bunun mutlaka bir de açılımı olmalı!

Bunu söylemeye mi cesaret edemiyorsunuz yani…

Sonuç neyse odur!

Hayati önem taşıyan bir konuyu nereye kadar saklayabilirsiniz ki?

Gerçeklerden kaçtığımız onları kamuoyundan sakladığımız süre içinde neyi nasıl eskisi haline getirebiliriz ki!

Çıkın delikanlı gibi ortaya…

Gerekirse de ‘kendi başımıza tarak arayacağız’ deyin olup bitsin!

Siz de kurtulun bu ülkenin insanı da…

Baksanıza bu ülkenin Cumhurbaşkanı bile artık Yunanistan ve Güney Kıbrıs örneklerini veriyor sürekli olarak…

Onlar başardı biz de başarabiliriz diyor!

Bu nasıl bir başarı peki?

Çalışanların maaşlarından yüzde 25 kesintiye giderek…

Var mı böyle bir cesaretiniz!

O noktaya kadar gelmişsek de olacak bunun önüne kim geçebilir ki…

Ganimet kültürü bol olunca bu ülke sürekli olarak kötü yönetildi…

Herkes bu ganimetten az ya da çok nasibini aldı!

Ama onu da bitirdik işte…

Şimdi didişmenin manası yoktur!

Bedeli ne olursa olsun, alırsın ağır kararları uygulamaya geçersin…

Ya da mahalleye dönersin!

Yeter ki enseyi karartmayın…

Vatandaşı da umutsuzluk uçurumuna atmayın!

Olumlu görüşme derken?

Başbakan Tufan Erhürman’ın Ankara ziyareti sonrasında moral ve motivasyonu pek iyi değildi ama en azından orada bir takım olumlu gelişmelerin yaşandığını da söylemeyi ihmal etmedi.

Ama detaya da girmedi!

Ne oldu da olumu gelişmeler yaşandı?

Bunu bilmek Kıbrıs Türk halkının hakkıdır…

Eğer orada olumlu bir şeyler varsa da en azından kriz içinde bulunan vatandaş için bir umut kaynağı olacaktır!

Yok, o olumlu gelişmeler karşısında hükümete bir takım görevler verildiyse de bunu da açıklasınlar ki perde gerisinde neler oldu hep birlikte öğrenelim…

Sadece merak işte?

Firar basit bir suç mu?

Mahkum iki kadın mahkumun firar olayı…

Merkezi Cezaevi yönetimi iki kadını da firar ettikleri için hücreye kapatmış!

Bunu yaparken her halde kafalarına göre yapmamışlardır vardır bir tüzük maddesi…

Barolar Birliği bu konuda bir açıklama yaparak iki kadın mahkumun hücreden çıkarılmasını talep ediyor!

Bunu söyleyenler sıradan insanlar değil bu ülkenin avukatlarından oluşan bir birlik…

Suç işleyecekler sonra firar girişiminde bulunacaklar ve ardından da hücre cezasını çekmeyecekler…

Nasıl bir şey anlamak güç!

Bırakın herkes kendi işini yapsın artık…

Niye özel okul?

Vatandaş dişinden tırnağından kesti ve büyük bir bölümü çocuğunu devlete değil de yine özel okula yazdırdı…

Çünkü bunun bir çok nedeni var!

Her şeyden öte öncelikle devlet okullarına kimse güvenmiyor…

Devlette yarım gün eğitim varken özelde tamgün var!

Servislerde sorun yaşanmıyor…

Özel okulların öğlen yemek servisi var!

Zaten bir çoğu çocuğunu devlet okuluna verse bir de özel dershaneye götürme ihtiyacı doğacağından özeli tercih ediyor…

Daha ne olsun!

Hangisi görüştü ki?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu dün çok ilginç bir açıklama yaptı…

Hollanda ve Fransa Dışişleri Bakanlığı Güney Kıbrıs’a gelecekmiş ya!

Bize niye gelmiyorlar diye sitem ediyor…

Yani tam da gülelim mi yoksa ağlayalım mı cinsinden bir durumdur bu!

Sanki de şimdiye kadar Güney’e gelen her yetkili tarihimizde bir kez olsun Kuzey’e geçmiş gibi…

Saray’ın açıklamaları bu kadar mantıksız olmamalı!

Serdar Denktaş’a sordular mı?

Bir okur göndermiş hayli anlamlıydı…

Maliye Bakanımız ‘döviz borçlanırken bana mı sordular’ diye sitem edip ortalığı fena karıştıran bir açıklama yapmıştı ya!

Vatandaş da soruyor;

Kıb-Tek yakıt almak için bankalara 14 Milyon Dolar borçlanmış!

Kurum yetkilileri acaba serdar beye sordu mu diye merak etmiş…

Bu borcun hamallığını da vatandaş yapacağına göre haksız mı?

MESAJ KUTUSU

Sayın Özdil NAMİ, hemen her açıklamanızda elektrikte yeni sisteme geçilmesi gerektiğini vurguluyorsunuz da bu uygulamayı niye başlatmıyorsunuz anlaşılır gibi değildir. Bu arada Kıb-Tek yakıt alımı için bankalara yüklü miktarda dolar borçlandı acaba kendisine sordunuz mu diye merak ettik!

Sayın Barış BURCU, dünkü açıklamayı kim istedi, sizin duygularınız olmadığından adımız gibi eminiz ama Türkiye dışında hangi bir ülkenin bakanı Güney’e geldikten sonra KKTC’ye de geçti tarihte böyle bir şey oldu mu acaba?

Sayın Filiz BESİM, ek mesai eyleminde bazı hastane çalışanlarına ‘istemeyen çeksin gitsin’ diye sert sözler sarf ettiğiniz iddia ediliyor. Böyle bir hatayı yaptınız mı? Sağlık çalışanlarını fırçalayarak sağlıksız ilişkilerle devlet işleri yürümez değil mi?

Sayın Ersin TATAR, UBP’nin iktidara gelmesi konusunda zamanlama olarak yanlış olacağını söyleyerek sanki de iktidardan korkar gibi bir tavır sergilediniz. Yani bir genel başkan adayından böyle acemice bir açıklama beklemezdik doğrusu!

Sayın Hasan TOPAL, bugünlerde sigortalarınızın hayli atık olduğunu ve vekillikten istifa dahil çok ciddi kararların gündeme geleceği konuşulmaya başlandı. Aklınızdan bile geçirmeyin deriz zira bu kez de hükümet krizi yaşanmaya başlayabilir!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, daha geçen hafta hiç kimse öneri yapmıyor sadece eleştiriyor diye sitem etmiştiniz ya buyurun şimdi herkes önerilerini sıralamaya başladı hadi bakalım kolları sıvama zamanıdır. Bu arada gülümseyen yüzünüzü hiçbir zaman eksiltmeyin deriz…

Sayın Erkut ŞAHALİ, sizin gibi tecrübeli bir siyasetçi nasıl olur da sosyal medya tuzağına düşer ve orada laf yetiştirir anlamak çok güç doğrusu! Memleketin çok ciddi sorunları varken sosyal medyada fazla zaman geçirmeyin olur mu?

Sayın Suat GÜNSEL, Lefkoşa’daki özel bir hastaneyi satın almak konusunda pazarlıkların olumsuz geçtiğinizi ve böylelikle de vazgeçtiğiniz konuşuluyor. Doğrusunu yaptınız zira yeni bir tekelcilik olayı yaşanmış olacaktı değil mi?

Sayın Kemal Eşref OKTAR, Kamu-İş Başkanlığına adaylığınızı açıklayarak yen bir süreç başlattığınızı duyduk, hayırlara vesile olsun! Umarız kazasız belasız bir seçim süreci yaşanır da sendikacılık zarar görmez!

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, torun dünyaya geldikten sonra ayaklarınızın yerden kesildiği ve değişik duygular içinde olduğunuz söyleniyor. Hoş biraz da dedelik sendromu yaşayabilirsiniz ama artık o kadar da olacak değil mi? Minik yavruya ömür boyu sağlık ve mutluluklar dileriz…

Sayın Tolga ATAKAN, hani geçenlerde ağzınızdan bir söz çıkmıştı ya internet fiyatlarının yarıya düşeceği konusunda haliyle okurlar soruyor o iş ne oldu diye! Zira bu sıralar bunu gerçekleştirebilirseniz uzun zamandır vatandaşın yüzü gülecek…

Sayın Alihan PEHLİVAN, bir milletvekilinin sizi mahkemeye vermeye hazırlandığı ve çok yüklü de bir tazminat isteyeceği söyleniyor. Gazeteci örgütlerine seslenip yardım kampanyası başlatmayı düşünür müydünüz acaba?

Sayın Hasan SUNGUR, kiralarda dövizin sabitlenmesi konusunda kamuoyunda büyük belirsizlikler yaşanmaya başladığına göre emlakçılar olarak bu konuda bir amme hizmeti yapmak istemez miydiniz? Zira durumlar epey karıştı diyorlar…

Sayın Polat ALPER, yaşanan kriz nedeniyle çalışanlara verilen öğle yemeklerinde eti kaldırdığınız ve ovada toplanan semiz otlarına rağbet ettiğiniz yönünde şikayetler geliyor. İyi güzel de çalışan proteini nereden alacak dersiniz?

Sayın Mustafa DAMDELEN, Metehan bölgesine en yakın akaryakıt istasyonu olarak Rumların en fazla sizden alışveriş yapmasından dolayı işlerin bu ara bir hayli iyi gittiğinin duyduk, hayırlı işler bol kazançlar dileriz…