Lefkoşa Kaymakamı Kemal Deniz Dana, dün Lefkoşa Türk Belediyesi çalışanlarının Lefkoşa Kaymakamlığı önünde gerçekleştirdikleri eylem sonrasında Kıbrıs Postası’na açıklamalarda bulundu. Kaymakam Kemal Deniz Dana, belediye çalışanlarını 2-3 gün daha sabırlı olmaya davet ederken, LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları’nı bir çözüm bulamaması halinde istifaya davet edeceklerini söylemiş!
Gelinen nokta açısından Dana’nın çağrısı son derece düşündürücüdür. Çünkü beklide ilk kez devletin atanmış bir memuru halkın oyu ile seçilmiş bir belediye başkanına basın aracılığı ile “istifa” çağrısında bulunuyor.
Devlet ciddiyetinin tamamen ortadan kaybolduğu günlerin içerisindeyiz. Memur müdürü, müdür müsteşarı, müsteşar bakanı, bakan başbakanı, başbakan Cumhurbaşkanını dinlemiyor, önemsemiyor veya en önemlisi “tanımıyor”.
UBP’nin kurultay davası sadece partiyi ikiye bölmekle kalmadı bürokrasinin alt-üst olmasına neden oldu. Devletin ataması ile üst seviyede bürokrat noktasında olan birisi gayet rahat bir şekilde halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanını istifaya çağırabiliyor. Hem de bunu basın önünde aleni olarak yapıyor.
Cemal Bulutoğulları iyi veya kötü hatta çok kötü bir yönetim sergilemiş olabilir LTB’de. Ama bunun kanaat notunu Lefkoşa Kaymakamı değil Lefkoşalılar verecektir. Eğer Cemal Başkan kötü ise ilk seçimde eve gönderilir. Bu, bu kadar basittir.
Sayın Dana darılmasın gücenmesin. Kendisini ne kadar sevdiğimi ve saydığımı da en başta kendisi zaten bilir. Ama ipin ucu o kadar kaçtı ki son günlerde artık kimse nerede duracağını bilemiyor. Cemal Başkanı sivil toplum örgütleri, siyasetçiler istifa etmeye çağırabilir hatta hükümet bu noktada zorlayıcı olabilir ama bir kaymakam çıkıp istifa etmesi gerektiğini söyleyemez. En azından benim devlet ciddiyetinden anladığım bu’dur. Eğer yanlışsam lütfen beni ikaz edin.
Artık Dışarıdakiler İçeri
Dün bir mail aldım. Bir süreden bu yana Lefkoşa merkezi ceza evinde mazbatadan ötürü yatmakta olan sevgili dostum Hasan Akıncı göndermiş. Akıncı’nın bu maili kızgınlıkla mı yoksa isteyerek mi yazdığından çokta emin değilim. Ama ortaya koyduğu iddialar çok önemli. İçin bu boyutundan bakınca isimleri vermemek şartı ile Akıncı’nın mailini paylaşıyorum sizlerle.
“4000 kusur mazbatalıdan özellikle seçilip Lefkoşa polisine oyunla çağrılıp ödeme fırsatı bile verilmeden (hiç param olamasa11 adet IBM serverden birini yarı fiyatına satsam öderdim) içeri attırılan.Eşimi bile ödeyip çıkarıyoruz diye kandırıp içerde tutan herkesi yakacağım...Herkes benle ilgilendiğini söyleme gayretinde ama nafile...Eşim dahi herkes Hasan Akıncı 'yı tanıyamayacak.Sırf Hasan Akıncı'yı içeri attırabilmek için Gazimağusa polis müdürlüğünden CÇ’yi, Lefkoşa Adliyeye B.Y ile döndürülen dolaplar..Sesini hatta gıkını bile çıkaramayan siyasi "dost"lar..Girdiğim günden elim ayağım bağlı milyon dolarlık işime rağmen "bugün çıkıyorsun""yarın çıkıyorsun" hallettik tamamdır deyip beni içerde tutanların,bana acı çektiren herkesin yedikleri haltlar artık saklanmayacak...Bana göndermiş olduğun selam için sana teşekkür ediyorum. Hasan Akıncı'yı yıprattık, mahvettik diyenler, çevirdikleri dolaplarla, çaldıkları ile dışarıda dolaşırken çok yakında hak ettikleri yere hapishaneye gidecekler. Ben bu acıyı suçsuz tatmışsam suçlular dışarıda dolaşamayacak. Sevgilerimle Hasan Akıncı…”
Sevgili Hasan Akıncı bu maili kızgınlıkla mı yoksa başka bir gerekçeden ötürü mü yazdı bilmiyorum ama bir kardeşi olarak zor gününde kimlerin yanında yer aldığını bilmesi gerektiğini ve öfke ile kalkanın zarar ile oturduğunu hatırlatmakta fayda var. Her şeye rağmen Akıncı’ya geçmiş olsun diyorum ve Allah beterlerinden saklasın kendisini. Neticede Hasan Akıncı iki tane pırıl pırıl gencimizin babasıdır.
Erman YALYALI: Dolapları mantarla doldurdun ama kimse ile de paylaşmak istemiyorsun. Bu nasıl Müslümanlık?
Ramazan ÖZCELİK: Dün bir gurup gazeteciyi partiye çağırıp helva ikram etmişsiniz. Kimin helvasını dağıttınız? Yoksa partiyi kapatmaktan vaz mı geçtiniz?
Faika ARSEVEN: Aradığın bilgileri internette aramış olsaydın bu kadar beklemene gerek kalmayacaktı. Teknoloji çok hızlı ama bizim sistem insan odaklı olduğu için bir iki sene geriden gelebiliyor.
Hüseyin AMCAOĞLU: Master takımı ile oynarken rakip takım oyuncuları size itiraz etmiyorlar mı? Zira masterlere göre çok genç kalıyorsunuz.
Erdal EREK: Hasan kadar olamadın ya. Üstelik hem program yapıyorsun ve her günde çekiyorsun. Ama bir işini bile hallettiremedin.
Prof. Dr. Ahmed Bülent GÖKSELİN: Yılbaşı gecesi gençlere taş çıkartmışsınız ve pistten bir dakika bile olsun inmemişsiniz. Hayırlı seneler…
Hüseyin ÖZTOPRAK: Ülkede herkes seçimi konuşuyor ama siz bu sefer çok mesafeli davranıyorsunuz. Güzelyurt’ta sizin olmadığınız bir seçimde DP epeyce zorlanacaktır.
Orhan AKTUNÇ: KKTC’nin ilk Galatasaray kongre üyesi olduğunuzu yeni öğrendik. Neyse sizi de listeye aldım bundan sonra artık bir mesajda size gelecek.
Hasan HASTÜRER: Dün Sağlık Bakanı Hasipoğlu’nu Lefkoşa surlar içinde doğduğu evin önünde röportaj yapmaya ikana etmişsin. Her halde izleyiciler ilk kez Hasipoğlu’nu ekranda böyle farklı görecekler.
Kemal ALTUNCUOĞLU: Yılbaşı geçeli iki gün oldu ama siz hala daha kendinize gelmemişsiniz. Ankara miskette takıldı diyorlar sizin için.
Asım VEHPİ: 2013 yılında hiç tatlı yemeyecekmişsiniz. Gelin yılın hemen başına vazgeçin bu düşünceden. İnsan hiç tatlı yemeden yaşabilir mi?
Derviş EKŞİÇİ: Yeni yıl hediyenizi aldık, çok incesiniz. Pazartesi günü görüşmek üzere..
Zeki ZİYA: Yılbaşı yemeklerini bir güzel yapıp yemişsiniz. Ee bizi davet etmek yok mu? Yoksa aşçılığınızı eleştireceğimizden mi çekindiniz.
Çelebi ILIK: Sendika başkanlığından gittiğinizden bu yana aramaz oldunuz. Oysa biz sizi dost olarak ta sevmiştik.
Bengü TOPALOĞLU: İçişleri Bakanlığında çalışan birisi varsa o da her halde sizsiniz. Neydi dünkü o yoğunluk öyle…
Dr.Nazım BERATLI: Yeni yılın ilk sürprizi sizin kitap oldu. En kısa zamandı adıma imzalı yeni kitabınızı bekliyorum.
Sami DİLEK: Kamu-İş olarak bu yıl yılbaşı hediyelerinde basını es geçtiniz. Umarız basında 2013’te sizi es geçmez.
Abdullah ATLAR: Çok geçmiş olsun, dualarımız sizinle.
Hasan AKINCI: “Öfkeyle kalkan zararla oturur” derler. Umarız sizin ki de bir anlık öfkedir.
Fatma SOLMAZ: Yalan yanlış bir haberden ötürü koca tesis kapanmak üzereymiş. Yazık çok yazık. Yok olan sadece bir tesis değil milli servet oysa.
GÜNÜN TWİTTİ
@HalukDogandor:
Halk artık aktif olaylarda haberi nereden canlı izleyeceğini biliyor.2013 te de aynı alışkanlık devam edecek. Siz ekibe bakın enerji dolu.
GÜNÜN SÖZÜ
“Unutulmamalıdır ki demokrasilerde görüşler, düşünceler, öneriler ve tavsiyeler gereklidir, önemsenmelidir ve saygı görmelidir; Ancak alınan kararlar yetkililerin, yetkili organların, çoğunluğun ürünüdür ve buna da saygı duyulmalıdır”
UBP Genel Sekreteri Fuat Namsoy,
BİZİM TEMEL
Temel bir gün hamama gider. Herkesin üzerinde peştamal vardır ama temelin üzerinde bir gazete kağıdı sarılıdır ....
Temele sorarlar
- Temel hayırdır niye peştamal değil de gazete kağıdı
Temel cevap verir:
-Oğlum medya her şeyi büyütüyor..