Aslında iyi başlamıştık.

Ülkemizi hızlı kapattık, evlerimize hızlı kapandık.

Ancak, sağlık alt yapımız yetersiz, testlerimiz eksikti.

Bu iki nedenle bocalamaya başladık.

Evlerde kaldıkça kaldık.

Vaka sayılarına suni baskılamalar yaptık, testlerde ahengi yakalayamadık.

Bilim kurulları birlik olamayınca, strateji de belirleyemedik.

Tek strateji evde kalmak oldu.

Testler yaygınlaştırılamadı, her ülkenin yaptığı geniş taramalar yapılamadı.

Gereğinden fazla vakit kaybeden halk kıpırdanmaya, geçim derdi sağlığın önüne geçmeye başlayınca, açılmaya da başladık.

Açıldık, vaka çıkmadı.

Başardık ya da başardık zannettik.

Zannetik, çünkü henüz dünyaya açılmadık.

İlk açılım denemesini Güney ile yaptık.

Sisli bir sabaha, sırtına çantasını atan emekçinin el sallamasıyla uyandık.

Bilim kurulu enflasyonu yaşayıp da ortak karar üretemeyen ülke olmanın ayıbını, o emekçinin sırtına yükledik…

Yükledik de öyle gönderdik!

Cumhurbaşkanı’mız konuştu, Başbakan’ımız konuştu, Sağlık Bakanı’mız konuştu, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı konuştu, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı konuştu, Bazı hekimler konuştu…

Konuştukça devletin tepesindekiler gerildi ve gerdi.

Halbu ki hepsi de, ‘’Koronavirüs henüz bitmedi’’ diyordu. ‘’Tedbirlere, hazırlıklara devam’’ diyordu.

İkinci dalga daha kuvvetli gelebilir diyenler, birlikte hareket etmek dururken, birbirlerini yiyordu!

Ağızlarında maskeleri takılı olsa da, yüzlerindeki maskeleri çoktan düşenler oluyordu…

…..

Koronavirüs tüm dünyaya yayıldı.

Ama,

KKTC bu virüsü bir başka yaşadı.

Hastalardan çok siyasilerle, siyaset yapanlarla uğraştı.

Geldiğine de geleceğine de adeta pişman oldu!

…..

Ve HALK!

Üzerine düşen görevi en iyi yapan HALK!

Evlerine kapandı, depresyona girdi, panik ataklar yaşadı, iflas etti, battı ama dayandı.

Üzerine bir de devletin tepesindekilerinin polemiklerini dinledi.

Sabretti.

Bir umutla sabretti.

Güneye geçenlerin haberlerini okurken, evlerinde geçirdikleri işsiz, aşsız günlerin bitmesine dua etti!

Güneye geçen geçti, işine gitti, geçinmek için.

Kuzeyde kalan kaldı, işinden oldu, geçse de birdi geçmede de bir. Geçmedi.

İster Güney’e giden, ister Kuzey’de kalan olsun.

İkisi de insan, ikisi de halk.

İkisi de siyaset kurbanı…

Devletin zirvesinin gerginliğinde, Koronavirüs şaşkın, HALK bezgin…

Cumhurbaşkanı, Başbakan, Sağlık Bakanı, O Bakan, Bu Bakan, Şu Bakan olsan ne olmasan ne?

Koronavirüs’ün ikinci dalgası gelse ne, gelmese ne?

Devlet devlet olamadıktan sonra,

Gerisi boş bir rüya, tatsız bir hikaye…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899