Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı himayelerinde sayın Sibel Tatar hanım öncülüğünde çok güzel bir projeye imza atıldı

Çocuk Adalet yasa tasarısı
Suça sürüklenen çocukların topluma kazandırılması, çocuk haklarının ve çocukların insan haklarının en üst düzeyde tutulmasını hedefleyerek hazırlandığı söylenen tasarı içerisinde kaç yaşında olursa olsun çocukların anne ve baba üzerindeki haklarınada yer verildimi bilemiyorum ama yoksa dahil edilmesi en büyük isteğim.
Bizim toplumumuzda her zaman ana ve bananın çocuk üzerindeki hakları vurgulanır ama çocuğun da ana ve babası üzerinde pek çok hakka sahip olduğu göz ardı edilir.
Bu hakların en önemlisi çocuğun sağlıklı bir aile ortamında yetişip kendi psikolojik temel gereksinmelerini karşılama ve kendini gerçekleştirme hakkıdır.
Bunları sağlayamayan ana-baba çocuğunun sağlıklı gelişimini baltalamış olur.
Yani sadece "küçüklerimi korumak" yetmez "küçüklerimi saymak" da gerek.
Ben, bir anne ve babanın, çocuğunun hakkını farkında olarak yediğini düşünmüyorum. Her anne ve baba çocuğunu en iyi sakilde yetiştirmek için elinden geleni yapar. Bu içgüdüsel olarak böyledir.
Ancak anne-babanın ne kadar donanımlı olduğu ortaya koyduğu davranışlarlada alakalıdır.Bunun içinde anne baba eğitimi hangi yaşta olursa olsun son derece önemlidir.
Çocuğa söz hakkı tanımayan bir anne-baba çocuğunun fikir beyan etme hakkını yemektedir
Okumak isteyen bir kız çocuğunu okutmayan baba, kızının okuma hakkını elinden almıştır.
Çocukları arasında adaletli davranmayan anne baba çocuğun eşitlik hakkını ihlal etmiştir.
Hz. Peygamberimize atfedilen bir söz var .Çocuklarınız arasında sevgide bile adaletli olun der.Tamda demek istediğimizi anlatan bir söz.
Evlenenlerin nerdeyse % 75 nin ayrıldığı bir ülkede yaşıyoruz.Ortada kalan çocuklar düşünüldüğünde bununla ilgili eğitimin şart ve elzem olduğu bir gerçek. Bu konuda ülkemizdede bir adım atılması, bununla ilgili yasal değişiklik hatta bir Aile bakanlığı kurulması kaçınılmaz.Geleceğimizi kurtarmanın yolu bundan geçiyor.
Bu gibi davranışları besleyende , yaşanılan ülkenin sosyo-ekonomik, kültürel yapısının ne kadar düzgün olduğudur. Bireyi yok sayan yönetsel bir oluşum varsa bir ülkede, bireylerde de "hak" kavramı yerli yerine oturamaz.
Çocuğun yapmak istediği her şeye karışan, çocuğa hiçbir şey yapma fırsatı vermeyen anne baba tanrı tarafından kendisine sunulan en temel haklar olan;kendini gerçekleştirme hakkını ihlal ediyordur.
Okuyabilecek iken okutulmayan, kız, erkek ayırımı yapılarak mirastan mahrum edilen, sevgiye ihtiyacı varken para ile avutulan. En önemlisi kendini tanımasına fırsat vermeden, ne istediğini sormadan hayatı anne babası tarafından şekillendirilen çocukların hakkı yenilir.
Anne-baba çocuğunun dediğini hiç önemsemeden kendi istedikleri gibi bir hayat dayıyorlarsa çocuğun karşına işte bundan daha büyük hakkını yemek olmaz!
Kendilerine dalıp çocuklarını ihmal eden anne babalar geldi aklıma ve tabi bakabileceğinden çok çocuk yapanlar birde çocukları kavgaya tutuşurken uzaktan seyredenler.
Her şey çekirdekte başlar onu hakkaniyet duygusuyla yaşatanlar kesinlikle ayrımcılık tezgahına düşmezler.
Bence gerçek anlamda kişilik sahibi anne ve babalar çocuklarının hakkını yemez yedirtmez ve kardeşler arası ayrımda yapmazlar ama dediğim gibi kendini zamanın akışına mahkum edenler kendini yetiştiremeyenler bu eksikliğin savaşını yaşarlar.
Eğer annenin hakkı çocuğunun hakkını esirgiyorsa çocuğun annesi yoktur o anneye de anne denilmez.
49 yaşındayım ama hala babamın bendeki travmalarını atmakta zorlanıyorum diyen bir okurum var. Şuan ki yaşayış tarzım biyolojik babamın bana öğrettiklerinin tam tersi. Başka bir baba benim babam olsaydı çok daha farklı olurdum diyor.
Hakkı yenen çocuklar maalesef ileriki yaşamlarında ne kadar popüler, başarılı da olsalar bir yerlerinde eksiklik kalıyor.
Bence kısırlaştırılsın bu büyükler diye içimden geçirmiyorum desem yalan olmaz.
Çocuk demek bana göre gelecek demektir bir fidan gibi mesela ..doğuyor, büyüyor ve sana gelecek anlamında meyveler veriyor. Ve maalesef günümüzde ebeveynler çocuklarına gereken özeni göstermiyorlar çünkü hep onların adına karar veriliyor. Bu da çocukta özgüven gelişimini engelliyor.
Her çocuk geleceğin ebeveynidir bunu unutmamak lazım.
Hakları yenen çocuklar insan haklarını çiğnemeye müsait kişilikte yeni bireyler demek.Bence insanların bize karşı davranışlarını biz belirleriz. Hırsızı hırsız, arsızı arsız yapan da biz. Yarına güçlü, dinamik, atılgan bireyler yetiştiren de, özgüveni olmayan, asalak yaşayan, kısaca erdem diye nitelediğimiz sıfatlardan yoksun bireyler yetiştiren de bugünün ebeveynleri bizleriz.
Ne ekersen onu biçersin misali.
O zaman her gün haberlerde karşılaştığımız içler acıtan olaylara küfretmek yerine durup düşünmeliyiz.
Rahmetlik ninem dualarında ?Allahım hayırlı evlat, hayırlı devlet, hayırlı anne baba nasip eyle? derdi. Anlamadığım ve bir türlü anlam veremediğim ise ?hayırlı anne baba.? kelimeleri idi.
Yılanlar yavrularını zehirlemezken, filler yavrularını ezmezken, aç kurtlar yavrularını yemezken, akrepler yavrularını sokmazken, yavrularına hizmet ederken insan denen şerefli varlığın çocuklarına karşı görevlerini yapmaması ne acıdır! Çocukların hayırsızı yoktur. Hayırsız Anne Baba vardır.Allah’ın çocuk verip de imtihan etmediği kulları yoktur. Herkes evlat imtihanından geçmektedir.
Ne diyelim Allah herkese hayırlı anne baba nasip etsin.Etsin ki çocukların hakları yenilmesin.Çocuklar için adalet sağlansın.