Kısa bir süre önce sevdiğimiz bir arkadaşımız trafik kazası geçerdi.

Basın emekçisi Ayşe Karaca’nın yaşadıkları herkese ders olacak cinsten.

Neden mi?

Gündüz vakti arkadaşıyla birlikte saatte 40 km hızla Haspolat çemberi civarında seyrederken zil zurna bir sarhoş karşı şeride geçti ve içinde Ayşe’nin ve arkadaşının bulunduğu araca çarptı.

İki aracın kafa kafaya çarpışması sonucu ölümcül olabilecek bir kaza gerçekleşti.

Emniyet kemerleri takılı oldukları için hayatta kaldılar.

Çok kısa bir süre sonra ambulans geldi yaralıları hastaneye yetiştirdi.

Lefkoşa devlet hastanesinde ilk müdahaleler yapıldı.

Ayşe’nin kaburga kemiklerinde kırıklar vardı.

Bir süre müşahede altında tutulduktan sonra eve gönderildiler.

Ancak kendilerini bir doktor bile görmedi.

Evet, ölümcül bir kaza geçirdiler ama bir doktor kendilerini görmedi.

Yüzümüze tokat gibi vuran ülkemizin gerçeği bu.

Eve gittiler ve birkaç gün sonra kontrol için özel bir doktora göründüler.

Ayşe’nin köprücük kemiğinin kırık olduğu fark edildi.

Hastanede ilk müdahalede fark edilmediği için sorun daha da büyümüştü ve ameliyat olması gerekiyor şimdi.

En az iki ameliyat ve uzun süreli yatağa bağlı kalacağı bir süreç yaşayacak şimdi.

Niye?

Kader mi bu?

Hayır!

Gündüz vakti bir sarhoşun cinayetle sonuçlanabilecek bir kazaya sebebiyet vermesinden dolayı.

O alkollü arkadaş şimdi sokakta geziyor…

Yasalarımız maalesef yetersiz.

Kafayı çekip direksiyon başına geçenleri caydıracak cezalara sahip değiliz.

Bu sırada Ayşe, yatağa mahkum ve ameliyat sürecine hazırlanıyor.

Ameliyat için bütçesini aşan bir para bulmak zorunda.

Bu arada yanındaki arkadaşı da kaza sonucu nükseden bir sorunu için yine bıçak altına yatacak.

Bu insanlar şimdi çalışamıyor…

Bir sarhoşun sorumsuzluğun bedelini iki insan maddi manevi ödüyor.

Tek tesellimiz canlarına bir şey olmaması tabi ki ama bu ne ilk ne de son olacak.

***

Kazaya karıştıkları araçları hurdaya dönmüş.

Sigorta aracı perte çıkartmış.

Kasko yapıldığı esnada araç için 35 bin TL değer biçilmiş ancak güncel değeri şuan ortalama 80 – 90 Bin TL bu aracın.

Yani ciddi anlamda maddi bir kayıp var ortada.

Ülkede döviz kaynaklı yaşanan enflasyonun araç fiyatlarına yansıdığını ve piyasanın 6-7 ay öncesine göre bile en az iki kat arttığı biliniyor.

Ancak araçlarını full kasko yaptıranları bu durumdan kurtaracak bir düzenleme yok.

Tüketici bu noktada mağdur.

Sigortacıların ve devletin bu gibi mağduriyetlere karşı bir düzenlemeye gitmesi şart.

Sigortacılar Birliği’nden de bu gibi konularla ilgili bir açıklama bekleriz doğrusu…

***

Ülkede trafik kazalarının yaktığı canları biliyoruz.

Aslına bakarsanız en ciddi sorunlarımızdan birisi bu kazalar.

Aşırı sürat, alkollü araç kullanma bozuk ve karanlık yollar.

Şimdi bunlara yenileri de eklendi.

Piyasada ciddi anlamda kibrit kutusuna benzeyen araçlar görüyoruz.

Marka vermemize gerek yok bilmeyen yoktur.

Düşük motor hacimli ekonomik araçlar bunlar.

Japonya’dan ülkeye getiriliyor.

Oyuncak gibi…

Ülkemiz yollarına uygunluğu da tartışılır.

Artan akaryakıt fiyatları sonrası ciddi anlamda rağbet görüyorlar.

Fakat bu araçlarla ilgili ciddi endişeler var.

İşte söz konusu kazaya karışıp hurdaya dönen aracın fotoğrafı bu.

Şimdi sorularımızı soralım;

Bu kibrit kutusu araçlar güvenilir mi?

Uluslararası çarpışma ve güvenlik testlerinden geçebildiler mi?

Avrupa ülkelerine bu araçların girişi serbest mi?

Her geçen gün yollarımızda daha fazla gördüğümüz bu araçların güvenilirliği ile ilgili devlet ne yapıyor?

İlgi duyanlar bu süper mini araçların youtube üzerinde yayınlanan çarpışma testlerini izleyebilir ve nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduklarını görebilirler.

Aynı sıkıntı eski model araçlarda da var.

Ucuz ve seyrüseferi düşük olduğu için eski araçlara da ciddi rağbet var KKTC’de…

Dünyada yeni ve güvenilir araçları teşvik etmek için eski araçların vergisi çok, yenilerin az olurken bizde tam tersi.

Yollarımız hurda araçlarla dolu…

Devlet eliyle insanlarımız maalesef güvensiz ve tehlikeli araçlara yönlendiriliyor.

Yeni hükümetten belki de en büyük beklentilerimizden birisi de bu.

İnsanlarımız yollarda ölmesin…

MESAJ KUTUSU

Sayın Faiz SUCUOĞLU, bakanlar kurulu listesine bir isimde AKSA’nın sahibi Cemil Kazancı’nın da etkili olduğu konuşulmaya başlandı. Bu arada yeni hükümet vatana millete hayırlı olsun. Yolunuz uzun işiniz zor, Ankara ile ilişkiler iyi giderse başarılı olma şansınız yüksek…

Sayın Turgay AVCI, KKTC’de diploma satan üniversite iddiaları artık su yüzüne çıkmaya başladı. YÖDAK olarak konuyla ilgili girişim başlatmanız ve kamuoyuna da deşifre etmeniz bekleniyor. Eğer iddialar doğruysa ele güne de rezil olduk demektir…

Sayın Ahmet SOYALAN, Falyalı cinayetindeki kamera görüntüleri Türkiye basını tarafından yayınlanınca bizim medya haliyle fena halde bozuluyor. Bu görüntüleri nasıl elde ediyorlar, bizdeki sistem Türkiye ile bağlantılı mı?

Sayın Olgun AMCAOĞLU, yeni kabinede isminizin olmadığını iddia eden özellikle Gönyeli’deki dostlarınız kızgınlıklarını dile getirmeye başladılar. Bu arada biz de sizin Spor Bakanlığı makamınızı alacağınızı duyduk, hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Mehmet SADELİ, şu anki müdür emeklilik hazırlığı yaparken Merkezi Cezaevi’nin yeni müdürünün sizin olacağı konuşulmaya başlandı. Liyakata göre yapacaklarsa bu görevi fazlasıyla hak ediyorsunuz, umarız torpil mekanizması işlemez…

Sayın Başaran DÜZGÜN, bir yerel seçim öncesi daha adınız yine Lefkoşa Belediye Başkan adaylığı konusunda anılmaya başlandı. Çok iyi düşünmek gerek zira bizim meslek siyasetten çok da değerli ve daimi bir meslektir. Ama gönlünüzde varsa da şansınızı deneyin deriz…

Sayın Sunat ATUN, son iki gün önceye kadar şu anki bakanlığınızı koruyacağınız beklenirken şimdi ibrenin Maliye Bakanlığı’na doğru döndüğü söylenmeye başlandı. Bu arada Kıb-Tek’in de bu bakanlığın altına gireceği iddia ediliyor…

Sayın Erhan ARIKLI, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Ercan’ın tamamlanması konusu yılan hikayesine dönerken bakalım siz Taşyapı’yı dize getirip kısi bir sürede yeni binayı hizmete açabilecek misiniz? Bu arada ana yollarda yanmayan aydınlatmalar en büyük sorunu teşkil ediyor…

Sayın Cafer GÜRCAFER, Lapta Huzurevi’nin yarım kalan inşaatının yapımına başlanacağı yazımız üzerine yoğun mesajlar gelmeye başladı. Bu binaya projenin mimarlarından dönemin bakanı merhum Sonay Adem’in isminin verilmesi isteniyor, umarız dikkate alırsınız…

Sayın Menteş GÜNDÜZ, partiniz elbette sizi düşündü hatta yeni makamınızı bile ayarladı. En azından bir makam aracınız ve şoförünüz de olacak, hiç yoktan iyidir değil mi? Yeni görevinizde başarılar dileriz, hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Redif NUREL, Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı için adınız anılmaya başlandı. Büyük sorumluluk isteyen bir makam, ayrıca Merkez Bankası burada fazlasıyla hassasiyet gösteriyor. Bunlara da hazırlıklı olmak gerek, haberiniz olsun istedik…