Şükürler olsun ki kurultay yazıları şimdilik bitti…
Bitti diyoruz çünkü, kurultayın artçı depremleri emin olunuz ki daha uzun bir süre devam edecek!
Zaten basını iyi takip ve analiz edenler, bu artçı depremleri hissetmeye başladılar bile.
Kurultayın hemen sonrasında bildik yerler tarafından düğmeye hiç gecikilmeden basıldı ve böylelikle yeni bir sürece girmiş olduk…
Bundan böyle hesap sorma ve bedel ödetme dönemi başladığını birkaç güne kadar hep birlikte yaşayacağız.
Kurultayda çizmeyi aşanlar, uslanmayanlar ya da kafa tutanları daha çok gazete manşetlerinde okuyup, sürecin bizi nereye kadar götüreceğini göreceğiz.
Elbette ki bu süreçle ilgili yazılarımız bizim de devam edecek, Büyük UBP Projesi’ne giden yolda neler olacağını hep birlikte izleyeceğiz.

Ama bu yazı kurultay yazısı değildir.
Yerel seçim sürecine girdiğimiz ve tüm partiler de adaylarını açıkladığı için zamanlama olarak uygun bir yazı olduğuna inandık.
Aslında tesadüf de oldu.
Çoktandır uğramadığımız Lefkoşa terminaline dün iyi ki gitmişiz…
Gördüğümüz manzara karşısında bir Lefkoşalı olarak ne kadar utansak da en azından bunları sizinle paylaşma imkanı bulduğumuz için mutluyuz.

Dün Lefkoşa terminaline adımıza gelen paketi almak için gittik.
Paket deyince kimse yanlış anlamasın, İskele’den bir kardeşimiz lütfedip iki demet ayrelli toplayıp bizi de düşünmüş ve göndermiş.
Terminale daha ilk adımızla çoktandır uğramadığımız için etrafa şöyle dikkatlice bakarken, bir işletme sahibi bunu fark etmiş ve hemen seslendi, ‘çatıya mı bakıyorsun’ diye…
Doğrudur, çatıya da baktım, terminal binasının içine de genel çevreye de..
Bana seslenilince elbette durdum ve bu işletme sahibi ile 5-10 dakika ayak üstü sohbet ettim.
Basın mensubuyuz ya, vatandaş çözüm mercii olmadığımızı bildiği halde en azından içini dökme niyetiyle kendini böyle tatmin ediyor…

Bir basın mensubu olarak Lefkoşa terminalinin damının asbest kaplama olduğunu uzun zaman önce öğrenmiştik ama yazılan çizilenler çok geçmişte kaldığı ve biz de dahil basın mensupları bu işin üstüne gitmediği için hala artık dünyanın hiçbir yerinde kullanılmayan bu zehirli maddenin hala yukarıda durması ayıp ötesi bir şeydir.
Zaten bizimle sohbet eden vatandaş da ilk olarak buna vurgu yaptı ve sırf bu nedenle 12 meslektaşlarının kanser hastalığı ile mücadele ettiğini söyledi.
Asbest ve kanser ilişkisini her halde bilmeyenimiz yoktur…
Hoş, bilsek ne olur bilmesek ne olur diye de haklı olarak sorabilirsiniz…

Terminalde tabi ki tek sıkıntı çatının asbest kaplama olması değil.
Onun için yıllardan beridir burada işletmecilik yapan vatandaş, “Bu görüntü ancak Pakistan’da olur’ deyince, işte bizim başlıkta bu sözden ortaya çıkmış oldu…
Harabeye dönmüş bina bir yana!
Terminalin genel çevresi tam bir felaket…
Pakistan’da durum ne bilmem ama beş on dakikalık bir gezintiden sonra bile onların bizden bile iyi olduklarını tahmin edebilir, hatta bizim başlığı onlara yapılmış bir hakaret olarak nitelendirebilirsiniz…
Terminalin ortasındaki yarım metle boyundaki çukurlar, standartlara uygun olmayan ve taşımacılıkta kullanılan bir sürü hurda araç, ve daha nice göze batan rezillikler…

Başta da söyledik bu yazını konusu 7 Nisan’da yapılacak olan yerel ara seçimlerdir.
Partiler aslanlar gibi adaylarını açıklamaya başladılar bile.
UBP dün Hasan Sertoğlu’nda karar kıldı, CTP, DP ve TDP en iyi isimlerini aday gösterdiler, seçim ziyaretleri çoktan başladı…
Gerçekten belki de Lefkoşa yerel seçimlerinde ilk kez adaylar arasında güç dengesi var.
Ama yine dikkat ediniz ki adaylar bir süre önce başlayan ziyaret programlarında hep sivil toplum örgütlerini tercih ettiler…
Lefkoşa’ya nasıl yararlı olacaklarını anlatılar, destek istediler…
Ama yine şimdilik bir tanesi bile her gün binlerce kişinin mecburiyetten uğradığı harabeden beter olmuş bu binanın içine girmeyi akıl etmedi…

Oysa dünyanın neresinde olursa olsun, ister uçak isterse otobüs terminalleri o kentin vizyonunu da gözler önüne serer…
Şimdi Lefkoşa’nın içler acısı dururken terminali de nereden çıkardın diyebilirsiniz…
Ben öyle düşünmem!
Pislikten geçilmese de çukurlarında lastik parçalasak da başkent bir yana terminal bir yanadır diye düşünüyoruz…
Ve tüm adaylara da tavsiyemiz, bıraksınlar sivil toplum örgütlerinden oy dilenmeyi, her gün binlerce vatandaşın uğradığı önemli merkezleri ziyaret etsinler ve buraları için proje üretsinler…
Terminal onlar için iyi bir başlangıç olabilir, en azından benim oyumu istiyorlarsa…





MESAJ KUTUSU

Sayın Derviş EROĞLU,
operasyonda düğmeye KHK ile basıldı, 7 Nisan yerel ara seçimlerinden sonra görüşmecilik görevi elden gidecek ve devamını da gelecek. Bakalım Ahmet Kaşif ve ekibi de size bu süreçte yardımcı olacak mı?

Sayın Turgay AVCI, Sunat Atun ile ilk kavga Maraş bölgesinde oldu diyorlar. Siz parti içinde merdivenleri hızla çıkarken hasımlar da artacak biraz daha emin adımlarla gitmekte yarar görüyoruz…

Sayın Ahmet KAŞİF, Perşembe günü muhalif vekillerle kritik bir toplantı gerçekleştirip yeni yol haritanızı belirleyeceğinizi duyduk. Bu arada bazı vekillerin istifa konusundaki sesleri de yükseliyormuş. ‘İki arada bir derede’ sözü bunun için söylenmiş olsa gerek değil mi?

Sayın Ersin TATAR
, dün terminalde çok sayıda öğrenci taşımacılığı yapan otobüs işletmecisi önümü kesti tam üç aydır ödeme alamadıklarından şikayetçi oldu. Bari avans olsun çıkarın durumları gerçekten çok vahim…

Sayın Kemal Deniz DANA
, evdeki hesap çarşıya uymayınca adaylık konusu da artık gerilerde kaldı. Bundan böyle sizin için genel seçimler de bir fırsattır. Onun için rotayı değiştirmekte yarar var…

Sayın Türkay TOKEL, yakın bir dostunuza istifa edecek misiniz şeklindeki soruya sadece gülerek cevap vermişsiniz. Bunun ne anlama geldiğini anlayamamış bizi aradı. Biz de bunu geçerli cevap olarak görmedik, vatandaşı aydınlatırsanız iyi olur…

Sayın Ahmet ÇALUDA, dün istihdamlar konusunda sorulan sorularda doğrusu iyi kıvırdınız. Mevlevi örgüt başkanı fena kızmış uzun bir süre bölgeye gelmemenizi salık veriyor. Uymakta fayda var…

Sayın Ali Özmen SAFA
, sizi hiç bu kadar sinirli ve kırgın görmemiştik doğrusu. Dinine imanına bağlı birisinden böyle şeyler beklemeyiz. Bazı ortak dostlarınızla pek ala ki ilgili yayın organı ile aranızdaki buzları eritebilirsiniz. Pes etmek yok!

Sayın Mutlu ATASAYAN,
kurultay sürecinde bir vekilin eşi, ‘o makam aracını bize teslim edeceksin’ deyince epey içerlemişsiniz. Siz olgun birisiniz, aynı bölgenin vekilleri olarak küskünlükler başkalarına yarar.

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, aktif siyasetin içindeyken ekranlarda dut yemiş bülbül kesilirken şimdi maşallah kanarya gibi şakıyorsunuz. Özgürlük gibisi yok değil mi? Bu arada akademisyenlere laf yetiştirmek kolay olmaz, rakipleri seçerken daha dikkatli olmak gerek.

Sayın Güven ARIKLI, Başbakan sizden her ne kadar memnun olsa da parti içinde ayağınızın altına sabun koymak isteyen çok sayıda rakibiniz var. Bu süreçte sağlam basan ayakta kalır aman dikkat…

Sayın Yakup KILGÖZ, kurultay sonucuna en fazla üzülenler arasında yer aldınız. Tamam bıyık konusunu gündem getirmeyeceğiz. Ama yanına sakal da bırakırsanız daha haşin olacaksınız gibimize geliyor…

Sayın Suad SUİÇMEZ, muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…

Sayın Cihan ERDOĞAN, Rusya’dan gelen kalabalık bir iş adamının peşinde koştuğunuzu öğrendik. Ara sıra ve uğramakta da yarar var ambargo yiyebilirsiniz…

Sayın Süha TÜRKÖZ, İrsen beyin kazanması için özellikle Lefkoşa ve Güzelyurt’ta epey ter döktüğünüz söyleniyor. İlk genel seçimlerde bunu faydasını görebilirsiniz. Hakkınızda hayırlı artık…

Sayın Emine SİVRİ, LTB belediye meclis üyeliği seçiminde özellikle basından büyük desteğiniz var. Sizin adınıza çok sayıda meslektaşınız kulislere başladı bile. Bakalım nişan olmanız size şans getirecek mi? Tebrik ederiz…

Sayın Hüda AKSOY, hangi müdür ve müsteşarın görevden alınacak olması da sizin yaptığınız listeye bağlıymış. Listede adı olanlar panik yaptı İrsen beyin kapısını aşındırmaya başladı. Kesim ne zaman başlıyor?

Sayın Hasan SERTOĞLU, Cumartesi gününden bugün ne değişti de ansızın çark ettiniz kimse anlayamadı. Ama parti içinde bu süreçte en iyi aday sizsiniz. Eğer bir kurultay arızası çıkmazsa şansınız yüksek. Hayırlısı olsun…




Günün Fıkrası

Fitil

Temel ishal olmuş, gittiği doktor da “günde iki defa fitil” salık vermiş. Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş ve tabii ki daha kötü olmuş. İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha da kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
- Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?
Temel kızmış:
- Yok, bir tarafıma sokuyorum.