Ne kadar güzel tanımlamış sendikalar.

Bir ülkede yaşanan güçlüklerle ilgili alınan önlemler alınacaksa, hele ki de bu ekonomik kaynaklı bir düzenlemeyi gerektiriyorsa, öncelikli gözden ve elden geçirilmesi gereken tabi ki en yüksek kazançlılar olmalıdır.

Eğer bu gözden geçirme, Maliye Bakanı’nın “herkes bir miktar zarar görmeli” manasına gelen bir açıklama ile başlatılıyorsa devamında ise emekli, dul, yetim, kadın, erkek, yaşlı, genç, emekli ve çalışan zarar geriyorsa ve bakan, vekil, müdür gibi üst kesim geliri olanlar da aynı oranda bu durumdan etkileniyorsa burada bir sakatlık olduğu barizdir.

Dahası ülkedeki gelir dağılımının adil olmaması ile birlikte vergi yükümlülüklerinin de adil, objektif bir şekilde yerine getirilebileceği düzenlemelerin olmaması kavganın büyümesine sebep olacaktır.

Konu sadece kamu görevlilerinin maaşları imiş gibi gösterilmeye çalışılmasına kesinlikle aldanılmaması bu aşamada önemlidir.

Konu bu memleketteki her bir haneyi ya şimdi ya da birkaç yıl içinde zarara uğratabilecek bir planla birlikte göstere göstere üzerimize devrilmeye çalışılmaktadır ki, kararnamenin yürürlüğe girmesine ek olarak yapılacak yasal düzenlemeler ile birlikte birkaç ay içinde emekli olacak olan sigortalıların da haklarından gerileme yaşanmasına, kamu görevinden emekli olacak olanlar zarar görmesine neden olmaya adaydır.

Ülkedeki eylemlilik hali bununla da kalmayacak, bu ay sonu itibarı ile ses getiren bir müzakere olması halinde federal çözüm yanlılarının da ayak seslerinin duyulmaya başlayacağı ortadadır.

İlginç gelişmelerin yaşanacağı Kıbrıs’ın kuzeyinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıslıtürklerin kullanımı ve ateşkes süresince buradaki sorumluluklarını yerine getirmesine imkân sağlayan maddi manevi görevlerini tam anlamı ile yerine getirememesi nedeniyle de sorgulamalar başlamış olup, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşamını sürdürmekte olan Türkiye kökenli kişiler ile Kıbrıs kökenlilerin arasının açılmasına sebep olacak daha gergin çatışmaların yaşanacağı gergin bir ortama zemin hazırladığı ortadadır.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin AB ile ilişkilerinde yaşanmakta olan gelişmeler, KKTC Cumhurbaşkanı’nın eşit egemenlik söylemleri ve AB ile ilişkilendirdiği konuşmaları ile bir miktar uyumsuz görülmekte olup, Güney Kıbrıs’tabaşlayan Birleşik Kıbrıs söylemlerinin kafaları dağıtacağı dikkat çekmediyse de yakın bir zamanda baskın bir eylemlilik ve aktivite hali olarak gündemimize gelecektir.

***

Kıbrıslı Türkler hareketlenmeyi zaten özlemişti değil mi?

Dr. Çiğdem DÜRÜST