Aşılar, pandeminin ucundaki ışık olarak görüldü.

Devletimiz de başta eğitim ve turizm olmak üzere tüm organizasyonunu aşılama sürecine endeksledi.

Aşılandıkça açılacaktık!

Aşı yoksa açılım da olamazdı.

İster Türkiye’den isterse Güney’den gelsin şükretmek yerine, aşı alımı konusunu Kıbrıs sorununa entegre etmeyi bile başardık!

Şimdi elimizde ‘’tepe tepe kullanın’’ dercesine on binlerce aşı var!

Şu an depolarımızda en az 70 bin aşı bekliyor!

Bekliyor diyorum çünkü dün aşılama yapılmadı.

Diğer dünya ülkelerine baktığımızda, bazıları aşıları eczanelerde dağıtmaya başlamışken; bazıları otoparklarda, halka açık alanlarda aşılama yaparken, bazıları işletmeleri bizzat dolaşıp aşı enjektörünü vatandaşının koluna saplarken biz ne yapıyoruz?

Aşılama tatili!

Şaka gibiyiz!

Aşılar yokken yeri göğü inletiyoruz.

Elimizde on binlerce aşı varken ise, kamuda aşılama organizasyonu yapanların mesailerinin keyfini bekliyor, aşılamaya Pazar tatili bile koymalarına ses çıkarmıyoruz!

Sağlık Bakanlığı’nın hangi amaca hizmet ettiğine bir türlü akıl sır erdiremiyoruz!

O kadar aşı neden bekletilip de en kısa sürede halkımızla buluşması sağlanmıyor?

Aşılamaya neden tatil veriliyor?

Devlet yetersiz ise neden özeldeki sağlık çalışanları da aşılama organizasyonuna dahil edilmiyor?

Bu soruyu üş isme soruyorum:

  1. Sağlık Bakanı Dt. Ünal Üstel
  2. Sağlık Bakanı Müsteşarı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komtesi Başkanı Doç. Dr. Duriye Deren Oygar.
  3. Sağlık Bakanı Danışmanı Dr. Erkut Aşıcıoğlu

Kamuoyunu aydınlatmaları bekleniyor.

….

Gelelim hızlı antijen testleri konusuna.

Sağlık Bakanlığı hızlı antijen testlerini Türkiye’den getirtiyor.

Uygun fiyata da alıyor.

Başta Fuar alanı olmak üzere Sağlık Bakanlığı’nın ücretsiz hızlı antijen test hizmeti devam ediyor.

Bu güzel bir uygulama.

Ancak, geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada, hızlı antijen testlerinin, anlaşmalı özel laboratuvarlarda da yapılacağı belirtildi.

Konunun perde arkası meğer biraz farklı imiş.

Laboratuvarlar, azalan hasta potansiyelleri yanı sıra, PCR ve hızlı antijen testlerinin de devletin tekelinde olması nedeniyle ekonomik yönden bir hayli zorlanmışlar.

Sağlık Bakanlığı’na yapılan ricalar neticesinde, hızlı antijen test potansiyelinin %50’sini özel laboratuvarlara vermişler.

Özel laboratuvarları da tıpkı çalışma izinlerindeki tetkik sırası gibi hızlı antijen testi sırasına koymuşlar.

Yani asıl amaç, devletin personel ya da yer yetersizliği değil, pastadan payın biraz da özel laboratuvarlara aktarılması.

Zira, bu hızlı antijen testlerini özel laboratuvarlar, Sağlık Bakanlığı’ndan ücretsiz alıyorlar (%10 da test zayi payı ilave ediliyor) ve hizmet bedeli olarak test başına devlete 8 TL fatura kesiyorlar.

Bu konunun iki yönü tartışmaya açılmalı:

  1. Devlet hızlı antijen testlerini yapmak için ilave personel alsa hızlı antijen test organizasyonunu aslında daha ucuza mal edecekken bu yolu seçmesi ne kadar doğru?
  2. Hızlı antijen testi yapan özel laboratuvarlar, test için kan alımını normal kan alma yerlerinde yapıyorlar. Bu da kontaminasyon riskini beraberinde getiriliyor. Gözden kaçan bu detayı Sağlık Bakanlığı biliyor mu?

Değerli okurlar.

Pandemi, başından beri ciddi bir rant döngüsüne girmiş durumda.

Organizasyonun başında hangi partinin, hangi ideolojinin olduğu da çok önemli değil.

Zira, ister tepede isterse kenarda olsun hiç fark etmez, hepsi de birbirini beslemeye devam ediyor!

Halkımız pandemi siyaseti içerisinde aşıların mesai sonrası tatilini sessizce izlerken, hızlı antijen testi organizasyonu sayesinde sistemi beslediklerinden habersiz, aşı olacakları günü beklemeye devam ediyor…

Hangi organizasyonun gerçekte kimlere yaradığını ise bir Allah bir de yapanlar biliyor…

İletişim: 0542-8529899