Sağlık sorunu ve sistemsizlik ülkenin en ciddi sorunlarından birisi.

Bunu pandemi sürecinde daha da iyi görmeye başladık.

Covid artık grip gibi oldu adeta çevremizde her gün birinin daha 'pozitif' olduğunu duyuyoruz.

Yeni normalde artık buna alışmalıyız ve covid derken insanların başka sağlık sorunları başka dertleri de olabileceğini unutmamalıyız.

Anladığımız Acil durum hastanesinin asıl kendisi acil durumluk vaziyette...

Bir kardeşimiz, Covid sürecinde yaşanan sorunları dile getirmiş...

Sağlık sistemimizin zayıf yanlarının covidin arkasına saklanarak çözülemeyeceğini vurgulamış....

Sayın Levent Özadam,

Ailece kovid olduğumuz süreçte bu hastalığın ne olduğunu ve ülke olarak bununla nasıl mücadele ettiğimizi yaşayarak tecrübe ettik.

Biz karantina süremizi evde geçirdik.

Kolumuzda bileklikle ancak bu bilekliklere kimse güvenmesin...Ne kadar güvende kalabileceğiniz sizin vicdanınıza kalmış.

İnsanlar covid ile mücadele etmek istiyorsa bireysel önlemlerle ancak bunu yapabilir.

Böyle bir durumda evden çıkmamak gerçekten zor. Hele bir de covid dışı bir hastalık yüzünden Acil Durum Hastanesinde yatan bir aile bireyiniz varsa gerçekten perişan oluyorsunuz.

Bu perişanlığın sebebi kural koyucuların çok basit önlemleri bile alamaması...

Evde herkes kovid ve kendine bakamayacak yaşta. Acil durum hastanesinde eşiniz hem kovid hem başka sağlık sorunu yaşıyor ve refakatçi ihtiyacı var. Ne eve yetişebiliyorsunuz ne hastaneye...

Hasta haklarını ihlal eden ciddi sorunlar yaşıyorsunuz. Refakatçi isteğiniz anlamsız kurallarla elinizden alınıyor.

Evde kalanlar olarak PCR testlerimizi bir iki gün erkene alın negatifsek işimizi kolaylaştırabiliriz diyoruz 'kural bu' diyorlar.

Ben pozitifim zaten ihtiyaç olduğunda eşimin yanına girip çıkayım diyorum, kolumda da bileklik var 'olmaz' diyorlar ama çocukları da al hastaneden çıkmadan kal teklifi yapıyorlar.

Hastanıza paket götürüyorsunuz 100 metrelik bina içinde paket 4-5 saatte gidiyor.

Hastane çok modern, odalar tek kişilik ve duş var fakat sıcak su yok. Söylüyorsunuz mesai saatinde arayın deniyor. Sanki hastane değil banka veznesi...

Genel Cerrah bekliyorsunuz saatlerce gelemiyor çünkü bir nöbetçi hekim var o da Burhan Nalbantoğlu Hastanesi'nden geliyor.

Bilgi almak için bir hekimi arıyorum 'yanlış yaptın bu saatte arayaman beni numaramı nerden aldın' diyor ve tek kelime bilgi vermiyor.

Geçekten covid ile mücadelenin yükünü çeken sağlık çalışanları olduğu gibi covidi fırsata çeviren sağlık çalışanı da çok. Bunu gözlerinizle görüyorsunuz.

Nasıl diğer mesleklerde işini hakkıyla yapmayan insanlar varsa sağlık sektöründe de bu tür insanlar olabiliyor.

Taburcu olurken, ne tedavisi uyguladınız, tahlil ve sonuçlar ne, sorun yaşarsak kime gideceğiz, ilaç tedavisi olacak mı diye soruyoruz konuyu bilen yok.

Taburcu belgesinin altında bir genel cerrah imzası bile yok. Taburcu kararı başhekim ve göğüs hastalıkları uzmanı imzalı...

Şikayetlerimiz devam ediyor napalım nere gidelim diyoruz...

Biz covide bakarız artık hasta negatif deniyor ve Acil servise gidin yada polikliniğe gidin cevabı alıyoruz. Ama gidemiyoruz çünkü kolumda bileklik var ve temaslıyım.

Acil durum hastanesi ile Burhan Nalbantoğlu hastanesi arasında en ufak bir iletişim yok. Sanki iki farklı ülkenin hastaneleri.

Sizlere tavsiyem şu Covid olmaktan korkmayın, covid iken başka sağlık sorunu yaşamaktan korkun.

Sorunlar sistem kaynaklı. Gerçekten sizi anlayan ve çok yardımcı olan sağlık çalışanları da var. Onlara teşekkür ederiz.

Türkiye'nin yaptığı bu Acil Durum hastanesi gerçekten çok güzel ama yönetim sıfır!

***

Maliye Bakanlığı, 2020 Gelir Yılı Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi beyanlarını yayımlandı.

Vergi rekortmenlerini gördük, listeye göz attık. Şahıslar listesinde ilk iki sıra yine değişmedi.

Listede ilk sıraya oturan isim; 9 milyon 606 bin 430 TL vergi beyani, 3 milyon 38 bin 962 TL vergi ile Serena, LC Waikiki gibi markaların KKTC temsilciğini yapan Tahir Topal oldu.

Listedeki ikinci sıra da değişmedi. Teknoloji üreten, geliştiren ve işleten firmalara yatırım yapan Basel Holding’in sahibi Burak Başel, 8 milyon 884 bin 94 TL vergi beyanı ve 2 milyon 817 bin 760 TL vergi ile ikinci sırada yer aldı.

Kendilerini kutlarız.

Listedeki isimlere bakarak beyan ettikleri vergilerin çok tatmin edici olmadığını düşünenler de yok değil.

Öte yandan daha da beteri var...

O listede hiç adını göremediklerimiz var.

Herkesin bildiği bu kişileri bilmeyen bir tek devlet mi acaba?

***

Bu yıl havanın çok soğuk geçeğini duyduk.

Hatta başta leylekler ve göçebe kuşların normalinden önce göç ettiği ve bunun soğuk bir kış anlamına geldiği haber oldu.

Dün Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran, sonbaharın kurak geçeceğini, yağışlarınsa geç geleceğini belirterek, üreticiye bu yılın bereketli geçeceğine dair müjde veremeyeceğini söyledi.

Bu gerçekten kötü haber...

Leylek takip edenler mi yoksa Meteoroloji mi haklı çıkacak bunu göreceğiz ama...

Bir kuraklık olacaksa yetkililerin bu uyarıyı dikkate alıp almayacağını merak ediyoruz.

Umarız bunda sorunun üstüne kurak bir kış yaşamayız...

MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa RÜSTEMOĞLU, UBP Güzelyurt İlçesi idare amiri olarak bölgedeki partililer kendilerinin de sağlıklarını riske attığınız için bir hayli öfkeliler. Bir de parti binası kapatılınca üstüne tuz biber oldu. Hadi bakalım ayıklayın pirincin taşlarını!

Sayın Serdar DENKTAŞ, yaklaşık 2 aydır Avustralya’da bulunmanızın gerçek nedenini biz bilmiyoruz ancak meclis açılışında nisap sağlanmaması için böyle bir yol izlediğinizi düşünenler de az değil. Bu arada başka bir ülkede olduğunuzu söyleyen de var, ara sıra ses vermekte yarar görüyoruz…

Sayın Sarper ALTINCIK, polis teşkilatının terfi davasından çekilmenizi açıklamanız bir takım söylentileri de beraberinde getirdi. Başsavcılık tarihinde ilk kez böyle bir şey yaşanmış umarız gerekçeleri ile kamuoyunu bilgilendirirsiniz…

Sayın Zafer ZAYIFER, bazı bölgenizin karanlık insanlarının sosyal medyada karalama kampanyası ile birlikte bir takım tehditlerde bulunması bölge halkı tarafından infialle karşılanıyor. Bu iş çığırından çıkmadan gerekli önlemleri almanız isteniyor…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, önümüzdeki süreçte İskele’den Lefkoşa’ya taşınacağınız ve aynı zamanda bu kez değil ama bir dahaki kurultayda parti başkanlığına aday olmaya hazırlandığınız konuşuluyor. İskelede olunda hem gözden hem de gönülden ırak kalınıyor değil mi? Doğrusu sizin gibi otoriter birisi partinin başına da yakışır…

Sayın Ünal ÜSTEL, bazı vatandaşların Güney Kıbrıs’ta aşılanmasından dolayı buradaki kayıtlara girmediği bunun ileride ciddi sorunlar yaratabileceği üzerine uyarılar yapılmaya başlandı. Bu konuda inisiyatifte bulunarak kayıt konusuna çözüm getirmeniz talep ediliyor…

Sayın Ersin TATAR, Asya bebek konusunda bizim devlet mekanizmasında aksaklık yaşanınca Güney Kıbrıs bunu fırsat bilerek minicik bebeği sözle sahiplenerek kendilerine göre gayet iyi bir siyaset uyguladı. Bu gibi insani konularda liderlik yapmanız ve kendilerine malzeme vermemeniz gerek!

Sayın Ahmet SOYALAN, polis teşkilatının önümüzdeki 5 yıllık sürede yeniden yapılanması için çok ciddi bir proje içinde çalıştığınızı duyduk. Umarız bu konuda yalnız kalmayıp devleti de arkanızda hissedersiniz…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, kabine üyeleri resmen sıraya girerek sizi İstanbul’da ziyarete gelmeye başladı. Belli ki uzun bir süredir buralardan uzak kalsanız da siyasetteki gücünüz hiç de azalmamış. Keyfini çıkarın deriz…

Sayın İbrahim BENTER, pek kıymetli pederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…