Genç TV’de, Genel Sekreterlerin katıldığı programa katılan Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Ersan Saner, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı sürecini, önümüzdeki 5 yılı ve Kıbrıs meselesindeki 11 şubat belgesi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ersan Saner, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 5 yılı incelendiğinde müzakereler başlığına dikkat çekti. İki toplum arasındaki görüşmenin pek de farklı çizgide ilerlemediğini belirten Saner, Bakan olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Akıncı’yı kendisinin uğurladığını belirterek şu izlenimlerini paylaştı; “Özellikle 2015 yılından sonra Akıncı göreve geldiğinde birçok kez yurt dışına giderken, kendisini uğurlarken iddialı olduğunu, çalışmalar yaptığını net gördüm... Sürecin aynı devam ettiği net bir şekilde ortada. Temele bakılınca çözüm bulunmamasının esas parametrelerinin karşımızdaki zihniyetten kaynaklandığını ortaya koymak lazım. Kıbrıs Türk halkının barışın olmasına rağmen anlaşma olmadığını biliyoruz. Mantalite eksikliği Rumların Türklerle bir şey paylaşmamak için uğraştıkları da ortaya koymak lazım. Zaten süreç içinde Rumların adayı Yunanistan’a bağlamak istemesi ve ideallerinden vazgeçmeden ilerlemeleri Kıbrıs konusunda ilerleme noktasında sıkıntı yaşanıyor. Bir de Rumların devlet olarak tanınması bizi zora soktu. Sayın Akıncı’nın bu kadar süredir uğraşlarının iyi niyetle yürütmeye çalışsa bile karşılık görmedi. Gelinen aşamada Montana’da masa Rumların üstüne yıkılmasına rağmen aynen Annan Planı’nda olduğu gibi şimdi bunlar ortadayken Akıncı’nın bile iki devletli çözüme bahsetmesi... Bundan sonraki süreçte Kıbrıs Türk halkı olarak dikkatli olmalıyız.” Programda 11 Şubat belgesiyle ilgili bir soru üzerine görüşlerini paylaşan Saner, “BM altında yapılan tüm görüşmeler federasyon görüşmesiydi” diyerek, şöyle devam etti: “Anastasiadis masaya getirilemedi, ilk seçildiği tarihte ülkesinde ekonomik zorluk var diye reddetti, sonrasında masaya dönmek için belge istedi. Bunun sonunda ‘end game’ olacağı için imzaladı. Bugün ve yarın görüşeceksek artık yeter, sonun olması lazım. ‘End game’, Eroğlu’nun ortaya koyduğu kararlılıktır. 11 Şubat belgesi bundan dolayı imzalandı. UBP bu anlaşmayı duruş koyarak imzaladı, yine aynı noktadayız. ‘End game’i oynayacağız. Bir federasyona gideceksek egemenlik halklara ait olacak. bir şey olursa bir 50 yıl da harcamayalım.” Önümüzdeki 5 yıl ve UBP Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar’ın adaylığı ilgili bir soruyu da yanıtlayan Saner sözlerini şöyle sürdürdü; “KKTC’nin kurulup yaşatılmasında en önde gelen parti olan UBP’nin adayının olması kaçınılmaz. Tatar’ın aday olması yönünde birçok hoş olmayan olaylar geliştirildi. Biz UBP olarak Cumhurbaşkanı makamını kazanabilecek, KKTC sevdası olan ve KKTC’ye inan bir arkadaşımızı layık gördüğümüzde bizim için en iyi adayın Tatar olmasından dolayı aday gösterdik. Yeni bir dönemde başkanımız Kıbrıs konusu yanı sıra anavatanla ilişkileri geliştirebilecek bir başkan adayıdır. Burada Cumhurbaşkanı başta Kıbrıs konusu olmak üzere iç ve dış sorunlarla ilgili, Cumhurbaşkanının kurum ve kuruşlarla iletişimi arttıracak bir Cumhurbaşkanı arzu ediyoruz. Bunları yaparken Kıbrıs Türk halkının güvenlik ve garantilerden ödün vermeyeceği savunabilecek tek aday Ersin Tatar. Tatar orada olurken yalnız değil. Partimizin içinde Kıbrıs konusunda uzman toplam 9 kişilik heyetle yürüyecek. Kazandıktan sonra isimleri açıklarız.”