Bize göre Türkiye’de genel seçim havasında geçen yerel seçimlerin kaderi daha 25 Mart’ta belli olmuştu.
Zira sadece Türkiye değil, Kıbrıs Türkü ve dünyanın bir çok yerinde de ortaya çıkacak olan bantlarla Tayyip Erdoğan rezil olacak ve hatta Türkiye’den de kaçacaktı.
Bu da AKP’nin sonu demekti!
Bunun cemaatin içinden çıkan bir fiyasko olduğu 25 Mart akşamı ortaya çıktı…
Ortada ne seks bantları vardı ne de başka bir şey…
Bu olay o kadar çok abartıldı ki seçmen ayakkabı içindeki milyon dolarları bile unuttu ve ortada seks kaseti filan görmeyince gitti yine AKP’ye mührü vurdu.

Bundan birkaç yıl önceydi;
İzmir’de Konak meydanında ayakkabılarımı boyatırken boyayan arkadaşa sormuştum, AKP İzmir’de nasıl gidiyor diye…
“Biz CHP’liyiz ama bundan böyle AKP’ye oy vereceğim” demişti!
Nedenini sorduğumda da, evine ilk kez AKP döneminde başta kömür olmak üzere pastırma dahil bir çok ürünün girdiğini söylemiş ve bunların hep AKP teşkilatları tarafından getirildiğini kaydetmişti…
Çünkü AKP Türkiye insanının nabzını iyi tutmuş, büyük bir çoğunluk olan fakirin üstüne oynamış ve sonuçta İzmir gibi bir yerde yüzde 40’lara varan oy almıştı…

Pazar günü yapılan seçimler Tayyip Erdoğan’ın var olma seçimiydi.
Yıllardır destek alan cemaat oylarını bir çok yerde CHP ve MHP’ye yönlendirmiş ve Erdoğan’ı bitirme operasyonu düzenlenmişti.
Ama işte Tayyip beyin yıllardan beridir fakir üzerine yaptığı siyaset en kritik bir dönemde kendisini ayakta tuttu ve çok daha güçlü hale getirdi.
Ayrıca, başta sağlık ve ulaşım gibi bir çok sektörde AKP hükümeti ayrımcılığı kaldırıp fakirin yüzünü güldürünce temel sağlam olduğundan yapı çökmedi…
Onun için AKP’yi ve politikalarını sever ya da sevmeyiz ama yiğidi öldürüp hakkını da teslim etmek en doğru olanıdır.

“Okulumuz itibarsızlaştırılmak isteniyor”

“Sayın Levent Özadam,
Sayfanızda yayımladığınız 10 maddelik Veliler şikayeti ile ilgili olarak Okul yöneticisi olarak ismim zikredildiği için kurumum ve şahsım adına cevap hakkımı kullanıyorum. Kamuoyunun bilgisine sunarım. Saygılarımla
Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi 119 öğrencisi bulunan bir okul olup neredeyse bir aile sayılmaktadır. Komşu okullarımız Lefkoşa Türk Lisesi ve 20 Temmuz Fen Lisesi, Demokrasi Ortaokulu olup gerek ses kirliliği açısından gerekse esneklik gerektiren sanat dersi uygulamaları açısından özel bir ses sistemine ihtiyaç duyulmamıştır. Anlaşılan odur ki ilgili veliler bizi öteki düz liselerle karıştırmaktadır.
2- ''Okulda bir öğretmen yıllardır derslerini; öğrencilere kompozisyon yazdırarak ve özel hayatını anlatarak geçirdi. Derslerine keyfi girmediği de oluyor. Okul idaresi sorunu örtbas ediyor ve şikâyete gelen velileri bir şekilde susturuyor'' gibi öğretmenimize ve şahsıma yapılan haksız ve acımasız suçlama ve karalama, yargısız infaz kabul edilemez. Çok iyi niyetli görmediğimiz bu suçlamalar hali hazırda denetmenlerimizin araştırma konusudur.
3-''Beden dersleri yapılmıyor'' gibi şikayet konusu olan durum, Sanat eğitimi yapılan bir okulda ''güvenli spor tesisi'' olmadığından kaynaklanmaktadır. Öğrencilerimize uygun ''Beden Eğitimi'' büyük ölçüde öğrencilerimizin üretim araçları olan başta, el, kol,ayak bacak olmak üzere beden sağlıklarına azami bir önemi gerektirir.Voleybol,Basketbol,Futbol gibi sportif faaliyetler en küçük bir sakatlıkta öğrencinin kariyerini oluşturacak olan, Piyano keman,viyola,viyolonsel,kontrbas,yanflüt,desen atölyesi uygulamaları,Yağlıboya atölyesi uygulamaları açısından ciddi kayıplara neden olabilir.Olası en sağlıklı ''Beden Eğitimi'' uygulamaları olan kültür fizik çalışmaları ve ritmik jimnastik uygun spor tesisi gerektirir ve okulumuzun böyle bir tesisi yoktur. Okul Aile Birliğimiz ve okul yönetimi bunun için çalışmaktadır.
4-''Okulda yıllardır su sorunu var. Okulun tuvaletlerinde su bitebiliyor.'' Okulumuzun su ihtiyacını karşılayan tesisat okulumuzda mevcut olmakla birlikte Lefkoşa'da genel su sıkıntısına bağlı olarak su sıkıntısı çektiğimiz doğrudur. Bir kurumu suçlarken daha ciddi olunması gerekmektedir.
5-''Okulun yol ile öğrenciler arasındaki tek engel olan ana giriş kapısı yıllardır tamir edilmiyor''şikayetinde bulunan velilerimiz her defasında tamir edilip her defasında kırılan okul kapılarının daha kalıcı olması için çalışıldığını, bunun için Genel Ortaöğretim Dairesi ile istişare içinde bulunulduğunu bilmesi için okul yönetimine sorması yeterli olurdu.
6-''Heykel öğrencileri yıllardır havasız ve rutubetli bodrumda ders yapıyor. ''
Bu konuda okul yönetimi olarak yıllardır yetkililere yeni fonksiyon odalarına ihtiyaç duyduğumuzu yazılı ve sözlü olarak bildirdik. Okulumuzun bu ders disiplinini sürdüreceği başka bir mekan bulunmamaktadır.Bu konuyla ilgili bakanlığımız nezdinde girişimlerimiz sürmektedir.
7- Okul binası girişinde ve avluda öğrencilerin gözü önünde öğretmenlerin sigara içmesine okul idaresi ses çıkarmıyor şikayeti ile ilgili olarak, Okul alanları içerisinde sigara kullanan öğretmenlerin sigara içecekleri bir alan bulunmamakla birlikte sigara içme yasağının bulunduğu alanlara uyarılar konulmuş olup buna özen gösterilmektedir.
8-Okuldaki binlerce liralık piyanolar ilgisizlikten ve sahip çıkılmadığından dolayı dökülüyor. Bu konudaki şikayet doğru değildir ve bizzat okul piyano ve müzik öğretmenleri kendi maaşlarından kesinti yaparak piyano tamir masrafı olarak kullanmak suretiyle piyanoların bakımı yapılmıştır ve yapılmaktadır..
9-Velilerin şikâyetleri okul idaresi tarafından görmezden geliniyor. Eğer okul yönetimine karşı yapılan suçlamalar ''kasti'' ve ''Kötü niyetli'' değilse velilerin hangi şikayetlerinin göz ardı edildiğinin de belirtilmesi gerekirdi. Dahası bu şikayetin kamuoyuna duyurulmadan önce Eğitim bakanlığının bilgisine getirilmeliydi.Böyle bir uygulama yerine Okul idare ve öğretmenini rencide eden bir yöntem seçildi.Bugüne kadar velilerimizden gelen her türlü haklı şikayetin konusunun üzerine gidilmiştir
10-Okulumuzda nöbet listesi uyarınca öğretmenlerimiz nöbet görevlerini yapmaktadır.
''Çok güçlü hislerle inanıyoruz ki LAGSL’nin sadece sanatçı kişiliği ile ön plana çıkan bir müdüre değil yönetici vasıflı bir müdüre ve işini şevkle yapan bir idareye ihtiyacı var.''
Anlaşılan odur ki Güzel Sanatlarda yönetici vasıflı olmayı diktatör olmakla hislerine karıştıranlar şikayet ettikleri alanlarla ilgili yeterli bilgiye sahip değillerdir. Okul velisi iseler okul çalışmalarına el vermeleri, ilgi göstermeleri bu yanlış anlamaları ortadan kaldırırdı.2000' li yıllardan bu yana LAGSL'de yöneticilik yapıyorum ve Güzel Sanatlar Lisesi'nin sadece eğitimiyle değil yüzlerce başarılı sanatsal sosyal aktiviteye imza atmış bir okul olduğu gerçeğini kimse itibarsızlaştıramaz.
Saygılarımla…”
(Aşık Mene)



MESAJ KUTUSU

Sayın Kemal DÜRÜST, Güzelyurt’ta gözünüzü bazı örgüt başkanları ile gençlik kolları başkanına dikmişsiniz. Her an büyük transferler gerçekleştirebileceğiniz konuşuluyor. Bakalım altın vuruşu ne zaman yapacaksınız?

Sayın Mustafa MERTEKÇİ, Serdar beyin gönlü iddialı olsun diye Menteş Gündüz’den yana ama sihirli 26 sayısı bozulmasın diye her an size yönelebilir. Hazırlıklarını öne yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Kutlay ERK, tüm çalışmalarınıza rağmen kadın aday konusunda çok da başarılı olamadığınızdan yakınıyormuşsunuz. Kadınlar siyasetteki çirkinlikleri iyi bildiği için bulaşmak istemiyor olabilir.

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele ve yöresinde küçük esnafın size karşı büyük bir sempatisi var. Ayrıca babanızın hatırı da azımsanacak kadar değil ama biz deriz ki bir dönem daha bekleyip alt yapınızı oluşturun. Zira gelecek vaat eden bir adaysınız.

Sayın Turgay AVCI, dün öğlen Lefkoşa’da balık-salata sefasında görülmüşsünüz. Yanında bir duble de rakı olsaydı tam olacaktı. Afiyet, bal şeker olsun…

Sayın Ejder ASLANBABA, istihdam ve sosyal konut projeniz size önemli bir oy getirebilir ama özellikle istihdam konusunda niçin düz rakam değil de 146 kişi işte onu pek anlayamadık.

Sayın Oğuz KÖSE, Büyükkonuk’ta Metin Gökalp için gönüllü siyasi danışmanlık görevini üstlenmişsiniz. Komşuluk böyle bir şey olmalı değil mi? Sakın Serdar bey duymasın olur mu?..

Sayın Hüseyin CUMAOĞLU, sizin eğitimde ne kadar değerli ve özverili birisi olduğunuz bölgede bilmeyen yok. Ama veli şikayetlerini dile getirmek de bizim görevlerimizin başında geliyor. En iyisi geniş katılımlı bir veli toplantısı yapmak.

Sayın Atilla ATAKANLI, Dikmen’de ortak aday konusunda isminiz anılmaya başlandı. Ancak bunun için önce UBP örgüt başkanlığından istifa etmeniz gerekecek. Bölgede resmen bir aday krizi yaşanıyor umarız son isim olursunuz.

Sayın Çetin GÖZTAŞI, çok yakında kendinizi UBP çatısı altında bulursanız sakın şaşırmayın olur mu? Kemal Dürüst size fena halde takmış dorumda, oltayı atmaya hazırlanıyor…

Sayın Hamit BAKIRCI, görev için çağırdığınız tüm müşavirlerin de olum cevap verip görev istemeleri olumlu bir gelişme olarak algılandı. Umarız diğer bakanlıklara da örnek teşkil eder…

Sayın Ahmet BENLİ, Gönyeli Belediyesi de borcunu yapılandırmadığı diye dünden itibaren elektrik şalterleri inmiş. 1.1 milyon TL’lik borç sizin için çok yüksek bir rakam da değil, hayırdır seçim heyecanından unuttunuz mu yoksa?

Sayın Fahri ARABACIOĞLU, DP-UG’den istifa etmeniz sizin tercihiniz ama CTP adayına yönelmeniz biraz etik dışı davranış oldu. Serdar ben gün gelir mutlaka bunun intikamını alır, bilesiniz…

Sayın Mustafa AKINCI, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için artık çizmeleri cilalamanın zamanı gelmedi mi? Diğer adaylar çalışmalarına çoktan başladı ve epey de yol aldılar. Sona kalan bilirsiniz ne olur…

Sayın Anıl ARI, Almanya Merkez Bankası’nda üç aylığına çalışma fırsatı bulduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Doktora bitince sizi kaparlarsa sakın şaşırmayın olur mu?



GÜNÜN FOTOĞRAFI



Günün Fıkrası

Daha iyi…


Çapkın futbolcu, New York ta dolaşırken gözü tuhaf bir otomatik makineye ilişir. Makinenin üzerinde garip bir yazı vardır.
"Bu işi karınızdan daha iyi beceririm."
Şaşkın bir durumda makinenin çalışmasını izlemeye koyulur. Adamın biri gelir, pantolonunun önünü açar ve vücudunun altını makineyi iyice yapıştırır, biraz bekler ve memnun, önünü ilikler gider.
Çapkın futbolcu yeteri kadar tahrik olmuş durumda makineye yaraşır, madeni bir doları delikten atar, pantolonunun önünü açar ve biraz önce izlediği adam gibi makineye yapışır.
İşte o zaman korkunç çığlıklar duyulur ve zavallı kendinin makineden kurtardığı zaman, aletinin üzerinde bir düğme dikilidir.