Yıllardır Kuzey Kıbrıs’ta belediyecilik denince akla gelen ve “marka” olarak değerlendirilen Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp ile geçtiğimiz günlerde randevulaştık. Gündemimiz malum konu...
Kayalp Başkan ile telefonda konuşurken randevu saatini mesai bittikten sonraya ayarladık. İş yapması gereken saati öldürmemek adına böyle bir talepte bulundu başkan bizde seve seve kabul ettik. Gazimağusa Belediyesine gittiğimizde bizi kapıdaki güvenlik görevlisi karşıladı. Gazimağusa Belediyesi baştan sona yenileniyor. O yüzden belediye binası şantiyeye dönüşmüş durumda. Ama ne yalan söyleyeyim eski bir bina ancak bu kadar çağdaş ve modern hale getirilebilirdi. Projeyi yapan ekibi ayrıca kutlamak gerekecek. Neyse Oktay Kayalp Başkanın yanına vardığımızda bizi makam odasında bekliyordu. Bir tek kahveciyi tutmuş. Diğer herkes mesai bitince evlerine gitmiş. Kahvecide bize kahvelerimizi yaptıktan sonra evinin yolunu tuttu. Tasarruf tedbirleri ile karşılandığımız bir belediyede başkanın söyleyecekleri Lefkoşa’dan giden bizler için çok önemliydi. İşte bu yüzden can kulağı ile dinledim Kayalp başkanı. İşte Kayalp’in belediyecilik ile ders olacak sözleri…
“10 Belediye daha sırada”
Oktay Kayalp ile söyleşimize ilk olarak Lefkoşa Türk Belediyesindeki süren grev ile başlıyoruz. Başkana göre bugün LTB’de yaşanan sorun 10 belediye daha yaşanıyor. Ancak diğer belediyeler kırsal kesim belediyeleri olduğu için pek fark edilmediğini söylüyor başkan Kayalp. “Lefkoşa büyük bir kent olduğu ve herkesi etkilediği için şuan gündemde. Oysa benzer sıkıntılarla karşı karşıya olan en 10 belediye daha var. Onlar şuan gündemde değiller. 2013 yılı ekonomik olarak zor bir yıl olacak. Zayıf olan bu belediyeler çok daha zora girecekler. Belediyelerin sayısının azaltılması soruna bir çözüm getirmez. Neticede sorumluluk alanları genişleyecek ve kapatılan belediyelerin personeli o belediyelerin sırtına yüklenecek. Günün sonunda pasta büyümeyeceği için sorunu ortadan kaldırmayacak. Hükümet 2013’te %3’lük bir artış öngörüyor belediyelere yapılan katkıda. Bu çok yetersiz kalacak. Belediyelerdeki mantık değişmediği sürece belediyeleri düzlüğe çıkartmak mümkün olmayacaktır” diyen Kayalp çözüm önerilerini ve kendisinin de bu konuda neler yaptığını anlatıyor…
“45 Bin kişiye 286 personelle hizmet”
45 Bin kişiye 286 personelle hizmet verdiğini anlatan Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp, 1995’te personeli azaltma yoluna gitmiş ve her yılda çıkanların yerine 3-5 kişi alarak yoluna devam etmiş. Toplu taşımacılığı ve çöplüğü özelleştirmiş. Park ve bahçelerde aynı şekilde. 30-40 kişinin emekli olduğu bir ortamda belediye ye sadece 4 kişi istihdam etmiş. “bugün Gazimağusa Belediyesinin bütçesinin %50’si personel giderleri için kullanılıyor. AB’de % 65 başarı kabul edilirken Gazimağusa Belediyesi bu konuda AB kriterlerinden üstte. Çok yakında Gazimağusa’ya MOBESSA güvenlik sistemi getirileceğini bu konu da da polis teşkilatı ile birlikte hareket ettiklerini söylüyor başkan. Yenilen belediye sarayında artık vatandaşın tek bir kabinden tüm işlemlerini yapabileceğini belediye binası içinde oda oda gezmekten vatandaşı kurtaracaklarını anlatıyor. MAGEM projesinden bahsederken başkanın gözleri parlıyor. Büyük bir proje. Gazimağusa’da kanalizasyon sorunu kalmamış. Çok yakında artıma tesisi de devreye girecekmiş.
“Bir dönem daha…”
Gazimağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp ile söyleşimizin bu kısmına kadar olan bir çok noktada hem fikiriz. Başkan gerçekten yönetilmesi gerektiği gibi yönetmiş Gazimağusa’yı. Siyasette uzun sayılabilecek bir süre başkanlık yaptığı kanaatindeyim. Bir dönem daha mı devam etmek istiyor yoksa artık ülke için yollara dökülmenin zamanı geldi mi? Diye soruyorum. Kayalp hiç tereddütsüz “bir dönem daha belediye başkanlığı yapmak istiyorum. Tabii partim benimle devam etmek isterse” diyor. Hem fikir olmadığımı söylüyorum başkana. Gazimağusa’ya kazandırdıkları çok ama çok önemli. Ama Kayalp gibi yerel yönetimlerde başarılı olmuş kişilerin ülkenin bütünün gelişmesi ve güzelleşmesi içinde artık bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Ve Kayalp’in artık Gazimağusa’dan çıkıp ülke için siyasette hizmet etmesi gerektiğini düşündüğümü yüzüne söylüyorum. “kısmet” diyor da başka bir şey demiyor.
Son bir not daha, çok yakında çok amaçlı bir salon devreye girecek. Her ay tiyatro getirmeyi düşünüyormuş başkan. Desenize “taaa Lefkoşa’dan Gazimağusa’lara taşınacağız” bu gidişle…




Erdinç KÜÇÜKUNCULAR: Sonunda sizde el öpme modasına uymuşsunuz ve resepsiyonda Ahmet Kaşif’in elini öpmüşsünüz.

Hüseyin KIRAL: Yeni dizi projesi nasıl gidiyor. Beklediğiniz ilgiyi görebildiniz mi?

Özdemir GÜL: Okey’de adınız gazoz ağacına çıktı diyorlar. Bu konuda kapsamlı bir açıklama bekliyoruz.

Çiğdem AYDIN: İnsan kendi doğum gününde yaş günü pastasından hiç yemez mi?

Derviş EKŞİCİ: Başınız sağ olsun. Muhterem kayın validenizi kaybetmişsiniz. Allah geride kalanlara uzun ömürler versin.

Hüseyin TURAN
: Sarayönü’nde sende tavlada gereken dersi almışsındır. Her gün sabah 10’dan 13’e kadar tavla dersler Lefkoşa Sarayönü Mardo cafede devam etmekte…

Neptün ÜNER
: Yarın akşam Merit otelde güzel bir konser verecekmişsiniz. Kulaklarımızın pası gidecek desenize..

Neriman SAYGILI:
İsmail Dümbüllü ile yaptığınız programdan sonra iki ismin tesadüf olmadığını öğrenmiş olduk.

İsmail ÖZER:
Vadili Spor Kulübüne bir el atsanız hiç fena olmayacak.

Hakan FELLAHOĞLU
: Hafta sonu seçim gezileri için aranmamışsınız. Zaten gide gide 2 kişi gitmiş o geziye de.

Sefa KARAHASAN:
Son günlerde çıkan olumsuz haberler için “bir tane olumlu bulun manşet yapacağım” diyormuşsunuz. Ben şöyleyim size olumu bir haber. Benim baklalar 15 güne verir.

Eren ALAV:
Çarşıdaki nüfus her geçen gün azalıyormuş. Zaten sineklerden de oturulmuyor bu aralar.

Özal ZAİFOĞLU:
Brezilya’ya kadar gitmişken Alex’e uğramadan gelme. Benden de selam söyle…

Enver EMİN:
Şu Fırat Aydınus için bir hap versene.. başım çalıyor valla.

Kemal ALTUNCUOĞLU
: Esnafa şu günlerde can simitti olacak kredi için imzalar atılmış. Hadi hayırlısı…

Meriç ERÜLKÜ:
No Comment

Kadri FELLAHOĞLU:
Son günlerde LTB’deki eylemleri bahane edip daha sık Lefkoşa sokaklarında sizi görür olduk. Yoksa başkanlık için sonunda “yeşil” ışığı yaktınız mı?

Ahmet Melih KARAVELİOĞLU:
LTB’deki grev devam ediyor ve sizin asansör izni de öylece bekliyor.

Mehmet ÇANGAR
: Altı üstü bir yemek ısmarla dedik hiç oralı bile olmadın patron.

Ali ÇINAR
: Sonunda çözdüm, birileri bizim bir araya gelmemiz için büyü yaptırmış. Yarın çözdüreceğim hiç merak etme.



GÜNÜN TWİTTİ

‏@melis_yaba
Kaymakam bu şekilde eylem yapma yeri sokaklar değil. Hükümet buna izin vermeyecek diyor. Hükümet var mıydı ki?

GÜNÜN SÖZÜ
" Bu eylem değil, Lefkoşa halkına hakarettir"
Lefkoşa Kaymakamı Kemal Deniz Dana

BİZİM TEMEL
Temel çölün ortasında kalmış, susuzluktan geberecek hale gelmiştir... Aşırı sıcaktan bayılmak üzereyken birden yarısı kumlara kadar gömülü bir lamba bulur. filmlerden hatırladığı kadarıyla lambayı ovmaya başlar da ne birden içinden bir cin çıkar, ve cin dile benden ne dilersen der. Temel bir an şaşırır bir iki kez yutkunur. Bana su bul, evet evet su bul çok su bul diyerek Cin’den dileğini yerine getirmesini ister. Cin bir el hareketi ile bir cam sürahi dolusu berrak, tertemiz, buz gibi, su peydah eder. Temel sürahiyi kafasına dikerek içmeye başlar ama ne içiş, içer, içer, içer ama oda ne temel içtikçe sürahi kendiliğinden doluyor. Hiç bitmiyor. Yaklaşık 10 dakikalık bir su içişten sonra cin artık sıkılmaya başlar, hadi kardeşim bizimde işimiz gücümüz var, hadi diğer iki dileğini de söyle de gideyim... Temel biraz düşünür, sürahiye şöyle bir bakar, evet der sen bana bundan 2 tane daha getir...