Geçirdiği kalp krizi sonucunda geçtiğimiz cuma günü hayatını kaybeden, 21 yaşındaki Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Mimarlık Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Onur Çoban’ın ardından tartışmalar devam ediyor.

Konuya ilişkin olarak, görüşüne başvurduğum KKTC Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü Dr. Ahmet Ulutekin kendisine haziran ayından bu yana bağlı kılınan tüm hastanelerin sürekli denetlendiğini, hastanelerin ve 112 Acil Servis ambulanslarının lastiklerine kadar kontrol edildiğini belirtiyor ancak üniversitelerin, başında bulunduğu kuruma bağlı olmadığını açıklıyor.



‘Üniversitelerin ambulans bulundurma zorunluluğu yok’, ‘UKÜ’deki araç bir ambulans değil, sağlık taşıma aracıdır’
Üniversitelerin ambulans almasına gerek olmadığını kaydeden Dr. Ulutekin, şahsi kanaatine göre, Onur Çoban’ın rahatsızlandığı an, üniversite yönetiminin ve öğrencilerin üniversiteye 2 dakika mesafede ambulansı bulunan 112 Acil Servisi’ni aramaları gerektiğini vurguluyor. Üniversitelerin kendi bünyelerinde ambulans bulundurma zorunlulukları olmadığını tekrarlayan Dr. Ulutekin, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde kullanılan ambulansın bir ambulans değil, olsa olsa hastaları ‘taşıma amaçlı bir sağlık aracı’ olabileceğini kaydediyor.
‘Ercan Havalimanı’ndaki 112 Acil Servis ambulansı 2 dakikada UKÜ’ye varabilirdi’
Dr. Ulutekin, 112 Acil Servis’e bağlı ambulansların aranılan yere, en hızlı ulaşacak şekilde konumlandırıldığını ve arama yapmak isteyen kişinin o anda cep telefonu çekmese, telefonunun şarjı bitse, hatta sim kartı takılı olmasa dahi 112’yi tuşladığında, 112 Acil’e bağlanacak şekilde hattın teknik üstünlüklere sahip olduğunu sözlerine ekliyor. Ercan Havalimanı’nda sürekli bekleyen ambulansın UKÜ’ye 2 dakika içinde varabileceğini kaydeden Dr. Ulutekin, şayet üniversitelerin kendi bünyelerinde ambulans olacaksa, her üniversitede ayrıca ameliyathane açılmasının mı savunulacağı sorusunu soruyor. Her okulda veya her otelde tam donanımlı ambulansların ve tam donanımlı revirlerin bulunmasına ihtiyaç olmadığını, dünyada da böyle bir uygulama olmadığını ifade eden Ulutekin, tıp fakültesi olan üniversitelerin bu konuda şanslı olduğunu kaydediyor.
‘Her taşıma aracının üzerine ambulans yazılmamalı’
112 Acil Servis’e bağlı 25 ambulansın Lefkoşa merkezden yönetilecek şekilde, ülkenin dört bir yanındaki istasyonlara dağıtıldığını açıklayan Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü, Kuzey Kıbrıs’taki her üniversiteye en fazla 5 dakika mesafede 112’nin bir ambulansının bulunduğuna, bu mesafenin bazen 3, bazen 2 dakikaya dek kısaldığına dikkat çekiyor. Acil ambulanslarının tam donanımlı olmasının teknik bir şart olduğunu sözlerine ekleyen Ulutekin, her taşıma aracının üzerine ambulans yazılamayacağını, tam donanımlı olmayan araçların ‘sağlık taşıma aracı’ olduğunun altını çiziyor.
‘Revirler zemin katta olmalı ancak hiçbir revir 24 saat hizmet vermez’
Üniversite revirlerinin zemin katta olması gerektiğini ancak bir revirin sunacağı hizmetlerin sınırlı olmasının gayet doğal olduğunu söyleyen Ulutekin; revirler ya da diğer adıyla ‘mediko’ ların Türkiye’de de mesai saatleri içinde çalıştığını, pansuman ve temel sağlık hizmetleri dışında başka bir rol üstlenmelerinin doğru olmadığını belirtiyor. Ulutekin, revirlerde çalışan doktorların ateş düşürmek, küçük yaralanmalar ve burkulmalar, pansuman yapmak gibi sadece küçük müdahalelerde bulunabileceğine ve rapor verebileceğine işaret ediyor; revir doktorlarının daha büyük rahatsızlıklarda hastayı bu nedenle hastaneye sevk ettiğini belirtiyor. Hiçbir üniversitenin revirinin 24 saat açık olmadığını kaydeden Dr. Ulutekin, öğrencilerin 50 Euro tutarında devlete ödeme yaptıklarını ve bu ödeme sayesinde devlet hastanelerinin öğrencilere zaten 24 saat ücretsiz hizmet verdiğini aktarıyor.
‘Tüzük ve yönetmelik yoksa bir çalışma başlatılacak’
Üniversitelerde verilecek sağlık hizmetlerine ilişkin olarak tüzük ve yönetmelik yoksa, yönetmeliklerin ve tüzüklerin oluşturulmasının ve ilgili denetimlerin, ilgili kurumlar tarafından yapılmasının zorunlu olduğunu ifade eden Dr. Ulutekin; konuyu detaylı olarak araştırdıktan sonra bundan sonra izlenecek yola ilişkin bilgi verebileceğini söylüyor. ’Tüzük yoksa bir an önce yapılmalı ve tüzüklerin üzerinde titizlikle durularak, bazı denetimler yapılmalıdır’ diyen Ulutekin, konuya ilişkin tüzük ve yönetmeliklerin araştırılması, yoksa hazırlanması için bir çalışma başlatacağı sözünü veriyor.
‘Ben de olsam bir şey yapamazdım. 112 zaman kaybetmeden aranmalıydı’
112 Acil Servis’in her öğrenci tarafından acil durumlarda aranabileceğini ifade eden Ulutekin; halkın, öğrencilerin ve idarecilerin en ufak bir sorunda dahi, vakit kaybetmeden 112’yi aramakta tereddüt etmemeleri gerektiğini vurguluyor. ‘Olay gecenin bir vakti de olabilir ve üniversite yöneticileri o anda orada olmayabilir, öğrenciler derhal 112’yi aramalıdır’ diyen Dr. Ulutekin, 112 Acil Servis araçlarında her yeri kolaylıkla bulabilecek detaylı haritaların kullanıldığını, acil ambulans şoförlerinin bile doktor kontrolünde kalp masajı yapacak şekilde özel eğitimlerden geçtiğini kaydediyor. Bazı kaza olaylarında 3-4 kişinin yaralandığını, bu durumda ambulans şoförünün de doktor kontrolünde bazı müdahaleleri yapacak şekilde eğitim aldığını belirten Dr. Ahmet Ulutekin, ‘İnanın o durumda ne hemşire, ne de ben dahil, hiçbir doktor daha fazlasını yapabilirdi. Elinde hiçbir şey yoksa, teçhizatların yoksa, defibrilatörün yoksa, yapacağınız çok bir şey yok. Ama 112 aracında gerekli tüm teçhizatlar var. Keşke 112 aransaydı…’ diyerek sözlerini bitiriyor.
Onur Çoban’ın ardından üniversitelerde verilen sağlık hizmetlerine yönelik olarak ilgili tüzük ve yönetmeliklerin derhal çıkarılması için baskı yapmak ve konunun usanmadan takipçisi olmak, başka acıların yaşanmasını önlemek için şart.