İki aylık maraton sona erdi ve Lefkoşa Türk Belediyesi seçimini ana muhalefet partisinin adayı Kadri FELLAHOĞLU kazandı. Sayın FELLAHOĞLU’nu ve partisini kutlarım. Ana muhalefet partisinin bu seçim galibiyeti bir başarıdır.

Bu seçimlerin ilgili herkese verdiği bir mesaj vardır. Seçmenin nerede ise yarıya yakını sandığa gitmeyerek bütün siyasetçileri ikaz etmiştir. Seçmeni kendi tapulu malı sanan kimileri “biz istedik de sandığa gitmediler” diye kendini avutabilir. Kimse sandığa gitmeyen seçmenden kendine pay çıkarmasın.

Ana muhalefet partisi bu seçimlerin kazananıdır. Niçin kazandığından bağımsız olarak herkes bu başarıyı kabul etmelidir. Bu başarıyı nasıl elde ettiğine baktığımız zaman iki konu önem kazanmaktadır.

Birincisi, Cumhuriyetçi Türk Partisin örgütsel gücü ve seçmen sadakatir. CTP’nin diğer partiler tarafından da örnek alınması gereken disiplinli ve örgütlü çalışma alışkanlığı, belirli bir seçmen kitlesi üzerinde etkisini göstermektedir. Bu disiplinli örgüt çalışması, seçmeni sandığa gitmek için ikna etmektedir.

İkinci önemli konu ise partinin maddi gücüdür. Kampanyanın profosyonel yönetimi, kullanılan seçim materyali ve görsel medyadaki reklam etkinliği maddi gücün göstergelerindendir. Ne kadar para harcadıklarını açıklamak onların bileceği iştir, ancak CTP kampanyası bu işin parasız olamayacağını isbat etmiştir.

CTP’nin seçim başarısında dikkati çeken diğer bir husus, son üç seçimdir nerede ise aynı sayıda seçmenin CTP’ye oy vermesidir. 2009 milletvekili seçimleri, 2010 yerel seçimleri ve 2013 ara seçimlerinde yaklaşık 7000 seçmen CTP’ye oy vermiştir. Oy oranlarına önem verenler farklı konuşssa da, son dört yıldır CTP’nin oy sayısında bir artış yoktur.


Bu seçimin tek kaybedeni hiç kuşkusuz iktidar partisidir. 2010 yılından beri yönetiminde oldukları, kurultay hesaplaşması ve kişisel ikbal için batırdıkları Lefkoşa Türk Belediyesini kaybetmişlerdir. Züğürt tesellisi misali, bir demokrasi ayıbı yaparak istifa ettirmedikleri yedi üye sayesinde, Belediye Meclisinin yarısını kontrol etmekle övünebilirler. Meclis aritmetiği onların Lefkoşalının desteğini almaları için hem bir fırsat, hem de ellerinde patlayacak bir bomba gibi, tehlikeli bir silahtır.

Sayın Başbakan Demokrat Partiyi birkaç puan fark ile geçmekten övünç duyuyor ama, ana muhalefet partisinden yediği % 10’a varan farktan bahsetmiyor. Her türlü hükümet imkanlarını kullanmalarına rağmen, Lefkoşalı seçmenin sadece dörte birinin oyunu almış olmaları onlar için tam bir hezimettir.

Ulusal Birlik Partisi, halkımızın unutmadığı baskı dönemimdeki korkutmalara tekrar başlamasına, batmış belediyede ve ondan farkı olmayan merkezi hükümette istihdam vaat etmesine, kısaca bilinen UBP yöntemlerini sonuna kadar kullanmasına rağmen 2009 milletvekili seçimlerinde ve 2010 yerel seçimlerde Lefkoşa’da aldığı oyun yarısını alamadı.

Efendim UBP seçmeninin bir kısmı bilmem kimin talimatı ile sandığa gitmemiş. Bunlar şehir efsaneleridir. Sandığa gitmeyen seçmenin siyasi rengi yoktur.

Demokrat Parti ile Toplumcu Demokrasi Partisi kazanamasalar bile, bu seçimlerden kazançlı çıkan partilerdir. TDP’nin aldığı sonuç, ilk yapılacak genel seçimlerden sonra, Cumhuriyet Meclisinin doksanlı yıllarda olduğu gibi dört partili bir meclis olacağına işaret etmektedir.

TDP oylarını artırmakla birlikte parti yönetimi bir konuda dikkatli olmalıdır. CTP için önemli bir başarı olarak görülen seçmen sadakati bu parti için hala ciddi bir handikaptır. Sayın ÇAKICI ve mesai arkadaşları, Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclisi için aldıkları oyları sandık bazında incelerse, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.

Demokrat Parti’nin bu seçimden başarısız çıktığını iddia etmek insafsızlıktır. Adayını ilk açıklamanın anketlerde yarattığı avantajı seçim sonuna kadar koruyamadığı için Demokrat Partililer üzülmesin sakın. Demokrat Parti hangi yöntemle hesap yapılırsa yapılsın, seçimden Lefkoşa’da oylarını en az ikiye katlayarak çıkmıştır.

Demokrat Partinin % 20’nin üzerinde oy alması, iktidar partisi ile arasındaki farkın sadece % 4 olması ve ana muhalefet partisinin 2009’dan beri oylarını sayısal olarak artıramaması, Demokrat Partinin ilk genel seçimlerde ciddi bir iktidar alternatifi olduğunu göstermektedir. Sayılar analiz edildiğinde bu gerçek daha yalın olarak ortaya çıkmaktadır.

Lefkoşa Türk Belediye hudutları içindeki, 2009 milletvekili seçmleri ile 2013 Belediye Meclisi oyları mukayese edildiğinde, DP’nin oy oranı (2010 da % 11.3, 2013 de % 19.9) iki misline yakın artarken, katılım oranları arasında ciddi bir fark olmasına rağmen, (2009 da % 77, 2013 de % 57) oy sayısı % 60 artırmıştır.

2010 yerel seçimlerinde Belediye Meclisinde alınan mühür sayısı (1100) ile bu seçimlerde yine Belediye Meclisinde alınan mühür sayısı (3128) mukayese edildiğinde, Demokrat Parti’nin aldığı oy sayısını yaklaşık üç kat artırdığı görülür. Demokrat Parti’nin gerçekleştirdiği bu sayısal artış görmezlikten gelinemez. Herkes hesabını ona göre yapsın.

Bu seçimlerde Demokrat Partinin en önemli kazancı hiç kuşkusuz deneyimli politkacı ve Belediye Başkan Adayı Dr. Mustafa ARABACIOĞLU’nun yanında, Belediye Meclisi için aday gösterdiği yeni ve nitelikli ekiptir. Bu ekipten seçilenler ve seçilmemiş olanlar birlikte Lefkoşa için çalışmaya devam edecektir. Bu çalışmalardan hem parti, hem de Lefkoşalı kazanacaktır.