Türkiye ile ekonomik programa imza atan İrsen Küçük biraz olsun rahat nefes aldı.
Çünkü, UBP’de yaşanan kurultay kavgası, bir ara bu programı da riske sokmuş, Ankara’dan çıkan homurdanmalar İrsen beyi epey darda bırakmıştı.
Ve bugünden itibaren artık hükümetin yeni hedefi Meclis’teki bütçe görüşmeleri olacak.
İrsen bey sırf nisap sorunu olmasın diye, UBP’li tüm bakan ve vekillere birer talimat göndererek, yurt dışı gezilerine yasak getirdi, alnının akıyla bütçenin meclisten geçmesini bekleyecek.

Peki İrsen bey bütçeyi kolaylıkla Meclis’ten geçirebilecek mi?
Onu da Ahmet Kaşif’e sormak lazım.
Geçenlerde her ne kadar bütçe görüşmelerinde sorun yaşanmayacak dese de bize gelen duyumlar çok daha başka.
Çünkü, Ahmet Kaşif kurultay sürecinde çok zor şartlarda aday oldu ve aday olmaması için perde gerisinde çok şeyler oldu, aday olduktan sonra da kazanmaması için yine Ankara dahil devletin tüm kaynakları seferber edildi.

Ahmet Kaşif ve ekibi bütçe görüşmelerinde intikam alabilir mi?
Bize alacak gibi gözüküyor.
Ama bu intikamdan daha çok ikinci tura gidilmesi için bir takım pazarlıklar yapacağa benziyor.
Yani, Kaşif gidecek İrsen beyle görüşecek ve mahkeme süreci biraz uzun olacağı için İrsen beyden mahkemeden vaz geçmesini, kurultaya gidip ikinci turun yapılmasını isteyecek.
Sonra da artık top İrsen beyin kucağında olacak.

Ahmet Kaşif, kurultay sonrasında ne demişti?
İrsen beyi genel başkan ve başbakan olarak tanımayacaklarını, hem de altını çizerek belirtmişti.
Yani Kaşif, halen İrsen Küçük’ü ne parti başkanı ne de başbakan olarak tanıyor.
Onun için bütçe görüşmelerinde ilk silah olarak kullanılacak olan da Başbakanlık bütçesinin ya geçmesini önlemek, ya da genel kurula katılmayarak, İrsen beyi muhalefetin kucağına göndermek.
İrsen bey, ikinci tur için Kaşif’e erken zamanda ikinci tur sözü vermezse, bu konuda başı epey ağrıyacağa benziyor.
Buna bir de Turgay Avcı’nın bütçede olumlu oy vermeyeceğini eklerseniz, gerisini de siz düşünün.

Peki, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bütçesi geçer mi?
Bakan Atun’un kurultaydan bir süre önce Kaşif’ten desteğini çekip, İrsen beye yanaşması, sonra da kurultaya bile katılmadan Hacca gitmesini de göz önünde bulundurursanız, Kaşif isterse, ya da İrsen beyle ikinci tur için anlaşamazsa, bu bakanlığın bütçesinin de onaylanmamasını sağlayabilir.
Aynı şey Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı bütçesi için de geçerli.
Ahmet Kaşif’e güçlü desteği ile bildiğimiz Bakan Ersan Saner de, kurultaydan birkaç gün önce, saf değiştirmiş, Trabzon gezisinde ne olduysa olmuş, istikrardan yana olduğunu açıklayarak İrsen beyin saflarına geçmişti.
Doğal olarak, Ahmet Kaşif ve ekibi bu bakanlığın bütçesinin de onaylanmaması için pek ala ki, tepki koyup İrsen beyi fena halde köşeye sıkıştırabilir.

Başbakanlık, Ekonomi ve Bayındırlık bütçesi meclisten onay almazsa ne olacağını, ya da hükümetin düşeceğini göz önünde bulundurursak, hükümetin kaderi artık tamamen Ahmet Kaşif’in inisiyatifine geçmiştir.
Kaşif cephesinde şu anda bütçe tuzakları tartışılırken, İrsen beyi çok zor bir 10 günün beklediğini söyleyebiliriz.
Küçük, birkaç güne kadar ikinci tur kararı alırsa kimse şaşırmasın.


Okur Şikayeti

Sigortalar Dairesi’nde balık kokuları!

“Sayın Özadam,
Bu sabah işimle ilgili olarak Sosyal Sigortalar Dairesi’ne gittim, Tahtalı merdivenden çıktık ve sol taraftaki Hukuk bölümünün kapıları kapalıydı içeride 3 bayan bir de bey vardı, camlı kapıdan yemek yedikleri görünüyordu.
Sekreterliğe yemek saatinde kapanıyor mu daire dedim hayır dedi , peki neden o zaman kapı kapalı dedim oda bilmem dedi benim bildiğim kapalı olmayan bir dairede dönüşümlü yemeğe çıkılır, kapı kilitlenmez. Kilitlenirse de yemek saati olur.
5 Dakika bile geçmeden memurlar kapıyı açtı. İçeri girmemle çıkmam bir oldu. Çalışanyar kutu balığı açmıştı ve oda fena halde kokuyordu, ben de koku olduğunu söyledim, hepsi aynı anda bana kızdılar.
Buradan Çalışma Bakanı Ünverdi’ye sesleniyorum. Çalışanların yemek konusunda bir genelge yayınlasınlar ve devletin dairesini böyle pis kokulara teslim etmesinler…”
(İnci TULUMBACI-Lefkoşa)




MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet KAŞİF, İrsen beye çok akıllıca ve ikinci tura ikna edecek bir tuzak kurmuşsunuz. İpler 10 günlüğüne sizin elinize geçti. Kullanın kullanabildiğiniz kadar artık. Ama parti hassasiyetini de göz ardı etmeyin ki elinizde patlamasın. İntikam soğuk yenen bir yemektir bunu hiç aklınızdan çıkarmayın

Sayın Süreyya GÜRSES,
siz de kurultay sonrasında artık Saray’a yaklaşanlar listesine girmişsiniz. Bir fırsatını bulunca meral hanımın elini öpeceğinizi söylüyorlar. Dondurmalı ekmek kadayıfı da götürmeyi unutmayın olur mu?

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Hürriyet’te çıkan manşetten sonra bakanlıkta resmen terör estirmişsiniz. İyi de yapmışsınız, böyle giderse, artık paparazzi programlarının bile en fazla reyting alan kişisi olmanız içten bile değil.

Sayın Ahmet ÇALUDA, Ali Bilgi’nin mezarı başında göz yaşlarınızı tutamayarak duygusal anlar yaşadığınız gözlemlenmiş. İnsan yaşlandıkça daha bir gözü yaşlı oluyor değil mi? Allah rahmet eylesin.

Sayın Kıvanç BUHARA, sizi haftalar öncesinden uyardık ama kale almadınız. Bu arada kafatasından başka define arama konusunda da ciddi ihbarlar geliyor. Savunmanızı şimdiden hazırlamakta yarar var.

Sayın Cemal TÜREGÜN, dün akşam Ahmet Kaşif ve ekibini Marmara örgütünde ağırlamışsınız. Kurultayda destek sözü verdiğiniz de söyleniyor. Hakkınızda hayırlısı artık.

Sayın Erdoğan MANİ, Kayıp Şahıslar Komitesine üye olarak atandığınızı biz yeni duyduk. Şimdi Derviş beye son zamanlardaki yakınlığınız daha iyi anlaşılıyor değil mi?

Sayın Mahmut ÖZÇINAR
, Belediyeler Birliği’nin çöp konteyneri ticaretine başladığı iddia ediliyor. Yerli üretici bu işe fena kızmış, ekmekleriyle oynandığını düşünüyorlar.

Sayın Derviş YÜCETÜRK, yakın dostlarınıza engelliler gününde aktif siyasete girmek istediğinizi söylüyormuşsunuz. Geç bile kaldınız. Bir ilki gerçekleştirerek ülke siyasi tarihine pek ala geçebilirsiniz. Hayırlı olsun.

Sayın Hasan BOZER, Pazartesi günü de mecliste nisap sağlanamayınca odanıza çekilip sinirden ağladığınız söyleniyor. Otorite artık tamamen elden gitti, ama ağlayarak da bu işleri düzeltemezsiniz.

Sayın Oğuz KÖSE
, İskele’nin kötü kaderini isterseniz pek ala değiştirebilirsiniz. Biraz cesaret sahibi olursanız artık o bölgede kaşarlanmış politikacılar kahvehaneden öteye gidemezler.

Sayın Tekin SÖYLEMEZ, HAK başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Derneğin özellikle 2013 yılında büyük atılımlar yapacağı hatta partileşmeye bile gidebileceği söyleniyor. Yeni oluşumlar ve yeni yüzlerin tam zamanıdır, yürüyün de korkmayın kim tutar sizi…

Sayın Sami OSMANLI, sizin de İrsen beye desteğinizi çektiğiniz ve yakında ikinci tur için tarafsız kalacağınızı açıklayacağınızı öğrendik. Siz yine de dikkat edin de okul kantinleri elinizden gitmesin.

Sayın Alihan PEHLİVAN
, canlı yayında sinek öldürürken görülmüşsünüz. İyi de sizin kanal Lefkoşa’da değil. Eğer öyle olsaydı gaz maskesi bile kullanabilirdiniz.

Sayın Ömür CANATEŞ, ilkokuldan beridir arkadaşınız olan Dağlıkoca ile önümüzdeki hafta fırın kebabı partisi vereceğinizi öğrendik. Kolestrol sorununuz yok demektir. Bu arada Cemal’in izdivaç işi de sizin elinizdeymiş. Demek ki hayırlı işlerle de haşır neşirsiniz. Büyük sevap kazanacaksınız demektir.

Sayın Aygün DORATLI, güzel sözleriniz ve övgüleriniz bize güç verdi. Teşekkür ederiz. Biz her zeminde görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda kimse bize engel olamaz. Yeter ki bizi takip etmeye devam edin.

Sayın Fevzi TANPINAR, yeni saç modeliniz epey beğenildi. Hoş kış aylarına girdik ama yine de bir bildiğiniz vardır değil mi? Sıhhatler olsun.

Sayın Fayka KİŞİ,
yakında kurabiye dükkanı açacağınız söyleniyor. Eğer gerçekleştirirseniz mutlaka haftada en az iki kere müşteriniz olacağız. Ama bu süreçte ticaret epey riskli olabilir. Aman dikkat.

Sayın Sermed EMİN
, Irak’tan sağ salim ve tek parça dönmeyi başardınız ama eliniz boş geldi diyorlar doğru mu? Sizin canınız sağ olsun.

Sayın Şükran KORAHAN, uzun bir hastalık döneminden sonra nihayet kendinize gelip bakanlığı baştan aşağıya tertipleme işlerine başlamışsınız. İyi bir temizlik operasyonu şart değil mi?


Günün Fıkrası

Yönetici ve mühendis...

Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün New York üzerinde balonla dolaşmaya çıkar.
Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.
- Pardon. Ben neredeyim acaba? diye sorar.
- Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin der adam.
Yönetici sinirlenir:
- Sen mühendissin değil mi? diye sorar.
- Evet der adam. Nereden bildin?
- Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru
fakat hiçbir işime yaramıyor.
- Sen de yöneticisin değil mi?
- Evet ama sen nereden bildin?
- Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan
yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu.