Öyle zamanlar olur ki, insanın eli tuşlara değmek istemez, yazı yazası gelmez ve her sözcük yaşananları anlatmak için yetersiz kalır
Bu yazıda böyle bir ruh hali ile kaleme alındı ama alınmalıydı.
Kendimizi günlük hayata kaptırmış giderken, iktidar kavgalarının hız kesmediği ve eylemcilerden fazla polis memurlarının meydanları doldurduğu bu ülkede sessiz sedasız bir kadın son yolculuğuna uğrulanıyor ve belkide daha niceleri daha bu yolculuğa hazırlanıyor.
****
Geçen zamana inat kadına yönelik şiddetin azalması gerekirkenher gün bir o kadar daha artıyor, artıyor, artıyor.
Devlet kadını korumakta hala yetersiz kalıyor.
Kadınlar tehdit ediliyor,şidette, tacize veya tecavüze uğruyor.
Devlet duyarsız, aile mahkemeleri yetkisiz ve polisler umursamaz davranabiliyor.
Kadın her anlamda çaresiz bırakılıyor.
Bizim kadına yönelik şideti yok saydığımız toplumumuzda şiddet göstere göstere yaşanmaya devam ediyor.
Tüm bunlara rağmen kadın öldürüldükten sonra bile yaşananların sorumlusu veya suçlusu ilan edilebiliyor.
Kadına yuva olmak için kurulan bir aile daha kadına mezar olabiliyor ve herkes buna seyirci kalıyor.
****
Bu gün hala içinde yaşadığımız toplumda kadınlardan yaşadığı hayata kannat etmesi bekleniyor.
Kadın dediğin ne olursa olsun içinde bulunduğu durumdan memnuniyet getirmeli.
Kadın dediğin asla şikayet etmemeli.
Kadın dediğin hep gülümsemeli.
Kadın dediğin mutlu olmadığında bile mutluymuş gibi davranmalı.
Kadın dediğinin hiç birşeye canı sıkılmamalı, sormamalı sorgulamamalı.
Kadın dediğin her duruma sessiz kalmalı, gıkını bile çıkarmamalı.
Kadın dediğin ona verilen rolleri her daim oynamalı.
Kadın dediğin hep başkaları için varolmalı.
Kadın dediğin dün olduğu gibi bu gün de hep üç maymunu oynamalı.
Aksi taktirde ise bir kadın da sonsuzluğa uğurlanmalı.