Yarın Dünya Kadınlar Günü. Emeği ve alınteri ile geçinen, evini sıcak bir yuva yapmak için bir ömür harcayan, bilgisi, görgüsü ve yaratıcılığı ile topluma değer katan, kadınların eşit haklar ve fırsatlar bulması için öncülük eden ve kadın dayanışmasına katkı koyan bütün kadınlara kutlu olsun.

Kadınlar eşimiz, arkadaşımız ve sevdiğimiz, kızkardeşimiz veya yakınımız ve en değerli varlığımız anamız. İş hayatında mesai arkadaşımız, iş ortağımız, az sayıda olsa patronumuz veya müşterimiz. Okulda öğretmenimiz, dairede müdürümüz, hastahanede doktorumuz veya hemşiremiz. Kısacası hayat mücadelesinde yoldaşımız.

Kadınlar hayatın yükünü biz erkeklerle birlikte paylaşırken, hayatın nimetlerinden özgürce ve eşit şartlarda bizlerle paylaşıyor mu? Kadınların eşitlik mücadelesi sadece kadınların ilgi sahasında kalabilir mi? Bu politik bir sorun mu, yoksa toplumsal yaşamın bir parçası mı?

Toplumun şekillenmesinde, sorunların belirlenmesinde, gelecekle ilgili kararların alınmasında, üretilen toplumsal kararların hayata geçirilmesinde ve toplumun idaresinde, devletin her kademesinde ve yönetilmesinde kadınlar ne kadar rol ve yer alabiliyor?

Yukarda yazdığım ve uzun bir liste halinde sıralanması mümkün olan benzer pek çok sorunun cevaplanmasında biz erkeklerin durumu nedir? Kadın sorunlarının algılanmasında ve eşitlik mücadelesinin sürdürülmesinde erkekler teşvik edici mi, yoksa engel koyucu mu? Her erkeğin bu sorulara kendince ve başkalarına açıklamasa bile vicdanına vereceği bir cevap vardır veya olmalıdır.

Atatürk’ün bize işaret ettiği çağdaş uygarlık ancak ve ancak, kadının erkeğin yanında olduğu ve eşit şartlarda hayat mücadelesi verdiği, toplum içinde saygı duyulan bir yerinin olduğu, devlet yönetiminde yer ve görev aldığı hal ve koşullarda ulaşılabilecek bir hedeftir.

Kısaca ifade edersek çağdaş toplum, kadının eşit şartlarda erkeğin yanında var olduğu toplumdur.

Demokrasi, bütün vatandaşların özgürlüğü ve eşitliğinin var olduğu, her bir bireyin temel hak ve özgürlükleri hiçbir sınırlandırma olmadan yaşayabildiği, toplumun ve devletin yönetilmesinde, karar alma sürecine serbestçe katkı koyup özgürce iradesini kullanabildiği, koşullarda vardır.

Demokrasinin gelişmesinin olmazsa olmaz koşullarından birisi de, kadının demokratik yaşam veya süreç içerisinde etkin olarak var olmasıdır. Kadının sadece seçmen kitlesi olarak kabul görmesi veya aday listelerinin süsü olarak kullanılarak demokrasi sürecinde yer alması, yeterli görülemez.

Kadın el emeği ve alın teriyle hayatını kazandığı gibi, demokrasi sürecinde de kendi gücüyle yer alabilmelidir. Erkek egemen anlayışın, siyasi çalışmalarda kadını dışlayıcı tutum ve davranışların demokratik yaşam içinde yeri olamaz. Erkekler gölge etmezse kadınlar kendi gücünü gösterecektir.

Demokratik yaşam içinde, kadının kendi gücü ile aktif olarak yer alması için, kadınların davet beklemeden ve kadınca endişelerin arkasına saklanmadan siyasal yaşamda yer almaları ve bunun için medeni cesaret göstermeleri temel öneme sahiptir. Siyasi partilerin kendi faaliyetleri sırasında kadınlara fırsat eşitliği sağlaması ve cesaretlendirmesi de, kadının siyasi yaşamda yer alması için hayati öneme sahiptir.

Kadınlara siyasi parti yönetim kademeleri ve aday listeleri için kontenjan verilmesi, her koşulda kadınlar lehine sonuç yaratmayabilir. Kontenjan verilse bile temel sorun değişmeyecektir. Doğal olan kadının kendi özgüveni, bilgi birikimi, mesleki kariyeri, yaratıcılığı ve yaşam tarzı ile, kısaca kişisel gücü ile siyasi süreç içinde yer almasıdır.

Lefkoşa Türk Belediyesi Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclisi Üyeliği için yapılacak ara seçimlerde kadın adayların alacağı sonuçlar, kadınlar, yerel demokrasimiz ve hatta KKTC siyaseti için küçük bir sınav niteliğindedir.

LTB ara seçimlerinde sadece kadın adaylara oy vererek kadınlara değer ve eşit fırsat vermiş olur muyuz? Merkezi hükümet tarafından bilinçli bir politika ile batırılmış olan LTB’ni düzlüğe çıkarmak için, kadın veya erkek, bilgi birikimi, kişiliği ve yetenkleri ile LTB’yi doğru dürüst yönetecek bir ekibe oy vermek daha mı doğru olur?

Örneğin Demokrat Parti Belediye Meclisi Üyeliği için 11 erkek aday yanında 4 de kadın adaya listesinde yer verdi. Bu listede yer alan kadınlar, cinsiyet zenginliği sağlamak için mi? LTB’nin doğru dürüst yönetilmesine katkı yapmak için mi görev aldılar? Adayların yayınlanan özgeçmişlerine ve meslek dağılımlarına bakarak bu soru çok kolaylıkla cevaplandırılabilir.

Kadının, kadınca düşünmenin ve kadın davranışlarının siyasi hareketler içinde yer alması demokrasiyi zenginleştirecek ve güçlendirecektir. Siyasi partilerin ideolojisi veya dünya görüşü ne olursa olsun kadına ihtiyaçları vardır.

KADIN TOPLUMUN YARISI VE HAYATIN ANISIDIR. KADIN OLMADAN, ÇAĞDAŞ TOPLUM VE İLERİ DEMOKRASİ OLMAZ.