Demokrat Parti için doğru bir tanımlama yapmak gerekirse, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin üçüncü büyük partisi olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. Lefkoşa Türk Belediyesi ara seçimlerinde aldığı oy oranının iktidar partisinin sadece % 4 altında olduğu gerçeği dikkate alındığında, üç büyük partiden biridir .

Partinin kuruluşundan 16 ay sonra Aralık 1993 yapılan seçimlerde, 1985 den beri ülkeyi tek başına yöneten UBP ile nerede ise eşit oy alarak en büyük seçim başarısı gösterdi. Bu başarıdan sonra oyları sürekli gerilemiş olsa da hiç bir zaman % 11 den az oy almadı. 2006 ve 2010 yıllarında iki büyük ihanete uğramasına rağmen varlığını korudu. 2012 yılından itibaren parti tekrar yükseliş trendine girdi. LTB ara seçimi de bu görüşü doğrulamaktadır.

Dokuzlar Hareketi ile başlayan süreç, Demokrat Parti’nin kurulması ile sonuçlandı. Bilindiği gibi Dokuzlar Hareketi, UBP’deki tek adam idaresine ve partizanlığa, kısaca kötü yönetime isyan hareketidir. Bu isyana katılan 9 milletvekilinin UBP’den ihraç edilmesi ile Dokuzlar Hareketi, Demokrat Parti’nin kuruluşunda çekirdek görevi gördü.

Dokuzlar UBP’den kovuldu ama, Demokrat Parti UBP’den ayrılanların kurduğu bir parti olmamıştır. Partinin kuruluş safhasında, siyasette pek çok yeni isim Demokrat Parti kurucuları arasında yer almış, Yeni Doğuş Partisi ve Sosyal Demokrat Parti de Demokrat Parti’ye katılarak Parti’ye yeni ve özgün bir siyasi kimlik kazandırmıştır.

Geride kalan sürede Demokrat Parti, bu özgün siyasi kimliğini öne çıkarabildiği dönemlerde başarılı olmuş, mevcut partilerden birine benzemeye çalıştığı her dönemde kaybetmiştir. Lefkoşa Türk Belediyesi ara seçimleri kampanyanın son döneminde yapılan, “Sağduyu çağrısı” bir başka partinin seçmenini kazanmayı amaçlamış, ama sözkonusu parti tabanının partisi etrafında kenetlenmesi ile sonuçlanmıştır.

UBP seçmen tarafından sağ veya merkez sağ bir parti olarak kabul edilmektedir. Milliyetçi bir parti olduğunu iddia etmekte, ancak bu milliyetçilik, Kıbrıs Türk Halkının Türk Milletine duyduğu mensubiyeti ve Anavatan sevgisini istismardan öteye gidememektedir. Liberal bir parti olduğunu söylemekte, ancak kamuya en fazla istihdam yapan ve yaptıkları ile rekabeti ortadan kaldıran bir ekonomi politikası uygulamaktadır. Günümüz UBP’si kişisel menfaat sağlayarak ayakta kalmaya çalışan bir parti durumundadır.

CTP ise seçmen tarafından sol veya merkez sol bir parti olarak kabul görmektedir. Partinin resmi söyleminde, “eşitlikçi, özgürlükçü ve sosyalist bir parti” olduğu iddiası vardır. Bilinen sol ideoloji ve Kıbrıs sorunu çerçevesinde, milliyetçiliği reddeden ve enternasyonalist bir parti görünümündedir. İdeolojik yapısı ile örgütsel yapısını bütünleştirmeyi başarmıştır. Merkezi hükümetteki deneyimleri sırasında kimi bürokratlar arasında ve yönetiminde olduğu Belediyelerde kadrolaşmayı başarmıştır. Merkezi hükümette ve yerel yönetimlerde “eşitlik” ilkesini hatırlamadıkları pek çok uygulaması vardır.

Bu iki ana rakip karşısında Demokrat Parti’nin siyasi duruşu, her ikisi ile de farkını açıkça ortaya çıkarmaktadır. Demokrat Parti milliyetçi bir partidir. Kıbrıs Türk milliyetçiliğini kimliğimizi belirleyen bütünleştirici bir kavram olarak kabul etmiştir. Liberal ekonomiyi ve piyasa ekonomisini benimsemiştir. Merkezi hükümette iktidar sorumluluğuna ortak olduğu her dönemde, ekonominin önünü açan ve piyasaya güven veren uygulamaların öncüsü olmuştur. KKTC vatandaşlarının “Eşitliği”ni temel ilke edinmiş, partinin küçülmesi pahasına uygulamada bunu kanıtlamıştır. “Sosyal Devlet” ve “Soyal Adalet”i gerçekleştirmek temel hedeflerindendir. Demokrat Parti için “Özgürlük” Kıbrıs Türk Halkının verdiği varoluş mücadelesinin sebebi ve Kıbrıslı Türklerin kişisel ve toplumsal haklarının korunmasının vazgeçilmez hedefidir.

BUGÜN

Demokrat Parti, bugün “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini sadece Kıbrıs meselesinde Kıbrıslı Türklerin haklarının korunmasını sağlayan bir argüman değil, eşitlik temelinde dünya ile bütünleşmemizi sağlayacak bir devlet” olarak kabul eden, tek parti konumundadır. Bu devlet Kıbrıslı Türklerin temel hak ve özgürlüklerini koruyan, katılımcı demokrasi ile yönetilen, insanı temel alarak, kişinin özgürce yaşaması ve kendini gerçekleştirmesi için çalışmasına imkan sağlayan, eşitlikçi, sosyal adaletin ve sosyal devletin gerçekleşmesini hedef alan, demokratik ve hukukun üstün olduğu bir düzen ve güvenlik sağlamalıdır.

Yukarda belirtilen ilke ve hedefler KKTC’de günümüz koşullarında sadece Demokrat Parti iktidarında gerçekleşebilir. Demokrat Parti bu bilinçle politika yapmaktadır. Bu bilinç hangi kademede görev almışsa alsın, bütün Demokrat Partililerde vardır. Bu bilinçle yönetilen Demokrat Parti’nin iktidarı, Kıbrıs Türk Halkının iktidarı olacaktır.

Demokrat Parti siyasi duruşunu, Kıbrıslı Türklerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden yana tavır alarak netleştirdiği gibi, yönetim anlayışını da herkesin anlayacağı şekilde netleştirmelidir. Partinin bu konuda çekinceli davranmasına gerek yoktur. Parti Tüzüğü açık ve nettir. Partinin hangi usul ve esaslarla yönetileceği tüzükte açıkça yer almaktadır. Parti Tüzüğü, Demokrat Parti iktidarında KKTC nasıl yönetilecekse, öyle yönetilmesine, kısaca katılımcı demokrasi ile yönetilmesine amirdir.

Siyasi rakipleri olan UBP ile CTP’nin parti yönetimlerindeki kimi uygulamalara katılımcı demokrasiyi bir hayat felsefesi olarak benimsemiş, eşitlikçi ve özgürlükçü bir partide yer olmamalıdır. UBP mücadele yıllarından kalma alışkanlıklarla hücre çalışmaları yapmaya veya kompartasyon tipi yönetime alışkın olabilir. CTP marksist geçmişinden kalan alışkanlıklarla politbüro tarzı yönetilebilir. Demokrat Parti’de istisnai uygulamar için bile olsa, bu tip yöntemlere baş vurulması halinde, partinin ve ülkenin geleceği tehlikede demektir.

Örgütlenme ve yönetim konularında bilgisi sınırlı olanlar için hatırlatıyorum. Hücre tipi çalışma, Liderin hiyerarşik yapıya uymadan, belirli bir bölgedeki bir küçük gruba görev vermesidir. Kompartasyon tipi yönetim ise örgütteki belirli birimlerin, diğerlerindan tamamen bağımsız, irtibat kurmadan ve izole edilerek çalışması ve sadece Lidere karş sorumlu olmasıdır. Politbüro tipi yönetimin en iyi örneği Sovyetler Birliği Komünist Parti’sinde görülmüştür. Bu tip yönetimde ülkenin en ücra yerindeki bir sorunun çözümünü de Politbüro bulunmaktadır.

GELECEK

Demokrat Parti geleceği kucaklamak için partinin siyasi duruşu gibi, örgütlenme yapısı ve yönetim anlayışı ile de, diğer partilerden belirli bir fark ortaya koyabilmelidir. Parti Yönetiminin bunun için birilerine para ödeyerek etüd veya araştırma yaptırmasına gerek yoktur. Parti tüzüğünün uygulanması yeterlidir.

Demokrat Partinin seçim faaliyetleri ve örgütlenme çalışmaları sırasında karşılaşılan en ciddi sorun, parti üyeliği kavramıdır. Parti üyeliği, Parti Örgütü ile siyasi kimliği belirsiz olan seçmen arasındaki sınırdır. Bunun önemi Parti Yöneticileri tarafından kavranmalı ve benimsenmelidir.

Gelecek dönemde yürütülecek parti çalışmalarının hedefe ulaştırılması için, parti üyeliği kavramına hak ettiği değer, bütün parti örgütü yöneticileri tarafından gösterilmelidir. Parti Üyeliği değer buldukça, partinin örgütlenme çalışmalarının çok daha etkin yapılabildiği ve partinin seçmen tabanının sürekli ve kalıcı bir artış sürecine girdiği görülecektir.

Gelecek dönemde Demokat Parti’nin hedefi elbette iktidar olmaktır. Ancak iktidar tek başına bir amaç değil, Parti Tüzüğüne göre “Kıbrıs Türk insanına hizmet etmek için” bir araçtır. Partinin hedeflerini gerçekleştirmek için, Parti Tüzüğünde tanımlanan “Parti Üyeleri”ne ihtiyaç vardır.

Parti Örgütünü, Parti Tüzüğündeki usul ve esaslara göre oluşturma hakkı, yetkisi ve görevi münhasıran Parti Üyelerine aittir. Bu yetki başkaları tarafından kullanıldığı sürece, Partinin Örgütlenme ve Yönetim farkı ortaya konamayacaktır. Demokrat Parti iktidarındaki KKTC Yönetiminin, vatandaşların katılımı ile gerçekleştirileceği, (Parti Tüzüğü madde 2. “Partinin amaç ve ilkeleri”) gibi, Parti Üyelerinin katılımı ile daha güçlü bir Parti Yönetimi gerçekleştirilecektir.

Demokrat Parti siyasi rakipleri ile arasındaki farkı seçmene gösterme fırsatı buldukça, seçmen tarafından daha çok tercih edilecektir. Bu fark sadece siyasi duruşu ile sınırlı kalmamalı, örgütlenme ve yönetim anlayışındaki farklar da insanımıza gösterilebilmelidir.

Menfaat dağıtımı esasına dayanan kötü yönetime alternatif arayan Kıbrıs Türk Halkının iktidar seçeneğinin sadece ideolojik saplantılar olmasına, Demokrat Parti artık müsade etmemelidir. Farkını Kıbrıslı Türklere göstermeli ve geleceğe sahip çıkmalıdır.

KIBRIS TÜRK HALKININ GELECEĞİ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’DİR. KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN GELECEĞİ, FARKINI SEÇMENE KANITLAMIŞ, DEMOKRAT PARTİ’DİR.

.