CTP’nin yeni genel sekreteri diyor ki;
“Geçmiş dönemde ben de dahil bir çok yoldaşımız hissettiği bir ötekileştirme, dışlama, kapasitesinden yararlanmak için faaliyetlere çağrılmama gibi bir hisse kapıldı…”
Bunu istediğiniz yere çekebilirsiniz…
Bir insanın hisse kapılması ne demek?
Biz şunu anlıyoruz, Kutlay bey genel sekreter olmadan böyle hisler duyuyordu ama genel sekreter olduktan sonra bunların doğru olmadığını anladı…
Makama oturduktan sonra doğaldır böyle hissiyatlar!
Peki kurultay sonrası CTP’de sular duruldu mu?
CTP üst düzey yönetimine göre duruldu ya da durulacak…
Zira onların görevleri de partiyi toplamak, sonra da ülkede yaşanan sorunlara çare üretmek…
28 Temmuz seçimlerinde aslında CTP’de büyük bir devinim yaşandı…
Klasik siyasetçilerin yanı sıra geriden gelen gençler çağdaş siyasetçi görünümünde meclise girdi…
İyi de bunlar parti içinde ne kadar söz sahibi olabiliyorlar?
Ya da söz sahibi olmalarından korkan kesimler var mı?
Var gibi görülüyor!
Bizim düşüncemiz bir yana peki partililer ne gibi fikir üretiyor?
İşte bu konuda bize iletilen çok anlamlı bir okuyucu mektubu…

“Merhaba Levent bey.
Bu Merkez Yönetim Kurulu seçimi daha görev dağılımı aşamasına geçmeden sorunlar çıkmıştır.
Tufan Erhürman ve Fazilet Özdenefe çekilmiştir.
Bu isimler siyasetin geleceği için toplumsal güven kazanmış önemli kişiliklerdir.
Aslında meselenin geçmişi Kurultay öncesine dayanmaktadır.
CTP'de ne yazık ki yeni isimleri hazmetmeyen ve partiyi kendileri ile eşdeğer gören bir grup vardır.
Bu grup seçim ya da güven kaybetse de başkalarını yıldırma ve kendi pozisyonlarını varlıklarını korumak konusunda ustalaşmıştır.
Ayrıca başka bir işleri ve uğraşları da olmadığı için onlarla baş etmek mümkün değildir.
Meslekleri CTP'de var olmaktır.
Son kurultay öncesi Niyazi Düzgün beyefendinin önerisi ile Birleşik Güçler olarak partiye katılan Sibel Siber, Tufan Erhürman, Dr. Hüseyin Erçal gibi isimlerin oy kullanma hakkı olmadığı gündeme geldi.
Amaç bu isimlerin önünü kesmektir.
Doğal parti üyesi olan bu isimlerin başarısı CTP'ye yazılırken, iş kurultaya gelince oy kullanamazlar denmiştir.
Peki Meclis'te bu isimlerin yaptığı yasalar Birleşik Güçler hanesine mi yazılıyor.
Yani bu isimler CTP'de oy kullanamıyorsa Birleşik Güçler diye ayrı bir parti mi vardır.
Asıl sebep yıldırmak, uzaklaştırmak, partiyi yine elde tutmaktır.
Asım Akansoy'u böyle aldatarak aday yaptılar.
Bu gelişmeler CTP içinde medyaya sızdırılan bilgiler ve sızdıranların kimlikleri konusunda ip ucu vermiştir.
Son dönemde CTP'de ne konuşulmuşsa gazetelere sızmıştır.
Ama gel gör ki Sibel Siber dahil Tufan Erhürman dahil bu insanlara saygısızca yapılan oy veremezsiniz girişimi nedense medyaya sızdırılmamıştır.
CTP’yi kendi malları gören ve kendileri dışında kimseye yaşam şansı vermeyenler lütfen artık bir stop pedalına bassınlar…”




Zaim: Soruşturma devam ediyor…

Toparlanıyoruz Hareketi liderlerinden Kudret Özersay, sosyal medyada 8 yıl önce Cumhurbaşkanlığı’ndaki bir yolsuzluk olayını gündeme getirmiş ve soruşturmanın akıbetini hafızalara taşımıştı…
Biz de onun açıklamalarına binaen Polis Genel Müdürü Ahmet Zaim’e bir mesaj gönderip cevap istemiştik…
Sağ olsun telefonla polis basın subayı vasıtasıyla haber gönderdi.
Bu açıklamaya göre soruşturmanın rafa filan kaldırıldığı yok.
4 ayrı soruşturma açılmış, üçü tamamlanmış.
Son bir tanesi grofoloji sonuçlarını bekliyormuş.
Sanırız bu Türkiye’de yapılıyor ve uzun da bir zaman alıyor.
Paylaşmak istedik…



Irmak Beyler’in ölümü!

Genç yaşta hayatını yitiren Irmak Beyler’in polis raporuna göre ölüm nedeni kalp krizi olarak belirlenmiş.
Beyler, kız kardeşi ile birlikte Cuma sabahı 04.00’de karın ağrısı şikayetiyle Mağusa Devlet Hastanesi’ne gitmiş muayene olmuş.
Burada kalp grafiğini de çekmişler ve eve göndermişler…
Rahatsızlığı devam edince de Mağusa’da bir kalp doktoruna görünmüş, orada da kalp grafiği çekilmiş ve evine gönderilmiş.
Cumartesi günü hakkın rahmetine kavuştu, Allah rahmet eylesin…
Ama bu konuda bize gelen duyumlar var;
Mağusa hastanesinde çekilen kalp grafikleri kayıtlara geçmemiş!
Bu bilgi bize hastaneden bazı yetkililer tarafından ulaştırıldı.
Bu yüzden kafamız karıştı, 2009 yılında da kalp krizi geçiren bir hastanın kalp grafikleri kayıp mı yoksa birileri tarafından kasıtlı olarak mı gizlendi?

Günün Fotoğrafı


MESAJ KUTUSU

Sayın Reşat AKAR, Diyalog Gazetesi’nin okurlarına verdiği ajanda epey rağbet gördü de resmi tatil günlerinde 15 Kasım ve 20 Temmuz bayramları es geçilirken Rumların Ohi günü ve yortu günlerinin verilmesi biraz tepki aldı. Böyle bir detay gözünüzden nasıl geçti çok şaşırdık doğrusu.

Sayın Ahmet GÜLLE, hastanelerin temizlik ve çamaşır ihalelerinin 5 yıldır aynı şirketlere verilmesi ve ihaleye çıkılmadan sözleşmelerin uzatılması diğer bazı firmalar tarafından haksız rekabet olarak değerlendiriliyor. Şaibe olmasın diye dikkatinize getirmeyi uygun bulduk.

Sayın İsmet AKİM, Kıb-Tek yönetim kurulu başkanı olur olmaz ilk talimatınız elektrik faturalarını ödemeyenlerin sayaçlarını sökülmesini istemişsiniz. Gariban vatandaşı umarız bu soğuk günlerde biraz olsun kayırırsınız…

Sayın Önder SENNAROĞLU, son günlerdeki elektrik arızalarını ortaya çıkarmak epey zor oluyormuş. Vatandaş soruyor yine CTP döneminde kuruma kazandırılan SCADA sistemi devre dışı mı kaldı? Bir araştırın bakalım…

Sayın Ahmet ZAİM, Cumhurbaşkanlığı’nda geçmiş yıllardaki yolsuzluk olayı konusunda hassasiyetinizden ötürü teşekkür ederiz. Bu arada emeklilik gününüz geçmiş yeni atamayı bekliyormuşsunuz. Bu hafta mutlu sona ulaşacaksınız, sağlıklı ve huzurlu bir emeklilik hayatı dileriz.

Sayın Hüseyin YENİGÜN, Mehmetçik Belediye Başkan adaylığı için kulislere başladığınızı duyduk. UBP’den en az iki aday adayı olduğu söyleniyor. Partinin gözüne giren adaylığı kapacak gibi görülüyor.

Sayın Hüseyin Avkıran ALANLI, yapılan anketlerde İskele belediyesinde hep birinci sırada çıkmışsınız. Bundan sıra artık Serdar beyi kandırmaya kaldı. Onun da bu konuda son günlerde epey yumuşadığı görülüyormuş.

Sayın Ahmet CENNETOĞLU
, partinizin geneli yerel seçimlerde Avkıran’ı ön plana çıkarırken siz de aksine Halil Orun’a destek atışı yapıyormuşsunuz. Yakında aforoz edilirseniz şaşırmayın olur mu?

Sayın Ali NİZAM,
İlköğretim Dairesi Müdürlüğünüz için yazılar yazılmış onay bekliyormuş.Yeni yıl için iyi bir hediye olacak değil mi? Hayırlı uğurlu olsun…

Sayın Metin GÖKALP, Büyükkonuk belediye başkan adaylığı için bir parti tarafından gözlem altındasınız. Yakında kapınız çalınacak ve görüşmeler başlayacak. Bir önceki seçimlerde aldığınız başarılı sonuç size olan rağbeti arttırıyor.

Sayın Bekir AZGIN, CTP kanadından TAK yönetim kurulu üyeliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Sizin gibi deneyimli ve akil insanların ajansa büyük katkılar yapacağından hiç kuşkumuz yok.

Sayın Ozan CEYHUN,
kim kimden niçin özür dileyecek pek anlayamadık doğrusu. Daha geniş ve detaylı bilgi verirseniz seviniriz. Türkiye’de ki olaylar sizi çok fazla etkilemişe benziyor…

Sayın Hasan SADIKOĞLU, Halil Orun söz verdiği gibi bir kez daha aday olmazsa UBP’de gözlerin size çevrileceğini öğrendik. Bu sıralar halkın içine daha fazla girmekte yarar var. Sizin bölge insanı başkanını hep yanında görmek ister…

Sayın Serdar DENKTAŞ, Spor Dairesi’nde son 3 yıldır işe gitmeyen bir çalışanın olduğunu biliyor muydunuz? Çalışanları artık bir takım adaletsiz uygulamaların son bulmasını istiyor bizden iletmesi…

Sayın Aykut ÜRETİCİ, başhekim olduktan sonra Mağusa Hastanesi’nde gözle görülür şekilde iyileştirme gözlemlenmiş. Siz yine de Irmak Beyler’in ölümünü bir mercek altına alın bakalım. Bazı işlemlerin kayıtlara geçmediği söylentileri var…




Günün Fıkrası

Delikanlı maymun…

Maymun kurmuş çilingir sofrasını ormanın orta yerine, külhanbeyliği yapıyor.
O sırada zürafa oradan geçiyormuş, sormuş:
- “Vay maymun kardeş, nasılsın?”
-”İyiyim be anam, içiyorum içiyorum aslanı dövüyorum.”
Zürafa tırsmış ve uzaklaşmış. Derken zebra geçmiş, o da sormuş:
- “Selam maymun abi, ne var ne yok?”
-”N’olsun be gülüm hep aynı; içiyorum içiyorum aslanı marizliyorum.”
Zebra da uzaklaşmış oradan. Bu kez köstebek, geçerken sormuş:
- “Maymun ya ne haber?”
-”İyilik koçum içiyorum içiyorum, Allah ne verdiyse girişiyorum aslana!”
Köstebek de sıvışmış.
Ancak böyle böyle derken, olanlar aslanın kulağına gitmiş ve aslan o tarafa doğru yola koyulmuş. Çıkmış maymunun karşısına:
- “Eee anlat bakalım maymun efendi, ne var ne yok?”
Maymun hemen kendine çeki düzen vererek yanıtlamış:
- “N’olsun be abi, içiyorum içiyorum abuk subuk konuşuyorum.”