Kıbrıs sorunu çözüm müzakerelerinin bu kez Kıbrıs’ı birleştirmesi beklenirken Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin en büyük yüzölçümüne sahip belediyesinin Girne olacağı öngörülüyor.

Çözümle birlikte Lefkoşa ve Mağusa belediyelerine bağlı alanlarda ciddi oranda bir daralma yaşanacakken Girne, Karşıyaka’dan Esentepe’ye dek genişleyecek.

Atık yönetiminden ulaşıma, sürdürülebilir şehircilik ve çevre yönetiminden imar ve planlamaya kadar yerel yönetimlerin AB’nin belediyecilik anlayışına göre dizayn edileceği böylesi bir süreçte, Girne’yi yönetecek yeni belediye başkanının kaynakları rasyonel kullanabilecek, AB Müktesebatı’nı yerel yönetime uyarlayacak birikime ve vizyona sahip olması gerekecektir.

Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin en büyük şehrine dönüşecek olan Girne, aynı zamanda AB’den yüklü fonlar alacak bir konuma erişecektir. AB Sayıştayı olarak da bilinen Avrupa Hesap Mahkemesi’ne hesap verecek bir belediyeye başkanlık edecek yöneticinin daha önce herhangi bir usulsüzlük yapmamış olması esastır.

Yapılacak yerel seçimlerde CTP-BG’nin Girne Belediyesi’ne göstereceği adayın, çözüm koşullarında AB mevzuatının gereklerini uygulayabilecek bir yönetim anlayışına sahip bir aday olması kaçınılmazdır.

Çözüm ve AB vizyonunu savunan bir partinin belediye başkan adayları arasında halihazırda başkanlık yapan adaylar olacaksa, bu adayların başkanlıklarını yürüttükleri belediyelerin hesap denetimlerinde Sayıştay tarafından mevzuata aykırı bulgulara rastlanmamış olması gereklidir.

Yok eğer mevzuata aykırı hareket ettiği tespit edilen belediye başkanları tekrar aday olarak gösterilecekse, bu durum CTP-BG’nin çözüm ve AB vizyonuyla derin bir çelişki yaratacaktır.