Gündeme oturunca bir kez daha şart oldu!
10 sene kadar önce Lefkoşa'da apartmanda otururken komşularım değişmişti...
Kılığı kıyafeti düzgün temiz ve beyaz yüzlü 30 yaşlarında bir genç arkadaştı!
Tahsilliydi, konuşurken güzel Türkçe kullanıyordu, ilk bakışta tam puan verilecek bir yapısı vardı...
Yardımseverdi çünkü bir gün elimdeki poşetler çok olunca ikisini almış ve bana yardım etmişti!
O sıralar hep KKTC'ye doktora yapmaya gelen ya da burada büyük bir kuruluşta yöneticilik yapan bir izlenim yarattı bende...
Sonra bir kaç kişi gelmeye başladılar eve!
Ama ondan başka kimse bana asansörde bile selam vermiyordu...
...
Bir Cumartesi günü komşunun evinin önünde ayakkabı ve terlik sayısı onlarcaydı...
Dışarıya yansıyan seslere kulak kabarttım, sadece bir kişi konuşuyordu, sesi gayet kibar ve ılımlıydı!
Merak bu ya benim evin kapısını açık bırakıp karşı daireden çıkacak olanları görme ihtiyacı hissettim...
2 saat beklemeden sonra kapı açıldı yaşları 12-20 arasında 15 kadar çocuk ve genç çıktı, kapı önündeki ayakkabılarını giyen daireden ayrıldı!
Aralık kapıdan ise bir yazı tahtası ve yerdeki minderleri gördüm sadece...
O zaman kafamda bir şeyler oluşmaya başladı!
...
Ev boşaldıktan sonra komşunun kapısını tıkladım, o temiz yüzlü genç açtı...
İçeri girdim, yazı tahtası ve yerdeki minderler yoktu girişteki salonda!
İki koltuk, bir sehpa, temiz bir odanın içindeydim...
Hiç gecikmeden gördüğüm kalabalığı sordum merakla!
"Öğrenci arkadaşlar" diye cevapladı ve sonra sustu...
Sonra ben sormadan o söyledi tedirgin bir ses tonuyla!
"Güzel şeyler öğretiyoruz burada ağabey" diye ekledi...
İnsanlara sevgiyi, yardımlaşmayı, ahlaklı olmayı ve büyüklere saygılı olmayı!
Ama ertesi gün o daireden taşındıklarını öğrendim...
...
Sanırım cemaat içindeki 'abi' dedikleri kişilerden birisiydi kendisi...
Özellikle bıyığı terlememiş delikanlılar seçiliyor, haftanın belirli günlerinde dersler veriliyor ve 'güzel' şeyler öğretiliyordu!
Demek ki yıllar önce öğretilen 'güzel' şeyler yıllar sonra devletin temeline dinamit koyabilecek cürete sahip olmayı öğretmekti onlar için...
Benimle onlarla tanışmam böyle oldu ve şimdi o 'güzel' denilen şeylerin aslında nasıl 'çirkin' şeyler olduğunu öğretti!
İşin ilginci KKTC'nin çeşitli merkezlerinde böyle hücrelerin olduğu biliniyor ama nedense bir türlü önlem alınmıyordu, içeride neler döndüğü kimse tarafından sorgulanmıyordu!
Çünkü liderleri o zaman sadece Türkiye'de değil burada da saygın bir kişiliğe sahipti...
Övgüler döşenirdi sürekli olarak...
…
Kimse bir tedbir almayancı ne oldu…
Burada okul sahibi oldular!
Yurt sahibi olup gençlerin beyinlerini yıkamaya devam ettiler…
Bakanlık onaylı dershaneler kurdular!
Buradaki bazı üniversitelerle adları anıldı…
Daha akalım bilmediğimiz nerelere girdiler!
Kimlerin beyinlerine zehir saçtılar…
Onun içindir benim korkum!
Ne zaman kimin karşılarına çıkacaklar, ne tür bir eylem yapacaklar hep muallakta konulardır…
…
Hükümetin dün Fetö’yü terör örgütü ilan etmesi geç de olsa doğru karardır…
Ama ne gariptir ki yıllarca burada Hoca Efendi diye kendinden övgüyle bahsedilen, eğitim dışında siyasilere de bulaşan, bazıları tarafından önünde düğme iliklenen hoca artık bundan böyle terör örgütünün başı haline gelmiştir!
Bu nedenle kimse Türkiye’de olur ama bizde olmaz sakın demesin…
Aksine yıllardır bu yönde hiçbir önlem almayan siyasi erk geçmişte yaşananları ve ona ölürcesine bağlı olanları ortaya çıkarmak için tüm güvenlik güçlerini hareket geçirmeli ve en kısa zamanda da sonuca ulaşmalıdır!
Kim bilir zamanın ‘abi’leri şimdi ne kadar çok daha büyük suç potansiyeli haline gelmişlerdir…
Alt yapı gerçeği!
Lafım ‘suyu biz yönetiriz’ diye böbürlenenleredir…
Daha doğrusu olaya siyasi boyut kazandırmak isteyenlere!
Türkiye’den suyun gelip bazı bölgelere verilmesi bile biz de sadece çok miktarda laf ebesi olduğunu göstermiştir…
Gelen su bir türlü bölgelere sağlıklı olarak ulaşamamaktadır çünkü alt yapı denen illet şimdi kendini göstermiş ve olay tam manasıyla bir komediye dönüşmüştür!
Bir de şu soru var hep kafamda;
Özellikle belediye başkanları yaptığı açıklamalarda hep sudaki kaçaklardan bahsetmektedir…
Dolayısıyla kaçaklar göz önüne alınıp ona göre fiyatlandırma yapıldığı söyleniyor!
İyi de onların işi ne…
Ya da şimdiye kadar o kaçakları onarmak için neyi beklediler!
Kadın Sığınma Evi şovu!
LTB Başkanı Mehmet Harmancı Kadın Sığınma Evi konusunda müjdeyi vermişti…
Başkent’e yakışan da buydu!
Ama bize gelen duyumlara göre bu işi epey aceleye getirmek isteyenler var belediyenin içinde…
‘Hemen şimdi’ diyorlar!
Lefkoşa Surlariçinde bir binanın sığınma evine çevrilmesi için bastırıyorlar…
Acaba gerçekten kadınları düşündükleri için mi!
Yoksa bu işi siyasi bir şova dönüştürüp bir adım önde gözükmek için mi…
MESAJ KUTUSU
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Fetö’yü terör örgütü ilan ettikten hemen sonra KKTC’de iki iş adamının ismi anılmaya başlandı. Bu olayın artık şakası kalmadı vatandaş korkulu bir şekilde ülkede olacak olan olayları beklemeye başladı. Ciddi şekilde önlem almanız gerekiyor!
…
Sayın Kürşat KUNTER, KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Umarız siz de eski başkan yardımcısı gibi birkaç ay sonra pılıyı pırtıyı toplayıp mekan değiştirmezsiniz!
…
Sayın Kemal YILMAZ, İskele Kaymakamı olarak bölgede mühürlenen turistlik tesisler konusunda bölge halkı adalet ve eşitlik istiyor. Bazı işletme sahiplerinin siyasi güçlerini kullandıkları ihbarları alıyoruz!
…
Sayın Enver HOCA, Kalkınma Bankası yönetim kurulu üyeliğine atandığınızı memnuniyetle duyduk. Zira ekonomi ve ticaret konusunda uzman olma özelliğinizle biliniyorsunuz. Hayırlı ve uğurlu olsun inşallah…
…
Sayın Emin İLGEN, darbe girişiminde sonra TC Elçiliği önündeki destek mitinglerini kaçırmadığınız görülüyormuş. Bu süreçte destek vermeyeceksiniz de ne zaman vereceksiniz değil mi!
…
Sayın Mehmet HULİSİOĞLU, bazı çevreci sivil toplum örgütlerinin Hz. Ömer projesini mercek altına aldığını biliyor muydunuz! Çok yakında kapınızı çalacaklar diye duyduk. Şimdiden hazırlıklı olun istedik!
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, gazete yöneticileri destek kararının hangi aşamada olduğunu sormaya başladılar. Bazıları için durum gerçekten de içler acısı ve daha fazla gecikmeden bu işi bağlamanızı istiyorlar!
…
Sayın Ersan SANER, Engelli Dairesi’nin kurulma kararı alındığı ülke genelinde memnuniyetle karşılandı. Umarız bu kez proje güme gitmez de artık engelli vatandaşlarımızı kucaklayan bir devlet makamı oluşturulur!
…
Sayın Fırat ATASER, bir zamanlar neredeyse boğaz boğaza geldiğiniz ve mahkemelik olduğunuz bir tesisle şimdi ticari ilişkilere başlayıp al gülüm ver gülüm pozisyonu yaratmışsınız. Büyük balık hep küçük balığı yutar değil mi!
…
Sayın Hasan ÖZTAŞ, Türkiye’de yaşanan hassas gelişmeler nedeniyle kültür ve sanat festivalini iptal ettirmeniz kimi bölge halkı tarafından onaylanırken esnaf kesimi küplere bindi. Bakalım aradaki dengeyi nasıl koruyacaksınız!
…
Sayın Özdemir BEROVA, ülke genelinde madem ki 100 tane öğretmen açığı var bunu bir ay içinde muhakkak sonuçlandırıp yeni eğitim yılına sorunsuz başlamanız gerekiyor. Maliye’nin elini cebine sokmasını da artık siz sağlayacaksınız…
…
Sayın Sezai SEZEN, Lefkoşa’ya kadar gelip de buradaki bazı dostlarınızı ziyaret etmeyince sitem dolu mesajlar geliyor. Onlar sizden lokum filan da istemiyorlar, bir acı kahve içmeye ne dersiniz acaba!
…
Sayın Soner KARASALİH, yakın dostlarınızla kim daha büyük balık tuttu yarışına girdiğiniz söyleniyor…Özellikle Göçmenköy’de balıkçıları gözlem altına alın deriz. Bu bölgedeki dostlarınızın her türlü tezgahı çevirebilirler…
…
Sayın Alp AYDINOVA, müşavirlik sizi epey yaramış olsa gerek ki maşallah yanaklarınız iyice tombullaşmış diyorlar. Bu arada spor yapmayı da ihmal etmeyin deriz. Artık yaşın kemale erdiği bir dönemdeyiz değil mi!
…
Sayın Rauf ATAÖV, sizin kuzu çevirme sözünün artık bekledin de gelmedin şarkısına döndüğünü söyleyen dostlarınız var! Size tanınan opsiyon bitmek üzere haberiniz olsun istediler…
…
Sayın Taner ULUTAŞ, muhterem eşinizin sağlık sorunları yaşadığını üzülerek öğrendik. Ama ne mutlu ki yıllardır kendisine tapan ve yürekten bağlı bir eşe sahip. Acil şifalar diliyoruz, eminiz ki aradaki sevgi en büyük ilaç olacaktır…
