Aslında iddia olmasını çok isterdim…
Çünkü iddia olduğu için her zaman bir umut vardır!
Bekleyiş süreniz olur önünüzde…
İçinizden dua edersiniz, iddiaların gerçek olmadığına inanmaya çalıştırırsınız kendinizi!
Çünkü inanmak çok güçtür, ardından hayal kırıklıkları gelecektir…
Umutlu bekleyiş sürer, ama içiniz hep tedirgindir!
Acaba soruları geçer kafanızdan…
Ve gerçek ortaya çıkınca yıkılırsınız!
Çünkü artık iddia, iddia olmaktan çıkmış ve gerçeğe dönüşmüştür…
Sivil Savunma Teşkilatı’nın iki eski başkanının Türkiye’deki darbe girişiminde yer alması artık iddiadan çok öte kesinlik kazanmıştır…
Şimdi her ikisini de hiç tanımasam belki bu kadar koymazdı bana ama daha bir hafta önce yolcu ettiğiniz, kucaklaştığınız bir kişiyi bir hafta sonra darbeci olarak okuduğunuzda inanması öyle güç ki!
Maalesef ki gerçek bu…
Daha izinli olduğu halde hem de çok büyük bir görev sorumluğu alıyor!
Komutanını esir alma görevinde…
Baba şefkati gördüğü bir üstünü silahlı saldırıyla teslim alan grubun içinde yer alıyor!
Komutanının eşinin de olduğu sırada silahlı çatışmaya giriyor…
Nasıl bir ihanettir ki bu!
Sadece lanetlerim…
İki dönem önceki başkan da ihanetin, hıyanetin elamanlarından çıktı…
Onu da güle oynaya uğurlamıştık görev süresi bittiğinde!
Helalleştik, sırtını sıvazladık ve gönderdik…
Beyefendiydi, güler yüzüydü, babacan bir tavrı vardı!
Yanılmışız…
O da darbe girişiminde büyük bir sorumluluk almıştı üstüne!
Görevi Genel Kurmay Başkanı’nı teslim almaktı…
Ekmeğini yiyip suyunu içtiği kocaman güçlü bir kurumun en başındakini ele geçirme görevi verilen bir çetenin elamanlığını kabul etmişti!
Olay gecesi görevini yaptı da…
Ama ilahi adalet bu!
Televizyonda duvara sırtı dönük halini görünce önce gözlerime inanamadım, sonra acı gerçekler…
Ha keşke iddia olsaydı bunların hepsi de…
Bu devlete, bu millete, ekmek yedikleri kuruma ihanet etmeselerdi!
Daha da önemlisi ailelerine yaptılar ihanetin en büyüğünü…
Düşünürüm de hep onları düşünürüm, hadi bunlar vatana ihanet suçlamasıyla ömürlerinin büyük bir bölümünü hapiste geçirecekler, zerre kadar acımam!
Peki ya ardında kalan gözü yaşlı eşleri…
Her zaman baş tacı ettikleri candan öte evlatları!
Anlamak çok güç…
İnanmak da öyle!
Ama gerçek bu…
 
 
 
Bir garip tören!
 
Zaten hükümet karar almış ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dışındaki törenlerde askeri geçit törenlerinin kaldırılacağını açıklamıştı…
Türkiye’deki darbe girişimi bu işin çabuklaştırılmasını sağladı!
Dün eskilerinden farklı bir tören düzenlendi…
Öğrenciler vardı, askerler vardı ama tanklar tüfekler yoktu!
Maddi külfet dediler gerekçe olarak…
Siz inandınız mı bilmem ama ben inanmadım!
Ha keşke şeffaf olup kıvırmasalardı…
Bundan böyle Rum kesiminde toplar tanklar geçecek ama bizde bitti artık!
Barış adına mı…
Yaksa başka şeyler mi var ardında!
Ama dün çok değişik bir tören oldu, gidenler şaşırdı…
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vardı tören alanında…
Konuşmaları dinlediler, öğrencileri izlediler!
Tam askerler geçerken ikisi birden tören alanını tek ettiler…
Neydi acaba vermek istedikleri mesaj merak ettim doğrusu!
 
 
Kıb-Tek’te sisteme çomak!
 
Kıb-Tek çalışanları imzasıyla yönetimde yaşanan bir takım sıkıntılar dün bizim sayfamızda da olmak üzere bir çok basın yayın organında yayınlandı…
Bir de diğer tarafı dinleyelim dedik!
Onlar da kendilerince perde gerisinde yaşananları anlattılar…
Sisteme çomak soktuklarını kurum içinde değişimden yana olmayanların rahatsız olduklarını ve basında bu tür haberlerin yayınlattırıldığını ifade ettiler!
En önemlisi de ihalelerde yaşanan değerinden çok yüksek verilen fiyatlar konusunda çeşitli uyarılarda bulundular…
Demelerine göre;
Kurumda sistem öyle kurulmuş ki örneğin 10 liraya çıkılması gereken ihale iki üç kat daha fazlaya çıkıyormuş!
İşte sırf bu yüzden değişim istemediklerinden dolayı büyük rahatsızlık içinde olduklarını belirttiler!
Terfi konusuna gelince…
Burada da yıllardır büyük adaletsizlikler yaşandığını, kendine yakın olanlara iki senede bir terfi verilirken, bazılarına 10 yılı geçtiği halde terfi vermediklerini ve adaletsiz davrandıklarını iddia ettiler!
Bu arada iki hükümet partisinin yöneticilerinin önceki gün Başbakan huzurunda bir toplantı yaptıklarını yönetimde sorun yaşanmayacağını da dile getirdiler…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Sibel SİBER, 20 Temmuz etkinlikleri nedeniyle Türkiye’den gelen devlet büyükleri dünkü törende askerler geçmeye başlayınca ansızın tören alanını terk ettiler! Size göre bu bir protesto muydu! Yoksa uçaklarını kaçırmamak için mi acele ettiler!
Sayın Mehmet HARMANCI, su fiyatlarının belirlendiği önceki akşam toplantıda tartışma çıkınca salonu yine terk etme girişiminde bulunmuş ama ikna edilerek salonda kalıp oy kullanmışsınız. Hayırdır yine ne yaptılar da sigortaları attırdılar sizin!
Sayın Cengiz ERÇAĞ, son bir haftadır Vakıflar Bankası’nda çeşitli tartışmaların yaşandığını ve bazı isimlerin borçlarının silinmesi yönünde baskılar yapıldığı yönünde ihbarlar geliyor. Şu uyanıkları ve baskıcıları bir paylaşın hele bizle…
Sayın Osman KORAHAN, öğretmenlerin hazırlık ödenekleri konusunda bir iriyle çelişen kararlar alınınca doğal olarak kafalarda çeşitli soru işretleri de doğmaya başladı. Konuyla ilgili kamuoyunu aydınlatmanız bekleniyor!
Sayın Kemal Deniz DANA, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin vatandaşa ayrılan park yerinin hastane binasına olan uzaklığı şikayet konusu olmaya başladı. Özellikle yaşlı insanlarımız için yeni bir formül bulmanız isteniyor…
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, bazı üst rütbeli subayların polis teşkilatının yönetiminde huzursuzluk olduğu söylentilerini etrafa yaymaya çalıştıklarını biliyor muydunuz! Çok büyük ihtimalle üst düzeyde bir iletişim sorunu yaşanıyor gibi geldi bize!
Sayın Serdar DENKTAŞ, partinizin Güzelyurt örgütünde bir takım sıkıntılar yaşandığı ve bunun da parti tabanına olumsuz olarak yansıyabileceği iddiaları yapılmaya başlandı. Bakanın bölgeyi ziyaretinde bile organizasyon olamadılar diye duyduk!
Sayın Zorlu TÖRE, Türkiye’de yaşanan darbe girişimi ve KKTC’deki tören değişiklikleri konusunda biraz fazla sessiz kalmadınız mı! Sıcakların rehaveti mi bastırdı yoksa ara sıra sessiz kalma moduna mı geçtiniz!
Sayın Hasan TOSUNOĞLU, Ahmet Kaşif’in oğluna verildiği iddia edilen yüksek miktardaki kredi konusunda artık resmi bir açıklama zamanı geldi gibi gözüküyor. Basında çıkan çelişkili haberler vatandaşın da kafasını hayli karıştırıyor…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Türkiye medyası KKTC’yi artık tamamen Fetö’nün yuvası olarak göstermeye başladı. Bu hem turizme hem de üniversitelere olumsuz olarak yansıyabilir.
Sayın İsmet ESENYEL, Turizm bütçesinin iki katına çıkarılması isteğini bu kadar yüksek sesle dile getirmeseydiniz ha keşke! Zira musluk  daha tam açılmadığı için maddi sıkıntılar hala devam ediyor. Artık elinizdeki ile idare edecekseniz başka çareniz yok!
Sayın Aslan BIÇAKLI, asgari ücretin itirazlara rağmen değişmeme kararından sonra sizden çük sert bir açıklama bekleniyordu ama sanırız siz de uzun bir tatile çıktınız. Yine de güneşte fazla kalmamama özen gösterin olur mu!
Sayın Aydın AKKURT, belli ki artık yaşlı kurt olmaya başladınız. Gazetenin daha ilk gününde 3 sene öncesinin tarihinin olması büyük talihsizlikti. Teknik isimleri biraz daha güçlendirmekte yarar var. Hayırlı olsun…
Sayın Katip DEMİR, yıllardan beridir geleneksel hale gelen panayırın bu sene yapılmayacak olmasına tepki mesajları gelmeye devam ediyor. Özellikle esnaf kesimi bu tür etkinliklerde biraz olsun nefes aldıklarını ifade ediyorlar…