Lefkoşa Türk Belediyesinde kaçınılmaz hale gelen erken Belediye seçimlerinde bağımsız veya tarafsız bir şahsın Başkanlığa seçilmesi kimi çevrelerin arzusu veya beklentisidir. On yılı aşkın bir süredir KKTC siyasetinin iki büyük partisinin devr-i iktidarlarında yarattıkları hayal kırıklıkları ve yaptıkları partizanlıklar malum. Bunun doğal sonucu olarak insanımız büyük bir umutsuzluk içinde. Partizanlıktan bıkan insanımızın partisiz birinin yönetimini istemesi bu koşullarda normal karşılanabilir.

KKTC devlet yönetiminde bırakın Müsteşar ve Müdürleri, kapıcı ve bekçilerin bile partizanlıkla çalıştıkları biliniyor. Günlük hayatımızın nerede ise her dakikasında hizmet almak durumunda olduğumuz Belediyelerde de durum farklı değil. Her ne kadar yerel seçimlerde partiler değil, adayın kişiliği daha önemli olsa bile, sonuçta seçilen Belediye Başkanları ve Belediye Meclis üyeleri de bir partiye mensup.

İktidar partisi ile güya düşman ikizi ana muhalefet partisi son yerel seçimlerde sonra Belediyelerin önemli bir kısmında yönetimde. Bunlardan birincisi su paralarının toplanmamasından tutun da, belediye kaynaklarının peşkeş çekilmesine kadar her yola başvurarak yandaşlarını ihya ediyor. Diğeri daha profosyonel çalışıyor. Belediyede yasal sınırların altında personel var ama, Belediye’nin ihtiyacı olan bütün hizmetler yandaş veya aile şirketlerinden satın alınıyor.

Her iki partinin yönetimindeki belediyelerde ortak uygulamalar da var. Kırsal kesimlerde seçimler öncesinde mandıra kapılarına kadar asfaltlanan yollar. Yandaşların sokakları asfalt yapılıırken, muhaliflerin sokaklarına çukurdan girilemediği halde, bu sokakların yapılması için bir türlü ödenek bulunamaması. Belediyeye ait gazino veya benzeri yerlerin seçimleri finanse eden birilerine ihale edilmesi. Bu listeyi uzatmak mümkün. Bu uygulamaları yaşayan vatandaşın yönetimde tarafsız birini araması haksız değil.

Erken yerel seçimlerle yönetimini yenilemek durumunda olduğumuz Başkent LEFKOŞA da bu uygulamalardan bağımsız değil. Lefkoşa Türk Belediyesi’nin bugünkü kaosu, bu ikilinin ortak operasyonu ile yaşamak zorunda kaldığını daha önce izah etmiştim. Gelen gideni aratır misali yapılan uygulamalar vatandaşı artık bıktırdı. Vatandaşın partilere tepkisi ve partilere karşı tavır alması bundan.

Lefkoşa Türk Belediyesinde seçimler gündeme geldiğinde, aklı başında herkesin ilk aklına gelen de, tarafsız birinin geçici yönetimi oldu. Bağımsız aday olacak bir akil adam, bir yıl için muhalefetin desteği ile seçilebilirdi. Muhalefetin çoğunlukta olacağı yeni Belediye Meclisinin desteği ile bu sıkıntılı dönem atlatılabilirdi. Ancak aklın ve mantığın gereği bu yaklaşım ana muhalefetin amiral gemisini geri alacağım inadı nedeniyle gerçekleşmedi.

Basında yer alan kimi haberlerde, bağımsız veya tarafsız olduğu söylenen bazı adayların ismi de konu edilmişti. Birisi oldukça popüler bir gazeteci. Diğeri de mesleğinde başarılı ve bir müddet meslek örgütü başkanı olarak adını duyurmuş bir doktor. Halbuki Dr. ÇAKICI’nın ortak bağımsız adaya destek arayışı oldukça samimi bulunmuştu. Bu arayışlarda ismi geçen şahısların, bir parti amblemi altında ortak aday olarak anılması, TDP’nin asıl niyetinin başka olduğunu düşündürüyor.

Çok partili demokrasilerde siyasi partiler zorunlu unsurlardır. Belirli ilkeler veya siyasi görüşler çerçevesinde bir araya gelmiş ekiplerin veya kadroların oluşturduğu siyasi partilerin seçmene değişik seçenekler sunması demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Siyasetle ilgili olsun veya olmasın düşünebilen her insanın bir siyasi düşünceyi veya dünya görüşünü benimsemesi de temel insan haklarından birisi. Kişi herhangi bir fikri benimsedi diye bu fikri savunan parti veya partilerin yandaşı olmak zorunda da değil.

Yönetim sorumluluğunu üstlenen her politikacının ayırt etmesi gereken işte bu. Sadece kendisi gibi düşünen veya seçimlerde kendisine destek verenlere değil, yönetmek durumunda olduğu kesimde herkese hizmet etmek zorundadır. Bu mükelefiyet yerine getirilmezse bugün KKTC’de yaşadığımız durum ortaya çıkar. Partizanlık hayatı çekilmez hale getirmiş ve siyasi tartışmalarda taraf olmamış insanımız kendini kuşatma altında hissediyor.

KKTC’de önde giden iki partinin yarattığı bu boğucu ortamı değiştirmek mümkün. Seçmen partizanlığı reddeden ve herkese eşit mesafede durarak hizmete talip olanlara da kulak vermeli. Bütün partileri aynı kefeye koyarak toptan reddetmek sorunlarımıza çözüm getirmiyor. Partizan düzeni yaratan yapışık ikizlerin rotasyonla iktidarı devralmasına yarıyor. Bu oyun bozulmalı. Seçmen bu kez bilinçli oy kullanarak başka seçeneklere de şans vermeli.

Demokrat Parti’nin Lefkoşa Türk Belediye Başkanlığına aday gösterdiği Mustafa ARABACIOĞLU adaylığı kabul ettikten sonra “Belediye Başkanlığını kazandığımda parti şemsiyesini parti binasında bırakacağım ve belediye binasına götürmeyeceğim” dedi. Ben böyle yapacağına inanıyorum. Siz de inanıyormusunuz?